Unutulma hakkı

İnsanlığın ilk yıllarında yazı ortaya çıkmamışken birine söylediğiniz kelimenin ömrü, o kişinin veya onun söylediği kişilerin hafızası kadardı. Sonra yazı çıktı ve verdiğiniz mesajın ömrü o yazının (hatta dilin) ömrü kadar oldu. Ardından 1990’ların sonunda dijital makinelerle çektiğimiz fotoğraflarımız CD ve DVD’lere kaydedilmeye başlandı. CD ve DVD’ler sayesinde en basit mesajın hatırlanma ömrü 30-35 yıla çıktı. Peki ya şimdi?

Bilim ve Teknoloji
11 Aralık 2019 Çarşamba

Semi Venturero

Günümüzde insan sadece tüketim alışkanlıkları, ne kadar para kazanıp, harcadığıyla tanımlanıyor. Büyük firmalar için sadece tüketim nesnesi haline gelmiş insanın yeni derdi, unutulmak!

İnternet firmaları sizi hayatınızdakilerden daha iyi tanıyor. Hakkınızda astronomik sayıda bilgisi mevcut. Bu bilgi birikimini ufkunuzu genişletebilir ve hayata yeni bir pencereden bakmanızı sağlayabilir, fakat bunu interneti daha fazla kullanmanızı sağlamak için kullanıyorlar.

Mesela YouTube’da bir otomobil kanalında Lamborghini veya Porsche videosu izlediyseniz aynı kanaldan çıkan Ferrari videosunun karşınıza gelmeme ihtimali neredeyse yok. Buna rağmen Porsche’lerin tarihi ya da üretimiyle ilgili ufkunuzu genişletebilecek bir videoya muhtemelen denk gelemezsiniz. Çünkü algoritma arabaların mühendisliğine mi yoksa tarihine mi daha ilgili olduğunuz kumarını oynamak yerine, en muhtemel açacağınız içerikleri, satın alacağınız ürünleri size sunmayı tercih eder.

Bu yüzden sürekli daha çok tüketmek üzere kurgulanmış bir dünyada yaşıyoruz. Örneğin her gün onlarca WhatsApp mesajı alıyoruz, Instagram, Snapchat hikâyesi izliyoruz ama üç gün sonra epey azını hatırlıyoruz. Yani normal şartlarda eskiye nazaran daha hızlı bilgi alıp unutuyoruz. Bu yazının asıl konusuysa anormal şartlar. 

Twitter’da bir belediye başkanı müdürlüklerine yaptığı rutin bir ziyareti paylaşırsa 1,5 – 1,8 saat arasında etkileşimi azalacak ve unutulacak. Seçim gecesi ütopik bir olay olduysa bununla ilgili içerik hiçbir zaman silinmeyecek ve muhtemelen de unutulmayacak. Veya ünlü bir model Instagram hikâyelerinde kendi fotoğrafını paylaşırsa hafızalardan hemen silinir, halbuki eğer çıplak fotoğrafını koyarsa internetten silinmesi çok zor olacaktır.

Yeni sosyal medya uygulamalarının bu kadar popüler olmasının temel sebeplerinden biri çabuk unutabilmemiz. 1998’de Mario Costeja Gonzalez’in vergi borcu nedeniyle evini satışa çıkardığı yazıldı. Aslında borç çoktan ödendi. Google ve gazete linki kaldırmadığı için bu şahıs Avrupa Adalet Divanına gitti ve açtığı davayı kazandı.

Mahkeme unutulmanın hak olduğunu vurguluyor ve o bağlantı siliniyor. Bu şekilde de unutulma hakkı terimi ortaya çıkmış oldu. Davadan sonra Google unutulmak isteyenlerin başvuru yapabileceği bir form oluşturdu. Türkiye’den de Google a unutulmak için başvurabiliyorsunuz (formun bağlantısı: https://policies.google.com/faq?hl=tr). Son olarak internet ekipler amirinin de dediği gibi insan unutabildiği için mutludur.

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün