Fenerbahçe tarihindeki Yahudi basketbolcular

Fenerbahçe’nin ilk basketbol takımının, bir oyuncu hariç, tamamıyla Türk Yahudi sporcularından oluştuğunu biliyor musunuz? 1944 yılında Fenerbahçe, o yıl ligde fırtınalar estiren Bar Kohba takımının tüm oyuncularını transfer etmişti… Metin Delevi ile Türk Yahudilerinin spor tarihine katkılarını konuştuk.

Vedat LEVENT Söyleşi 1 yorum
25 Aralık 2019 Çarşamba

‘Türkiye Spor Tarihinde Yahudi Sporcular’ kitabıyla bu alanda detaylı bir araştırmaya imza atan Metin Delevi ile söyleşimize devam ediyoruz. Delevi bu hafta Türk Yahudilerinin spor tarihine katkılarını anlattı.

Osmanlı’yı ve Türkiye’yi Olimpiyatlar’da temsil eden Yahudi sporcuları anlatabilir misiniz?

Çok ilginçtir, hep 1936 Berlin – diğer adıyla Hitler’in Olimpiyatları’ndan bahsedilirken hiçbir tarih kitabında Türkiye’den katılan iki Yahudi sporcudan bahsedilmez. Ben de bilmiyordum. Araştırmam esnasında öğrendim. İşin güzel tarafı Hazday Penso bizim Burgazada’da komşumuzdu. Türk Basketbol Takımının altı kişilik kadrosunda iki Yahudi vardı. Birisi Jak Habib, diğeri Hazday Penso. Oradayken Hitler’i gördüler. Habib’in hatıratını kızından aldım. Orada uzunca kendi el yazısıyla spor hayatını anlatmış. O bölümü virgülüne dokunmadan olduğu gibi kitaba koydum.

Rober Eryol - Milli Futbolcu

Maccabi ve Bar Kohba’nın Türk basketbolunun gelişimindeki rolünü anlatabilir misiniz? (1927-32)

1932’den sonra Maccabi metamorfozdan geçiyor. Kulüp büyük ihtimal kapatılıyor. Oyuncuları başka bir kulüp adına oynuyor. Hatta farklı formalarla oynuyorlar. 1934 şampiyonu diye aynı Maccabi oyuncularının farklı bir forma ile resimleri var.

1932-35 arası Maccabi bir şekilde var. Ama Maccabi adı altında değil. Oyuncular ya taşeron olarak sahaya çıkıyor ya da bölünerek başka takımların formaları altında görünüyorlar. Fakat Bar Kohba’yı 1932’den itibaren sahalarda görüyoruz. Bar Kohba yalnız basketbolda değil, boksta da çok aktif. Hatta öyle ki bir belge buldum; Bar Kohba’nın boks departmanının genel kurul toplantı duyurusunu ulusal gazetede yapıyorlar. Bu, Bar Kohba’nın boks konusunda ülkede epey söz sahibi olduğunu gösterir bir belgedir.

1927-32 arasında Maccabi’nin şampiyonlukları var. O zaman ulusal lig yok. Mahalli ligler var. Maccabi’nin oynadığı takımlar arasında Fenerbahçe ve daha ileriki yıllarda Galatasaray da var. Başka gayrimüslim takımlar da var. Maccabi bu beş yıl boyunca üst üste beş şampiyonluk kazanıyor.

Bar Kohba’nın sahaya çıktığı dönemde ulusal lig başlıyor. Bar Kohba basın tarafından kuvvetli takımlar arasında gösteriliyor.

1934’te Türkiye’nin ilk milli basketbol takımında çok sayıda Yahudi olduğunu görüyoruz. Jak Habib, Hazday Penso ve Samoel Benyakar bu takımda yer alıyor.

Bir ekleme yapayı Benyakar, Olimpiyat kadrosundadır. Ama yedektir. Gazetemizin yazarlarından Karel Valansi’nin dedesidir. Harcırah çıkmadığı için Berlin Olimpiyatları’na takım ile beraber gidememişti.

Samoel Benyakar


Bar Kohba nasıl kapanıyor? Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerinin basketbol şubelerinin nasıl kurulduğunu bize anlatabilir misiniz?

Bar Kohba’nın nasıl kapandığını aslında Rıfat Bali ortaya çıkardı. Bar Kohba çok baskı alıyordu. Bir basketbol takımının adı nasıl yabancı olabilir diye. Adını Bozkurt olarak değiştiriyorlar.

Beşiktaş’ın basketbol şubesi 1940’larda sıfırda diyebiliriz. Hiçbir altyapısı yok. Buna karşılık Fenerbahçe’nin altyapısı var fakat takımı dağılıyor. Yeniden kurulmak isteniyor. 1944 yılında kapanan Bar Kohba Kulübünün basketbolcuları Galata Kulübünde çok zor şartlarda oynuyorlar. Bunları tanıyan bir Fenerbahçe idarecisi “bizde oynayın” diye bir teklif götürüyor. Komple olarak kapanan Bar Kohba’nın oyuncuları 1944 yılında Fenerbahçe’ye katılıyorlar. Bir kişi hariç Fenerbahçe Basketbol Takımının hepsi Yahudi oyunculardan teşekkül oluyor. Buna Fenerbahçe Basketbol şubesinin kurucu takımı da diyebiliriz.

Fakat bu olaydan önce Bar Kohba’cıların bir kısmı Beşiktaş’a gidiyor. Ama Beşiktaş’ta aradıklarını bulamıyorlar, takım dağılıyor. Fenerbahçe’nin ise o dönem basketbola yaklaşımı daha ciddi ya da paralı diyelim, zira o dönem kulübün başında Saraçoğlu var.

Saraçoğlu mu var? Lütfen bu konuyu açabilir misiniz?

Açıkçası bunu gittim Fenerbahçeliler’e sordum ama bana yanıt veremediler. Onlar da bana sordular: Peki Yahudiler nasıl oldu da Saraçoğlu’nun takımına geldiler diye.

Benim düşüncem şu; Bu insanlar 1942’de Varlık Vergisi’ni yaşadılar. Daha öncesinde de 21 Kura Askerleri oluyor. Bir sürü dertler oluyor. Benim düşüncem, bu oyuncular Fenerbahçe’ye gidersek kafamız ağrımaz diye düşündü.

Türk Yahudilerinin Türk sporuna verdiği katkıları özetleyebilir misiniz?

Mesela Tastasa diye birisi var. Onun hakkında sadece bir resim var elimizde. 1908 ya da 1909 yılı, Osmanlı topraklarında profesyonel bir yarış otomobili ve içinde Tastasa isimli bir Yahudi oturuyor. Elimizde bu kişi hakkında o fotoğraftan başka hiçbir bilgi yok.

Belki isim yapmamışız fakat nüfus olarak bu kadar az olmamıza rağmen, Türk sporuna nisbi olarak çok katkı vermişiz. Mesela Türkiye’ye pankreas güreşini ilk getiren kişi Arditi adlı birisi. Ara dönemlerde koşucu İzak Franko var.  Mesela golfun kurucusu rahmetli Röne Somek var. Yelkenin kurucusu İzmirli bir Yahudi.

Ali Ferit Gönen

 

Ali Ferit Gören var ki bu kişiye ayrı bir sayfa açmak isterim. Avusturya Yahudi’si kendisi. Savaş öncesi Türkiye’ye kaçıyor ve Balkan şampiyonu oluyor. Avusturya’dan gelince kendisini Türkiye’de hemen askere alıyorlar. Askeri okulda jimnastik hocası oluyor. Çünkü sporcu. Birkaç Maccabi madalyası var. Gerçek adı: Alfred König.

Askere Alfred König olarak alınıyor. Sporda çok başarılı olunca onu milli takıma almak istiyorlar. Adını Ali Ferit Gönen olarak değiştiriyorlar. Bu, beni kitapta en çok heyecanlandıran konu oldu. Avusturya’da Türk konsolosu tarafından Türkiye’ye kaçırılan Avusturya şampiyonu König, daha sonra Türkiye bayrağı altında Gönen adı altında mücadele edip Balkan şampiyonu oluyor.

Altay’da iki sene başkanlık yapan Hanri Benazus var. Yakında kitabın genişletilmiş baskısını yayınlayacağız. Orada Altay ile ilgili daha çok detay vereceğim. Çünkü gerçekten Altay’da oynayan Yahudi sporcular var. Onların peşindeyim şu anda.

Kitabın genişletilmiş baskısında neler olacak?

Bir sürü ilave isimler koyacağım. Özellikle Edirne, İzmir ve Adana’dan… Hatta Edirne’de bir Yahudi takımı olduğu da söyleniyor. Onun peşindeyim şu anda.

Yakın zamana doğru geliyoruz. Yusuf Hakim ve kendisinin basketbol milli takımına katkılarını anlatabilir misiniz? Yakın dönemde başka milli oyuncularımız oldu mu?

Aslında bunlar bir üçlü. İzmirli Hakim, Bonomo ve Navaro. Hakim hariç diğer ikisi vefat ettiler. Hakim, milli takıma girdi.

Ama yalnız o yok ki. Basketbol ve voleybolda milli takıma giren çok Yahudi var. Nesi Çiprut var ki voleybolda ordu milli takımına girdi. Sadioğlu, Morhayim, İbrahimzade, Nahmiyas, Lesi Ojalvo (aerobik), İzak Bivas ki sergiyi gördü ve sonrasında vefat etti…  Bu kişilerin hepsi kendi dallarında yakın dönem Türk milli takım oyuncuları.

İzmir Maccabi Tire İdman Yurdu

Yıldırımspor’un kuruluşunu ve bugüne gelişini biraz anlatır mısınız?

1950’lerin başında bir kulüp kuruluyor ama iki sene içinde yok oluyor. 60’larda ise asimilasyon başlıyor. İzak Abudaram ve arkadaşları gençliği toplamak maksadıyla bir kulüp kurmak istiyorlar fakat bir takım zorluklar var. Kulüp ilk kurulduğu vakit Magen Davit’ten esinlenerek Yıldız Spor ve Kültür Derneği adlı bir oluşum başlatıyorlar. Ancak o dönem dernekler kanunen tek bir konu altında toplanabiliyor. Ya spor ya kültür derneği olarak faaliyet yürütmek durumundalar. Yıldız Spor Kültürü Derneği oluyor. Sonra isim değiştiriyorlar. O dönem cemaate destek veren bir milletvekili var. Yıldırım Bey. Onun isminden esinlenerek kulübün adı Yıldırımspor oluyor.   

80’lerde kulüp çok başarılı oluyor. O kadar ki Avrupa kupalarında mücadele edebilecek seviyelere kadar geliyor. Birçok yabancı antrenör getiriliyor. Fakat daha sonra maddi problemler başlıyor. Bu sebeple kulüp kendiliğinden kendini alt liglere düşürüyor.

Kitapta birçok resim kullandınız. Fakat o kadar resim arasında kapak olarak niye üç eski sporcunun resmini seçtiniz?

Copyright’ını alabildiğim bir resimdir. Ziefer’in torunu rica etti. Kapağa bu resmi koyarsan memnun olurum dedi. Bu resim 1907’den kalma ve açıkçası en net resim de buydu.

Daha önce bu konuda yapılmış başka çalışmalar var mı?

Türkiye’de ‘Gayrimüslim Sporcular’ ve ‘Spor Takımları’ adlı iki kitap yayınlandı. Birisini Milli Eğitim Bakanlığı ve diğerini İş Bankası yayınladı. İkisinde de o kadar yanlış bilgiler veriliyor ki. İlk başta hazır kaynak var diye sevinmiştim. Ama hatalar var. Mesela birinde Maccabi Haifa’yı Türk Yahudileri kurdu diyorlar. Maccabi Haifa, 1900’lerde kuruldu. Fakat kitaplardan birinde Varlık Vergisi sebebiyle İsrail’e gidenler tarafından kuruldu diye yazıyor.

Kitabımı referans olarak, doğru bilgi kaynağı olarak almaları için Bakanlık’a yazdım. Henüz bir geri dönüş olmadı. Fakat kitabım sanıyorum Meclis Kütüphanesine girdi.

Yine ilginç bir gelişme olarak şunu belirtebilirim; Fransa Alliance’tan bana ulaştılar. Bizim hakkımızda ne yazdın diye merak ettiler. Onlarla ilgili bölümü Fransızcaya çevirip ilettim.

Kitaptan sonra birçok kişi bana ulaştı. Kitapta yazamadığımız birçok sporcuyla alakalı yeni bilgiler geliyor. Yine bu çerçevede ailesinde daha önce benzer şekilde sporcu olanlar ya da bu sporcularla ilgili genel bir bilgisi olanlar varsa lütfen bana ulaşsınlar, kitabın yakında çıkacak olan genişletilmiş baskısında bu sporculara yer verelim.

Şimdi yeni bir projem de var. ‘Osmanlı ve Avrupa ordularında Türk Yahudileri’. Şu an bunun üzerinde çalışıyorum.

bitti

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün