İbrahim Anlaşması´nın (Abraham Accord) imzalanması, istikrarsız Ortadoğu´da yaşanan bir hayli önemli bir gelişme. Prof. Dr. Efraim İnbar ile İsrail´in bu konudaki duruşunu ve Türkiye-İsrail ilişkisinin geleceğini konuştuk.
Prof. İnbar, Kudüs Stratejik Araştırmalar Enstitüsünün (Jerusalem Institute for Strategic Studies, JISS) başkanı ve Bar-Ilan Üniversitesinde siyaset bilimi öğretim üyesidir. Prof. Inbar, 23 yıl boyunca Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezinin (BESA) kurucu direktörü görevindeydi. Ortadoğu stratejik sorunları, İsrail-Filistin diplomasisi ve Türkiye-İsrail ilişkileri konularında uzmanlaşmış olan Prof. Inbar ŞALOM’un sorularını cevapladı.
Geçtiğimiz salı günü tarihi bir ana tanıklık ettik. İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail ile Bahreyn arasında imzalanan barış anlaşmalarını nasıl değerlendirirsiniz?
İlk söyleyeceğim bunun sıcak bir barış olduğu. Halklar arasında iletişim var ve malların dolaşımı mevcut. Böyle bir ilişkimiz ne Mısır ile ne de Ürdün ile yoktu. BAE ve Bahreyn ile olan anlaşma tamamen farklı. İçeriği tamamen farklı bir barış anlaşması kesinlikle.
Atılan bu adım Ortadoğu’yu nasıl değiştirecek? Birçok liderin söylediği gibi istikrarsızlık hali son bulacak mı?
Sanmıyorum. Temelde gördüğümüz İran tehdidine karşı Ortadoğu’da oluşan yakınlaşmanın resmileşmesi. İran revizyonist bir güç olmaya devam ediyor, bölgenin birçok yerinde vekil (proxy) örgütleri var. İran ile Türkiye arasında daha yakın ilişkiler kurulduğunu görebiliriz. Her ikisinin de hırslı ve yayılmacı hedefleri var. Barışçıl bir Ortadoğu görmeyeceğiz. Devam eden bu çatışma hali sürecek. İran ve Türkiye-Katar ittifakı daha fazla yalnızlaştırılmış olacak.
İsrail’in resmi olarak Arap eksenine katıldığını söyleyebilir miyiz? Eğer öyleyse, bu uğurda İsrail’in ödemesi gereken bedel ne olabilir?
BAE’ye F-35 uçaklarının satışından bahsediliyor. Ancak bu durum barış yapmanın bir parçası. Mısır ile barış yaptıktan sonra da Mısır ordusu Amerikan askeri ekipman ile donanmıştı. Bu beklenen bir şey. İsrail’in bu duruma karşılık bir telafi talep etmesi gerekir.
Öyleyse BAE’ye F-35 satışının yapılmasını bekliyorsunuz?
Bu İsrail’in kararı değil. Bu ABD’nin bir kararı olacak. Eğer Trump satmak isterse satar. Ama ABD İsrail’in askeri nitel üstünlüğünün (Qualitative Military Edge) korunması için bizi de telafi edecektir. Ancak F-35’ler hemen yarın olacak bir iş değil, bu yıllar alır.
HANGİ ÜLKELER TAKİP EDECEK?
BAE ve Bahreyn’in İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi, Trump’ın dediği gibi birçok ülkeyi benzer bir adım için cesaretlendirebilir. Suudi Arabistan bu ülkelerden biri olabilir mi? Bu akım Kuzey Afrika’yı da etkiler mi?
Olabilir ama çok da emin değilim gerçekleşeceğinden. Umman, Suudi Arabistan’dan daha yakın bir aday bu konuda. İsrail Başbakanı Netanyahu oraya resmi bir ziyaret gerçekleştirmişti. (İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 2018 yılında Umman’ı ziyaret etmiş, Umman Sultanı Kabus bin Said ile görüşmüştü.) Belki Fas olabilir.
Diyelim ki Gazze’ye mali yardımda bulunan ve ABD ile iyi ilişkileri olan Katar da İsrail ile ilişkilerini normalleştirme kararı aldı. Bu bir olasılık mı öncelikle? Gerçekleşmesi durumunda BAE’nin tepkisi ne olur?
Yakın bir gelecekte çok mümkün değil. Katar problemin bir parçası. Katar, Müslüman Kardeşler’i destekliyor. BAE’nin İsrail’e yakın olmasının bir sebebi de İslamcıları destekleyen Katar.
TÜRKİYE – İSRAİL İLİŞKİSİ
Türkiye Dışişleri Bakanlığının açıklamalarına baktığımızda, bu gelişmelerin zaten sıkıntıda olan Türkiye-İsrail ilişkilerini zorlaştıracağını söyleyebiliriz. İki ülke ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Erdoğan başta olduğu sürece iki ülke ilişkilerinde bir iyileşme beklemiyorum. Ancak, Erdoğan pragmatik bir lider. Türkiye’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri var. Türk Hava Yolları İsrail’e uçuyor. Bir de ekonomik ilişkiler var. Türkiye Arap dünyasına ihracatını Hayfa limanı aracılığıyla yapıyor.
Türkiye, İsrail Ordusunun (IDF) raporunda zorluk (challenge) olarak adlandırıldı. Tam olarak ne ifade ediyor bu söylem?
Türkiye ile askeri bir çatışma istemiyoruz. İstemediğimizi söylüyorum, bu olmayacağı anlamına gelmiyor. Erdoğan’ın hırsı, Türkiye’nin karar ve eylemleriyle bağlantılı bu durum.
FİLİSTİNLİLERLE BARIŞ
Filistinliler tüm bu gelişmelerde arkada bırakılmış hissediyor olmalılar. İki devletli çözümün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Bu Filistinlilere bağlı. Bizimle konuşmak istemiyorlar, Amerikalılarla konuşmak istemiyorlar, Başkan Trump’a isimler takıyorlar. Bunun bir parçası değiller. Eğer pozisyonlarını değiştirmeye karar verirlerse, o zaman görüşme ve pazarlıklar görebiliriz. Belki bir Filistin Devletini de görebiliriz. Ayrıca, Filistin ulusal hareketi de işlevsizleşti.
Joe Biden’ın ABD’nin yeni başkanı olması durumunda Ortadoğu ve özellikle İsrail için ne değişir sizce?
Joe Biden’ın başkanlığında bizi endişelendiren tek şey İran nükleer anlaşmasına geri dönmeye karar vermesi olur. JCPOA gerçekten çok kötü bir anlaşma. Onun dışında Biden BAE ile yapılan anlaşmayı olumlu karşıladı, Amerikan Büyükelçiliğini Kudüs’ten taşımayacağını söyledi. Biden İsrail’e karşı düşmanca tavır takınmıyor. Bizim asıl endişemiz İran nükleer anlaşması.