Her hafta yazısını ilgi ile okuduğum sevgili Tilda’nın geçen haftaki yazısını henüz okuyamadan telefonum çalmaya başladı. “Bu hanımefendi bize bu denli de haksızlık etmemeli. Bizim bu isimde üyemiz de olduğunu bulamadık. Müstear bir isimle mi yazıyor?” Durun! Durun! Haftaya makul bir yazı yazıp konuyu hem aydınlatır hem de yumuşatırız. Ne değerli başkanım ve çalışma arkadaşlarımın ne de yıllardır halen yazı yazmakta olduğum Şalom’un yazı kadrosunun alınmasını, darılmasını istemem.
Sevgili Tilda ve sevgili Şalom okurları; bilmek zorunda değilsiniz ancak birkaç yıldan beri Anadolu Kulübünün Ankara Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği görevimi sürdürüyorum. Her bir toplantı için de hiç üşenmeden ve geçiştirmeden Ankara’ya dek gidiyorum. Hiçbir zaman, işimde yoğunluk olsa dahi, söylenerek gitmiyor, kulübümüzün daha iyi bir yere gelmesi için fikir üretmeye çalışıyorum, diğer çalışma arkadaşlarım gibi.
Yazın Kulüp’te yönetici olduğum için hava atarak yürümüyorum. Ve önemli bir çoğunluğunu gazetemiz okurlarının teşkil ettiği sandviççileri (yanında yasak olmasına rağmen yemek getirenler) görmezlikten geliyorum. Bunu engellemek için hatta dışardan yemek getirenlere bir not iletmeyi bile aklımdan geçirdim.
Günümüzde İstanbul’un en güzel noktalarından birinde 24 dönüm arazi üzerinde, Adalardaki diğer sosyal kulüplerden daha fazla yıllık aidat ve plaj ücreti almayan Anadolu Kulübü yıllardır iyi yönetimi sonucu son üç-dört yıldır kazandığı parayı ya ecrimisil ödemeye ya da söz konusu imar affına harcamıştır. Tabii ki tarihi köşklerin restorasyonu ertelenmiş, hatta köşklerin ikincisi yaz mevsiminde oda bekleyen üyelere sunulamaz duruma gelmiştir.
Evet Tilda üyelerin eline ulaşan mektup ile yeni yasa çıkıp da havuz alanı satın alınabilir bir duruma gelirse bunu derneğin son kalacak olan rezerv parasıyla değil de biz tüm üyelerin yapacağı katkı bedeliyle yapabileceğiz. Söz konusu yazıda yapılan benzetmede de Büyük Kulübün denize girmek için tahsil edeceği bedel de henüz açıklanmadığından belirtilmemiştir.
Doğrudur ki kulübümüz sadece dört ay hizmet vermektedir. Ancak bu kış aylarında oranın personelsiz bulunacağı anlamına gelmez ve boş yerin daha kolay yıpranması göz önüne alınarak masrafların sıfır olacağı anlamını da taşımaz.
Yazıyla ifade edilen Adalar’daki tüm kulüpler aynı sebeplerden dolayı yaptıkları çalışmalarda üyelerine başvurmuş iken Anadolu Kulübü Yönetimi bunu yapmamayı başarmıştır. Ancak bundan sonra ödemek zorunda kalınabilecek ücretler hukuk adamların da başarısızlığını göstermeyecek sadece kanunun yerine getirmek için hepimizin ödeyeceği bir bedel olacaktır.
Kızmadan ve cebinizden çıkacak bedeli öncelikli düşünmeden bir kez daha düşünürseniz, bu kulübü yöneten yönetici ve profesyonellere gerçekten teşekkür etmemiz gerektiğine karar vereceğinize inanıyorum.
