Ren Nehri kıyısında haykırış: Ludwigshafen Sinagogu

Her 9 Kasım hüzünlü bir başkaldırıdır. Aslında bir yıla yayılan bir birikimin yansımasıdır bu. Belki de yaşadığım yer, daha da önemlisi çalıştığım yerle ilgilidir bu hüzün.

Dünya
17 Kasım 2020 Salı

Egemen Cantürk / Almanya

Şu an Ludwigshafen'da çalıştığım medya merkezinin yerinde 9 Kasım 1938'de
bir sinagog yükseliyormuş ve Kristal Gece`de yerle bir edilmiş. Yıkılan
Sinagogun bulunduğu bu alan bir süre boş kalmış. II. Dünya Savaşı sonrası
Rhein Neckar bölgesinin önemli bir medya kuruluşu - benim de şu an
çalıştığım - merkez binasını inşa etmiş sinagogun yerine. Gazete, radyo
kanalları ve dergilerin yer aldığı labirent biçiminde bir yapı. Dışardan çok
sade, ama içine girince pek çok dergi, gazete ve radyo kanalının olduğu bir
arı kovanını hatırlatıyor.

Binanın girişinde 9 Kasım 1938'de yaşanan o karanlık günü anlatan ibretlik
bir plaket çakılı. Binaya her girişte o plaketten uzak dururum, hızlıca
önünden geçerim; kaçarım adeta ondan. Kabullenmek istemem o acı tarihi.
Belki kaçtığım kendi içimdeki ben. Ürkütür beni, sanki tekrar gelecekler ve
ben çalışırken binayı yakacaklar hissi uyanır. O yakılan insanların
feryatlarını duyarım; kan, duman, ter, gözyaşı, haykırış. Oysa bundan 150
sene önce Ludwigshafen'de Kaiser Willhem Bulvarında, sinagogun temellerini
atan bu insanlar gelecekte torunlarının böyle vahşice katledileceğini
bilselerdi, bu kan emen toprakları hemen terk ederlerdi.   
19. yüzyılda Ludwigshafen bölgede hızla gelişen ve nüfusu artan bir sanayi
kenti. 1800'lerin başında sadece iki Yahudi ailenin yaşadığı kentte kısa
sürede Yahudilerin nüfusu bine yaklaşır. Artık bir sinagog yapılmalı ve
çevredeki kasabalarda yaşayan bütün Yahudileri biraya getirmelidir. Hemen
hazırlıklara girişilir ve Kaiser Wilhelm Bulvarında kilise arazisi satın
alınır ve 1865 yılında sinagogun inşasına başlanır. Bavyera kralı II.
Ludwig'in adıyla alınan Ren Nehri kıyısındaki bu küçük kentte yaşam Berlin,
Hamburg ve Köln'e göre daha dingin akar. Ancak bu dingin yaşam 9 Kasım günü, o karanlık gün bozulur. Kristal Gece'de ellerinde meşale, bıçak, ateşli
silah ve baltalarla ucube bir kalabalık Ren Nehri kıyısındaki sinagoglara
saldırır. Aralarında Ludwigshafen Sinagogu da vardır. Kaiser Wilhem
Bulvarında ilerleyen kalabalık önce sinagogun camlarını kırar, baltalarla
kapıyı kırar, sonra da sinagogu ateşe verir. Saldırı o kadar hızlı ve sert
olmuştur ki; içeridekiler çaresizce yakılan sinagogdan kaçmaya çalışır. Ve
1865 yılında yapımına başlanılan sinagog tarihin karanlık sayfasına, o kara
gün gömülür. Kentte Hitler öncesi (Weimar Cumhuriyeti) 2 bine yaklaşan
Yahudi nüfusundan bugün sadece 15 aile kalmış durumda.
II. Dünya Savaşı'nda tamamen yıkılan sinagogun yerine bölgenin en güçlü
medya kurumunun (Rheinpfalz) genel müdürlük binası inşa edilir. Bugün
Ludwigshafen Sinagogu bir gökdelenin giriş katına sıkışmış durumda.
Rusya'dan gelen Yahudilerle tekrar canlanmaya çalışan cemaat geçmişteki
kadar güçlü olmasa da, Alman tarihinde yetiştirdiği Ernst Bloch, Paul
Eppstein gibi değerli bilim insanlarıyla anılıyor.
Ren Nehrinin mavi suları griye döndüğünde bilin ki; Kristal Gece'nin yasını
tutuyordur.
Holokost'ta yaşamını yitiren bütün insanların anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün