Korona virüsü ve hayvan düşmanlığı

"Hastalananlar öldürülmez, tedavi edilirler." La Révolution/Netflix

Perspektif
9 Aralık 2020 Çarşamba

Armine Gül KORKMAZ

Gezegendeki en gamsız ve bencil tür olarak, virüsün ortaya çıkmasını ve yayılmasını dikkatsizce tetiklemişken ve kendimize ayna tutmak, özeleştiri yapmak yerine hayvanların birçoğunu suçlamak ve acımasızca mimlemek hep yaptığımız şey değil mi? Hayvanları eşitsiz şartlarda yargılamak ve çoğunlukla öldürerek cezalandırmak suçluluk hissetmediğimiz, yaşamımız boyunca kendi varlığımızı öncelediğimiz rutin tutumumuz olmuş durumda.

Virüsün ortaya çıkmasında ve insanlara geçmesinde rol oynadığı yönündeki iddialar sebebiyle imajı iyice bozulan yarasalar, kemirgenler, vizonlar ve şimdilerde kediler hakkındaki olumsuz itibarı yok etmek için acilen harekete geçmeliyiz.

Geçtiğimiz günlerde Danimarka'da, doğal yaşama alanlarından koparılmış ve çiftliklere hapsedilmiş 17 milyon vizon, korona virüsle mücadele kapsamında uyutuldular. Ve hemen ardından ölü bedenleri toprağa derin gömülmediği için toprağın yüzeyine çıktılar.

Danimarka hükümeti, vizonların öldürülmelerine gerekçe olarak, geliştirilmekte olan COVID-19 aşılarının, mutasyona uğrayan virüse karşı etkili olamayabileceğini sundu. Hükümet, gerekli mevzuatı yerine getirmeden çiftliklerdeki vizonların öldürülme emrini verdiği için sonradan pişmanlık duydu ve ülkede çiftçilerin protestoları üzerine Tarım Bakanı Mogens Jensen suçu üstlenerek görevinden istifa etti. Hadise bununla bitmedi, Dagbladet Holstebro-Struer gazetesinin taze haberine göre, Devlet Serum Enstitüsü (SSI), öldürülen vizonların bulunduğu yedi vizon çiftliğindeki 33 kediye COVID-19 testi yaptı. İki çiftlikteki kedilerin 12'sinde virüse rastlandı ve bazı kediler öldürüldü. Üstelik kedi hakları derneği Kattens Vaern Direktörü Lone Nielsen, kedilerin öldürülmesinde enstitüye yardım ettiklerini duyurdu.

"Doğal yaşam alanlarının istilası ve buna bağlı olarak bu alanların tahrip ve yok olması, insanların vahşi yaşamı başka yerlere taşıması, depolaması ve ticaretini yapması gibi eylemlerin tamamı, daha önce birbirleriyle hiç temas etmemiş canlı türleri arasında bu tarz patojenlerin yayılması için ideal koşullar oluşturabilirler. İnsana bulaşabilen hayvan hastalıklarının ortaya çıkma riskinin, habitatların tahrip edilmesiyle birlikte arttığını gösteren bir dizi kanıt mevcuttur."

Tüm bu sonuçlar ışığında, korona virüsüyle mücadele etmek çok zor olsa da, hayvanlarla birlikte aşmayı; yaşamayı ya da birlikte ölmeyi seçebilirdik.

Geliştirilen tedavi sistemlerinin, aşıların, hastalanmalarında etkimizin olduğu tutsak hayvanlar için de kullanıma sunulması, onların da iyileştirilmesi gereklidir.     


Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün