Değişmeyen tek şey değişimin kendisi

17 Şubat´ta gerçekleşen Satürn - Uranüs gezegenlerinin düellosu ile geçmişle geleceğin çatışması başladı.

Meyzi SARFATİ Yaşam
24 Şubat 2021 Çarşamba

Değişim düğmesine basıldı adeta. Değişim başta zor gelse de, bazen can acıtsa da, bazı zamanlar kaçınılmaz olabilir. İşte tam da öyle bir dönem içindeyiz.

Daha geleneksel yapıdaki kişiler, yani astrolojide sabit burçlarda (aslan, kova, boğa, akrep) gezegenleri olanlar için bu değişim dönemleri daha zorlayıcı olabilir. Ama bu sefer öyle kuvvetli bir etki var ki, hiç direnmemek, akışa uymak çok daha kârlı olacak.

Devir değişiyor üstadım...

Artık ‘Bizim zamanımızda şöyleydi’leri bırakıp, şimdi revize olma zamanı. Modern hayata bakıp ben nasıl adapte olabilirim diye düşünmek şart.

Gençlerin tuzu kuru. Onlar bunun içine doğmuş zaten. Olay daha çok 30 ve üzeri yaşları ilgilendiriyor bence.

2020’de Oğlak burcunda gerçekleşen büyük gezegen kavuşumları ile sanki bir düğmeye basıldı, tüm dünya birden çok ani bir frenle durduruldu. “Ay yok hayatta olmaz” dediğimiz birçok şey oldu, çok da güzel adapte olundu. İnsanoğlu mecbur kalınca her şeye alışıyor maalesef.

Umut insanın en büyük besin kaynağıymış. Ha bitti, ha çıkacağız, ha normale döneceğiz diye diye, bir sene geride kaldı bile.

Bazı günler karamsarlığa kapılsak da, bazen korksak da, uyum sağladık yeni durumlara.

İlk başlarda maskeyle nefes alamıyorum diye düşünürken, yolda insanları maskeyle görüp, başımıza ne geldi diye gözlerim dolarken, şimdi artık evden çıkarken, telefon, anahtar, cüzdan ile maske de ilk kontrol ettiklerim arasında yerini aldı bile.

Zamanla herkes önlem almaya, korunmaya alıştı; değişik koşullarda, belli saatler arası görüşmeye başladı.

Komşuculuk yeniden canlandı, kıymetlendi.

Yakın çevrede oturanlar birbirleri ile görüşür oldu. Kendi adıma söyleyebilirim çok da güzel oldu.

En yakınımızdakilerle beraber olmaya, küçük gruplar halinde buluşmaların kıymetini bilmeye başlar olduk.

Site içinde komşularla geçirilen güzel vakitler, yakın oturanlarla buluşmalarda bir de baktık ki; gün nasıl geçmiş anlamamışız. Hele ki saatler kısıtlı olunca, her şey daha da kıymetli oldu.

Annem hep “Aman kızım bak kart oyna, arkadaşın kalmaz ileride” dediğinde çok gülerdim. Aa bir de baktım ki; herkes bir anda ‘Americano’ ile buluşmalara başladı. Başta beni açmaz derken, şimdi komşularla oynanan kart eşliğinde, yapılan Bitcoin sohbetlerinin tadı başka oldu.

Americano ve Bitcoin ikilemesi, işte size Uranüs ve Satürn’e tam bir örnek. Geçmiş gelecek bir arada, adapte olmuş bile.

Aramızda artık altın günü değil, Bitcoin günü yapalım esprileri yapan bizler de buna uyum sağlamışız.

Buluşmalar haftanın belli günleri oldu, diğer günler evde daha çok vakit geçirir ve evimizden keyif alır olduk.

 

Uzun zamandır sosyallik adına, sanki altımızda çivi varmış gibi oturamaz olmuştuk. Sanki zamanla savaş veren, her yere yetişmeye çalışan, her yerde olmayı şart bilen insanlar haline gelmiştik.

Sosyallik güzel ama bazen dozu da kaçırdık. O kadar ki; ölmek var dönmek yok der gibi, her şeye yetişip, hep aktif, sürekli bir koşturma içinde yuvarlanıp gidiyorduk.

Bir yandan da iş güç, para kazanma derken, hayat çok hızlı akıp geçiyordu.

Araya giren bolca tatille de, artık nefes alacak vakit kalmamıştı sanki…

O kadar ki, biri “Hadi buluşalım” dediğinde, herkes istekli, ama kimsenin vakti yok, program yoğunluğu dorukta idi.

Şimdilerde, sağlığın önemi, ailenin kıymeti, yakın çevrenin değeri bilinir oldu.

Trafik azaldı, insanlar biraz evden biraz ofisten çalışmaya başladı. Hayatın sadece para kazanıp harcamaktan ibaret olmadığını artık kabullendik.

Statünün, paranın değil sağlığın en önemli olduğunu hepimiz iyice sindirdik. Birbirimizle yarışır değil, dertleşir olduk. Halden anlar olduk.

Kova’daki gezegen toplaşması işte bunu anlatıyor bize. Oğlak ve materyalizme veda ederken Kova ile hümanizme kucak açma zamanı geldi.

Kova dahilerin burcudur. İcatlar, buluşlar, teknoloji, bilim hep Kova burcu ile bağdaştırılır.

Astrolojide hep madalyonun iki yüzü vardır. Her burcun bile iyi ve kötü yanları o kişiyi vezir de yapabilir, rezil de.

Kova’nın hümanist yanı, topluluk içinde var olmak, yaratıcılığını ve potansiyelini ortaya çıkarmak, teknoloji ile iç içe olma kısmı güzel tabi de teknoloji iyi yönde kullanılırsa, ne ala. Yok komplo teorileri gerçekleşirse Allah sonumuzu hayır etsin derim.

Müjdemi isterim, bu haftadan itibaren, her şey daha iyiye gitmeye başlıyor. Uzun süre artık retro gezegen olmayışı gevşemelere işaret ederken, bu hafta Başak burcunda gerçekleşecek olan dolunay da şifalanmanın habercisi.

Bir anda tamamen eski günlere dönüş beklemeyin. Ama artık düzelme zamanı, güzel günlere doğru yelkenleri açabiliriz. Ama az sabır. İşte belki de bu süreç bize en çok sabır dersi verdi değil mi?

Eskiden sömestr tatili bitince, okulların açılmasıyla dans eden veli tiplemeleri dolu karikatürler dolaşırken, şimdi artık bu konu yok bile.

Peki ne olacak derseniz... Eğitim de, iş yaşamı da, daha başka bir sisteme oturacak. Belki yarı zaman evden, yarı zaman yüz yüze eğitim ve çalışma sistemi artık hayatımızda yer edecek.

Her ne kadar sosyalleşmeye başlansa da, artık eskisi gibi kalabalık buluşmalar, iç içe yaşamlar değil, belki bir süre daha mesafeli, tedbirli ama her buluşmanın kıymeti bilinerek olacak her şey.

Para sistemleri tamamen dijitale doğru yol alıyor. Metaller ve kripto paralar artık hep gündemde olacak.

Madalyonun iki yüzü diyorum ya, bilgi ve teknoloji artık çok kıymetli olacak, ama bir yandan da siber saldırılar, iş başındaki hackerlar çok konuşulacak; hırsızlık bile teknolojik olacak artık.

Evet, yeni bir sisteme doğru gidiş başladı. Geçmişten gerekli olanları yanımıza alıp, geleceğe ve yeniliklere merhaba deme zamanı geldi.

Yenilenirken, bu süreçte aldığımız dersleri unutmayız umarım. Doğaya, tüm canlılara daha güzel davranmamız, eşitliğe değer vermemiz, farklılıklara saygı duymamız gerektiğini birbirimize hep hatırlatalım lütfen.

El ele daha güzel günlerin başlangıcı hayırlı olsun...

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün