Bilimin ´en´lerine hoş geldiniz!

Eğer bu sene salgın haberlerini benim gibi yalnızca bilimsel yayınlardan takip edenlerdenseniz birçok kişiye göre akıl sağlığınızı daha iyi koruyabildiniz demektir. Gelin şimdi bu yılın bilim gelişmelerine yeni yıl coşkusuna yakışır şekilde göz atıp, biraz kalplerimizi ısıtalım, yüzümüze gülümseme ekleyelim, az biraz da beynimizi gıdıklayalım.

Selin KANDİYOTİ Bilim ve Teknoloji
23 Aralık 2020 Çarşamba

Yılın en komik bilimsel icadı

 

Algıda seçicilik yapıp burada nefes almakta zorlanan COVID hastası bir kadın görmeyin lütfen. Bu kadın Kanadalı bilim insanlarının geliştirdiği ClearMate adlı bir cihazı kullanarak içki içmenin istenmeyen tesirinden -yani sarhoş olmaktan ya da tıbbi terimle alkol zehirlenmesinden- yakasını sıyırıyor. Makine kişinin nefes verirken sistemindeki alkolün kısa zamanda çıkmasını sağlıyor. Alkol ile dolmuş kanı temizlemeye çalışan akciğeri, bir çamaşır makinesi gibi düşünürseniz, ağzınızdan çıkan kötü kokulu nefes, makinenin kirli suyu oluyor. Ne kadar çabuk kirli suyu akıtırsanız çamaşırlar o kadar hızlı yıkanır. Yalnız bunu kendiniz yapmaya çalışırsanız yani çok hızlı nefes alıp verirseniz bayılabilirsiniz. Bu yüzden bu işi kontrollü şekilde yaptıran yukardaki makine şart. Bu makine de çantaya sığacak durumda değil. Yanınızda taşısanız karizma da kalmaz. İyisi mi bunların cep boyu yapılana kadar siz çok içmeyin.

https://curiocity.com/calgary/lifestyle/canadian-scientists-develop-device-that-helps-people-quickly-breathe-their-way-to-clearmate/

Yılın en ‘işe yaramayan’ bilimsel keşfi

Bosna Hersek’te su altı mağarasında yaklaşık 100 yıllık ömrü olan semenderleri gözlemleyen bilim insanları bir semenderlerin 2569 gün (yedi yıl) boyunca hiç kıpırdamadığını tespit etti. Semenderlerin açık ara dünyanın en tembel hayvanı unvanını kazanmış olmaları gerçeği bir yana bunu bilmenin bize ne faydası olduğunu tespit etmek için ayrı bir bilimci ekip kurulması gündemde. Her bilim insanı aşı bulacak diye bir şey yok tabi. Yedi yıl boyunca semender izleyenler de var.

https://www.independent.co.uk/news/science/salamander-not-move-lazy-olm-proteus-european-cave-lifespan-a9314951.html

 

Yapay zekânın en büyük başarısı

Google’ın yapay zekâ şirketi DeepMind, Alpha Fold adında proteinlerin üç boyutlu yapısını belirleyebilen bir program yarattı. Böylece biyolojinin en büyük gizemini çözme yolunda devasa bir adım atılmış oldu. Öyle ki Alpha Fold, geleneksel yöntemlerle yıllarca resmedilemeyen bir bakteriye ait proteinin yapısını, yarım saatte gözler önüne serdi. Bu öylesine yıkıcı bir teknolojik gelişme ki bu alanda çalışan yüzlerce insan alan değiştirebilir. Hücrenin içinde bir proteinin ne işler yaptığı tamamen üç boyutlu şekline, yani amino asit diziliminin nasıl kıvrıldığına bağlıdır. Amino asitler nasıl dizileceğini DNA’dan öğrenir, dizilimin nasıl kıvrılacağı ise tamamen fizik kurallarına bağlıdır. Çığır açıcı bu gelişme ile yaşamın yapı taşı olan proteinler anlaşılabilir, çok daha hızlı ve ileri ilaç keşifleri yapılabilir. Nobel’e gider bu buluş eğer tabi Nobel, mRNA COVID aşısına gitmezse.

https://www.nature.com/articles/d41586-020-03348-4

Yılın en ‘tık tuzağı’ başlığıyla çıkan bilim haberi

Çinliler Güneş'i taklit etti! 'Yapay Güneş'i çalıştırdılar! Kim tıklamaz ki? Tabi ki Çin Güneş’e benzer bir yapı yaratmadı. Güneş’in 4,5 milyar yıldır yaptığı ve daha en az bir o kadar daha yapacağı nükleer füzyon işlemini, 5 Aralık günü yaptığı deneyde, on saniye süresince gerçekleştirebildi. Çin reaktörünün sıcaklığı 150 milyon derece sıcaklığa erişti. Güneş, sadece 15 milyon derece sıcaklıkta. Fakat önemli olan bu sıcaklığı stabil bir şekilde devam ettirmek ve ondan enerji elde etmek. 35 ülke işbirliği içinde (ITER - International Thermonuclear Experimental Reactor 22 milyar dolarlık bir proje) nükleer füzyonu kitlelerin kullanımına sunmak için çalışıyor. Eğer nükleer füzyon başarılabilecek olursa hava kirliliği ve atık yaratmayan, tehlikesiz ve yenilenebilir çok önemli bir enerji kaynağına ulaşmamız mümkün olacak. Yine de 2019 sonunda koronayı dünyaya saran Çin’den 2020 sonunda temiz enerjiye bir adım yakınlaşmak fena bir af değil.

https://evrimagaci.org/cin-yapay-gunes-uretmedi-hl2m-tokamak-ve-east-projesi-nedir-9692

Yılın kendinizi en küçük hissettirecek bilimsel haberi

2014’te yola çıkan Japonya’nın uzay aracı Hayabusa II, tam 6 milyar kilometre yol yaparak Ryugu Asteroidinden bize kaya örnekleri getirdi. Bizlerse bu yıl evden 6 kilometre uzağa gidebildik mi acaba? Üstelik aracın misyonu daha bitmedi. 4 Aralık’ta paketi atmosferimizden Avustralya’ya attıktan sonra 2026 ve 2031’de başka iki astreoidi keşfetmek için yoluna devam ediyor. Bu yıl plan yapmanın ne kadar nafile olduğunu herkes deneyimlemiştir, ama bu görevin uzaya ilk çıktığından 2030’a kadar her dakikası planlı. Dünyada hiçbir şey öngörülemezken uzayda 11 sene sonrasına ekilme riski olmadan randevulaşabiliyorsunuz. Bu sizi küçük hissettirmediyse, emekli Keppler Teleskobunun son verilerine bakan NASA’nın, Samanyolu’nda Dünya benzeri su barındıran kayalık yapıda 300 milyon gezegen olabileceği öngörüsü işi tamamlar.

https://www.theverge.com/2020/12/14/22174136/japan-asteroid-mission-jaxa-hayabusa2-sample-return-ryugu-confirmation

https://www.nasa.gov/feature/ames/kepler-occurrence-rate/

Hayvanlar aleminde en ilginç bilimsel gözlem

 

Bu yılın en çok konuşulan hayvanı yarasalar oldu kuşkusuz. Ama bu gözlem korona virüsü ile ilgili değil. Belize Adalarında vampir yarasaların hasta oldukları zaman sosyal mesafe kurallarına uyduğu gözlemlendi. Normalde bu yarasalar çok sosyal hayvanlardır; birbirlerini tarar, ağızlarından yemek alır, o esnada ağızları kanar. Hasta olduklarında nasıl davrandıklarını gözlemlemek için bilim insanları birkaç düzine yarasaya zehirli bir bakteri enjekte etti. Hastalanan yarasalar daha az birbirini çağırdı, birbirlerini daha az taradılar. Yemek paylaşmaya devam ettiler çünkü yemek ölüm kalım meselesiydi. Fakat etkileşimlerini azaltmak için kesinlikle efor sarf ettiler. Sosyal mesafe kurallarına hatırlatma gerekmeksizin bazı insanlardan daha iyi uydukları kesin.

https://www.popsci.com/story/science/bats-social-distancing/

 

Geleceğe dair başımızı büyük bir sıkıntıdan kurtarabilecek en ilginç fikir

Eğer ileride arılar yok olursa polenleme işini baloncuk dağıtan drone’lar alabilir. Japon araştırmacılar birçok meyve ve sebzenin üretimi için elzem olan tozlaşmayı yapay bir şekilde oluşturmak için armut ağacının üzerindeki çiçeklere her biri 2 bin polen taneciği taşıyabilen sabun baloncukları fırlattı. Sabun baloncuklarının yumuşak, hafif ve esnek olmalarından dolayı çiçeklere hasar gelmedi. Armut ağacının üzerinde 16 gün sonra küçük meyveler oluşmaya başladı. Bu fikir tabi ki parkta üç yaşındaki oğluyla oynayan bir bilim insanının aklına geldi.

https://www.smithsonianmag.com/smart-news/soap-bubbles-can-pollinate-flowers-can-they-replace-bees-180975145/

Bilimin öne sürdüğü en komik sağlık öğüdü

Herkes daha fazla squat yapmalı. Sağlığımız için aktif bir şekilde oturmak yani iskemle olmadan oturmak iyi geliyor. Yok artık, değil mi? Tanzanya’da bazı kabilelerde yapılan gözlemlere göre bu şekilde oturan toplumlarda kalp hastalıkları sanayileşmiş ülkelerdeki insanlara göre daha az görülüyor. Mesela kalbim için bu satırları yazarken iskemleyi altımdan ittim. Pek bir rahatsızdı ve çok şükür o halimi kimse görmedi. Kalbimde değil de bağırsaklarımda bir huzur hali gözlemledim.

https://news.usc.edu/166572/squatting-kneeling-health-sitting-usc-research/

En umut veren bilimsel haber

 

İnsanın büyük bir stres anında saçlarına ak düştüğünü biliyoruz. Fakat saçın renginin -kuaföre gitmeden tabi- geri kazanabildiği ortaya çıktı.  Tabi bunun için kontrollü bir deney yapılmadı, denek bulunamazdı çünkü. 14 kişinin saç telleri incelendi ve içlerinde kendisi gri olup, kökü renkli çıkan tellere rastlandı. Saçın ayda 1-1,5 cm uzadığından yola çıkılarak kökün renklileşmesinin rahatlama zamanlarına denk geldiği tespit edildi. 

Büyük bir stres yaşayan bir erkeğin tatile gittikten sonra saç rengini geri kazandığı ve boşanma sürecini nihayet bitiren bir kadının saç renginin geri geldiği görüldü. Bu terse dönme diğer yaşlanma belirtileri için de gerçek olabilir mi? Kontrollü deneylere fareler üzerinde devam edilecek. Çünkü kontrolsüz deneysiz yapamaz bilim insanları. Terk edilen, iflas eden, yavrusu yurt dışına okumaya giden fare denekler aranıyor.  Şaka bir yana çıkaracağımız sonuç şu olmalı; tüm bu stresli günlerin bir gün geçeceği ve her şeyin eskisi gibi olacağı. İyi seneler, bilimle kalın, mutlu olun. Giderayak bir mit yıkalım; “Saçınızdan bir beyaz saç çekerseniz yerine üç dört tane beyaz saç çıkar.” Yok öyle bir şey, çekerseniz yerine bir tane çıkar, sürekli çekerseniz sonunda hiç saç çıkmaz.

https://www.newscientist.com/article/2244772-grey-hairs-sometimes-regain-their-colour-when-we-feel-less-stressed/

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün