AstroEkonomik gündem

Elon Musk Neuralink firmasının çalışmaları ile “Beyne Matrix gibi format atacağım” deyince ortalık karıştı. Neuromarketing, NLP, hipnoz, regresyon gibi çalışmaları biliyorduk ama Ajan Smith ile bizleri kapıştırmayaydı iyiydi.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
9 Eylül 2020 Çarşamba

Mavi veya kırmızı hap, işte tüm mesele bu bundan sonrası için. Aynı Elon Mars’a ilk giden koloniler ölecekler ama bu muhteşem bir şey olacak derken, Çin ilk yeniden kullanılabilir roketinin testlerinde başarılı oluyordu. Büyük uydular artık tarih olma noktasında. Nano ve hatta daha küçük uydular ile yüzlercesini aynı anda çok komik maliyetlerle atmosferin altına belli bir seviyeye göndermek çocuk oyuncağı. Bu konuda yüzlerce girişim var. Daha yukarılara atmak maliyetli olduğundan aşağı taraflarda yörüngelerde artık uydular için pek yer kalmadı, çarpışıp duruyorlar. Bir küçük roketle 300 mini uyduyu her biri farklı fonksiyon (hava durumu, gözlem, tv yayını, vb.) icra edecek şekilde etrafa saçmak mümkün. Gözler okyanuslarda, ormanlarda iken alt uzay şimdiden çöplüğe dönmüş durumda. Uzay yarışı ABD kıtasına ilk giden koloniler gibi fırsatlar barındırıyor. Bu nedenle her ülke kendince bu pazara girme yarışında.

Astrobiyoloji kâinattaki yaşam arayışlarını, astrofizik kâinattaki denge ve ulaşımları kabaca inceliyor. Astroekonomi ise atmosfer altı ve üstündeki yeni ekonominin incelenmesi ile ilgili. Space Economy, Space Economics, Astroeconomy terimlerinin karşılığı Türkçe Uzay Ekonomisi. Ancak astrobiyoloji örneği dikkate alınınca astroekonomi kelimesi akademik literatürde daha doğru gibi. Fakat bu sefer bu isim finansal astroloji kelimesi ile karıştırılıyor. Finansal astroloji gezegenlerin açılarına göre yatırımlara yorum yapan başlık.

Astronomi akademide bir bilim ancak astroloji değil. Dolayısı ile astroekonomi adı ile henüz yeni yeni yeşermeye başlayacak bilim dalı ile finansal astrolojiyi birbirine karıştırmamak lazım. Maalesef bazı akademik kişiler dahi henüz bu ayrımı yapamıyor. İstikbal göklerdedir diyen başöğretmene burada bir atıf yapalım. Uzay sadece mühendislik konusu değildir. Kolonide yaşamı dikkate alacak sosyolojisi, uzaylı da olsa insan insandır diyen felsefesi sosyal bilimlerin de konusu. Uzaylı riskine dair makaleye garipseyerek bakan akademi Pentagon ve (ABD) Kongre’(si)nin araştırma bütçesi ve kararlarına nasıl bakıyordur kim bilir?

ABD Uzay Kuvvetleri Trump’ın başkanlık emri ile kuruldu ve NASA’ya tekrar aya gitmek için emir verildi. Atmosfer altı uzay faaliyetlerine yönelik astroekonomi şimdilik Boeing, SpaceX, Virgin gibi halka açık olan veya olmayan uzay faaliyetleri yürüten şirketlerin değerlerini, finansal tablolarını dikkate alıyor ve uzay pazarına yönelik uydu, roket, GPS, vb. şirketlerin yarattığı dünya üzerindeki pazarın ekonomik büyümesini ve rakamlarını inceliyor. 

Ancak İstanbul Ekolü Manifestosu ile daha önceki yazılarımızın fütüristik özetinde belirttiğimiz gibi astroekonomi çok yakın bir gelecekte atmosfer üstündeki ekonomik faaliyetleri, dünya dışındaki finansal hizmetleri, iş yapış şekillerini, şirketleri, koloni ekonomilerini, serbest bölgeleri ve daha nicelerini incelemeye ve konu etmeye başlayacak. 4 Ocak 2018 tarihli ‘Nobel Buraya Ödül Havaya’ yazımızda anlatmaya çalıştığımız gibi, mesela gezegenlerin güneşin etrafındaki dönüş süreleri farklı olduğuna göre faiz hesabı nasıl olacak, yatırımların geri dönüşü nasıl hesaplanacak, uzay madenciliğinde özgül ağırlıklar uzayda farklı ise emtiaya dayalı vadeli kontrat hangi faizle, hangi vadeye (zaman da göreceli ise) hangi özgül ağırlığa veya teslimat yerine göre fiyatlanacak.  İşte astroekonomi kabaca bunlarla alakalı bir konu. Daha ikizler paradoksu veya ışık hızı gibi konulara girmedik bile. Mesela bireysel emekliliğe giren Sinem ve Barış ilk koloni ile Mars’a giderse geçen zamanda dünyadaki eltisi ve kayınçosuna göre ne zaman emekli olabilecek? 

Gönül isterdi ki bir rota belirlenecekse ekonomide bu dünyaya göre değil öbür dünyalara göre çözümcü yaklaşımlar daha çok ön plana çıksın. Ayşe Teyze ve Salih Amca’nın cari açık verdiği X kolonisinin rezerv parasına sürekli yönelmesini korku filmi gibi köşeye devamlı servis etmek yerine, şu anda bizim yapmaya çalıştığımız gibi farkındalıkları, uzay okuryazarlığını arttırmaya, çözüm reçetelerini aynı köşede sunmaya çalışan astro iktisatçılarımız, yazarlarımız artsa. Gezegenlerin retrosu gibi sürekli ekonomik retroları öne çıkaran finansal astrologlar ile astroekonomistlerin ayrıştığı temel nokta burası. Türkiye’nin ilk astroekonomist unvanını ister istemez kendime verdim. Gönül isterdi ki akademide kurduğum kürsüden değerli astroekonomistler yetiştirebileyim. 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün