Halloween-Yahudilerin kutlamasında sakınca var mı?

Cadılar Bayramı olarak bilinen Halloween’in tarihi kökleri nedir? Yahudilerin bu bayramı kutlamalarına din bilginleri nasıl bakıyor? Çocukların şeker bombardımanına ve kostümlü eğlencelere kendilerini kaptırmamaları kolay mı?

Selin KANDİYOTİ Kültür
30 Ekim 2019 Çarşamba

Halloween’in tarihi

Halloween’in kökeni 2000 yıl önce şimdiki İrlanda ve İngiltere’de yaşayan Keltlerin geleneğinden geliyor. 1 Kasım, yazın ve hasatın bitişi ile karanlık, soğuk ve daha çok ölümle bağdaştırılan bir dönemin başlangıç günü olarak sayılıyordu. Keltler, 1 Kasım’dan bir gece evvel, canlı ve ölü olmak üzere iki dünya arasındaki sınırların bulanıklaştığına inanıyordu. 31 Ekim gecesi Samhain adını verdikleri festival gecesinde ölülerin hayaletlerinin dünyaya döndüklerinde, onlara özellikle balkabağı başta olmak üzere bazı adaklık ikramlar hazırlarlardı. Bunun yanı sıra şenlik ateşleri yakıp onları korkutacak şekilde hayvan başları ve derileri giyinerek hayaletleri kovduklarına inanırlardı.

Roma İmparatorluğu 43 yılında Keltlerin topraklarını işgal etti. 400 yıl boyunca orada kalan Romalılar kendilerine ait iki bayramı Samhain ile birleştirdi. Bunlardan biri ölülerin anıldığı Feralia Günü, ikincisi ise meyve ve ağaçların kutsandığı ve sembolü elma olan Pomona idi. Bugün Halloween’de su dolu kaptan, eller kollar bağlı, sadece ağızla elma ısırma yarışmaları yapılması buradan geliyor.

609 yılında Papa IV. Boniface 13 Mayıs’ı Hıristiyan şehitlere adadı. Papa III. Gregory ise anma gününün kapsamını genişletip azizleri de buna ekledi. Bu değişikliği yaparken 13 Mayıs tarihini 1 Kasım’a aldı. 

1000 yılında Hıristiyanlık Kelt topraklarında iyice baskın hale gelmişti. Kilise 2 Kasım’ı ölülerin anıldığı gün olarak belirledi, adını da ‘Tüm Ruhlar Günü- All Souls’ Day’ koydu. Bundan kilisenin putperest kökenlere sahip Keltik festivali belleklerden silmek istediği anlaşılıyor. O gün kamp ateşleri yakılır,  meleki şeytan ve aziz kostümleri giyilirdi. Aynı zamanda o güne All-hallows (hallow-holy-kutsal; Bütün Azizler) denirdi. Bir gece evveline ise All-Hallows Eve denirdi. Kelime daha sonra Halloween’e evrildi.  

Şaka mı şeker mi? 

İlk şaka mı şeker mi diye kapı kapı dolaşanlar Avrupa’nın yoksul çocuklarıydı. Karşılığında çocuklar yakın zamanda vefat etmiş komşuları için dua eder, şarkı söylerdi. Geleneğin ABD’ye gelmesi çok uzun sürdü. 1850’lere gelindiğinde yeni göçmenler, özellikle İrlandalılar Halloween’i popüler hale getirdi. Şeker 1920’lere kadar Halloween ile bağdaştırılmamıştı.

1929 Büyük Buhranı ile beraber yemek karşılığında dua yerini, kaba şakalar, korkutmalar ve vandalizme bıraktı. Arabaların yakılması, evlere zarar verilmesi hatta taciz ve saldırı yaygınlaştı. Bu kargaşa çözülmeliydi. Ebeveynler ve toplum liderleri bayramın bu gidişatını değiştirmek üzere şeker ya da şaka geleneğini getirdiler. Şeker yaramazlığı önlemek için bir rüşvet niteliğindeydi. 1950’lerde bayram çocuklar ve komşuluk bağları temeline oturmaya başladı.

 

Halloween - Hallahween?

Putperest kökenleri olan bir bayrama dayanarak çocukların midesini şekerle doldurmaları için kostüm giydirip yabancı evlere yollamak, sonra da ne kadar şeker yiyebileceklerini kısıtlamak kulağa harika bir fikir gibi gelmediği gibi Yahudi gelenekleriyle de bağdaşmıyor. Fakat bugün Türkiye’de çocuk hatta yetişkin giyim mağazalarında özel Halloween kıyafetlerinin kapış kapış gitmesi, 31 Ekim gününe yaklaşılırken Halloween partilerinden geçilmemesi bu bayramın bir inanışı temsil etmediğini ve tamamen eğlenceli bir faaliyet olarak görüldüğünün işareti. Peki, Yahudi çocuklar bu eğlenceye katılsın mı, katılmasın mı?

Tartışmada tabi ki iki taraf mevcut. Önce Halaha’ya kulak verelim: Yasak diyor. Tevrat’ta Levililer 18:3’den anlaşılacağı gibi Yahudiler kendilerinden olmayanların adetlerini uygulayamaz. 10 Emir’de de putlara ibadet etmek yasaklanmıştır. Halloween’in hem putperest hem de Hıristiyan bir evveliyatı olduğu için bu festivali kutlamak Yahudilere yasaktır. Bir bayramın kökenleri zamanla yok olamayacağına göre Halloween hâlâ dini bir bayram olarak görülmelidir ve Yahudi kanunlarına göre kutlamak aykırıdır.

Tartışmanın diğer tarafındakiler ise ABD’de kutlanan Şükran Günü gibi ya da Sevgililer Günü gibi Halloween’in dini hiçbir önem taşımadığını, tamamen milli bir gelenek olduğunu belirtiyor. Laik bir hal alan bu kutlamaya Yahudilerin katılmasının içinde bulundukları topluma dahil olması ve kaçırıyor hissine kapılmaması açısından da düşünüldüğünde bir sakıncası yoktur. Kimsenin dinine ya da nereden geldiğine bakılmaksızın çoğulculuk ve hoşgörü anlayışıyla ortak milli bir tecrübe yaşanıyordur, dahası birlikte eğleniliyordur. Bu değerlerin hepsi Yahudiliğin idealleri ile uyum içerisinde olduğuna göre öyleyse Halloween’i kutlamak da serbesttir. 

Peki bu durumda biz Türkiye’de yaşayan Yahudiler olarak ne yapacağız? Dini gelenek değil de Amerikan geleneği de mi değil? Neyse ki Purim Bayramımız var. Kostümlerimizi giyerek partiden partiye koşuyoruz, hediyelikler de eksik olmuyor. Ama illa 31 Ekim akşamı kapı kapı dolaşmak isteyen çocuklarınız varsa hatta aranızda hayalet maskesiyle peşinden koşmak isteyeniniz varsa sizin bileceğiniz iş. Sonuçta Halloween kutlanmasına her tür karşı çıkış teziniz ‘bedava şeker’ anti tezine toslayacak.  

Bir Halloween klasiği Addams Family

İçinde her ne kadar Yahudi unsurlar bulundursa da Addams ailesi Yahudi değil.

Halloween deyince akla ilk gelen filmlerden biri olan Addams Family içinde çokça Yahudi unsur barındırıyor. Angelica Huston’ın hayat verdiği Morticia karakteri kocası Gomez’e Yidiş dilinde sevgili anlamına gelen ‘bubeleh’ diye hitap ediyor. Ailenin genç üyeleri Wednesday ve Pugsley, yaz okulu seçimini gerçek bir Yahudi yaz kampı olan Camp Chippewa’dan yana kullanıyorlar. Wednesday burada her şeye alerjisi olan, gözlüklü ve nörotik bir annesi olan Yahudi bir gence aşık oluyor. Gomez’in 25 yıldır kayıp erkek kardeşi birdenbire dönünce aile sevinç gösterisi olarak geleneksel ‘Mamushka’ dansını yapıyor. Mamushka, klezmer tarzında bir müzik ve dans figürleri de ‘Damdaki Kemancı’ filminden çıkmış gibi. Damdaki Kemancı’ya tek benzerlik bu değil, ayrıca filmde bir düğün sahnesine ‘Sunrise Sunset’ parçası çalıyor. Yönetmen Barry Sonnenfeld (Men in Black’den tanınan) ve yapımcı Scott Rudin ayrıca filmin müziklerinin bestecisi Marc Shaiman Yahudi.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün