Dört Özel Şabat - Dört Özel Peraşa ARBA PERAŞİYOT-3 ŞABAT PARA

Para Aduma - Kızıl İnek ritüeli ile arınma mitsvası, arkasındaki mantık anlaşılmadığı halde Tanrı inancı ile tereddüt etmeden yerine getirilen hüküm şeklinde mitsvaları simgeler.

Nazlı DOENYAS Kavram
3 Mart 2021 Çarşamba

Dört Özel Şabat’ın üçüncüsü, bu yıl 6 Mart Cumartesi’ye gelen Şabat Para’dır. Bu özel Şabat'ta, Tora'nın 'Taase-Yap' şeklindeki mitsvalarından olan, Para Aduma-Kızıl İnek ile arınma mitsvası anlatılır ve bu şekilde Pesah ile ilgili hazırlıklar başlamış olur.

Para Aduma peraşasının bu haftanın peraşası (Ki Tisa) ve bu haftanın Aftarası (Yehezkel 36) ile bağlantısına baktığımızda manevi kirliliğin sadece ölümle değil kalplerin kirlenmesiyle de oluşabileceğini görür, arınabilmek için kalplerimizin yenilenmesi ihtiyacını hisseder, bu niyetle Tanrı’nın yardımını dileriz.

Haftanın peraşası Ki Tisa ve Şabat Para

Joe Nalven, ‘Altın Buzağı’dan bahsedilen bu haftanın peraşası Ki Tisa (Şemot 32) ile Şabat Para olduğu için yine bu hafta okuyacağımız özel ek peraşa Bamidbar 19’daki Para Aduma-Kızıl İnek arasındaki bağlantıyı şöyle yorumluyor: Her ikisi de inek, biri genç-egel (hazahav ), diğeri olgun-para (aduma). Altın Buzağı, inek başlı, inek kulaklı veya sadece inek vücutlu bir kadın olarak tasvir edilen, güneş tanrısı Ra’nın annesi olarak kabul edilen eski Mısır tanrıçası Hathor’u yansıtır. Ancak bu tanrıça - Altın Buzağı, Tanrı’ya karşı işlenen bir günahtı. Kızıl İnek ritüeli de genellikle bu günahın bir kefareti olarak açıklanır: tıpkı çocuğunun pisliğini temizleyen bir anne gibi.

Egel hazahav-Altın Buzağı, kişinin Tanrı ile kendisi arasında sadece kendi isteği doğrultusunda bir aracı yapma girişimini temsil eder. Burada kutsala saygısızlık, günah olan, insan tarafından Tanrı hizmeti için tasarlanan bir planın, Tanrı’nın verdiği spesifik talimatlardan yoksun olması ve bu sebeple sonunda ‘avoda zara’(putperestlik) ile sonuçlanmasıydı. Buna karşılık, Para Aduma (Kızıl İnek), temel ancak anlaşılamayan bir kanun olan Tora Hükmü olarak adlandırılır. Kişi kendi anlayışı ve mantığı doğrultusunda değil, tamamen Tanrı’nın İsteği ile ve tamamen Tanrı’nın direktifleri doğrultusunda aklının almadığı bu mitsvayı yerine getirir. Bunun önemi, bu kuralın Tora’da Kızıl İnek Kanunu olarak değil, Tora Hükmü olarak belirtilmesiyle de özellikle vurgulanır. Bu ritüeli gerçekleştirmek, kişinin daha önceki kendi mitsvasını yaratma girişimi günahı için teşuva yolunu açar.

Tora’nın bu hükmü, gelmiş geçmiş en bilge kişi olarak adlandırılan Şelomo Ameleh’i bile şaşırtır. Bu ritüelin kafa karıştırıcı olmasının çeşitli nedenleri vardır. İlk olarak, bu ritüel, normalde hayvanların korban edildiği Tapınağın dışında yapılır. Tapınağın dışında bir hayvanı korban etmek yanlış anlaşılarak Tanrı'ya değil, doğaya yapılan bir ibadet olan putperest bir uygulama gibi görünebilir. Yom Kipur’daki günah keçisi korbanı, Kızıl İnek’ten farklıdır. Günah keçisi ritüeli Tapınak’ta başlar ve ancak bunun ardından dışarıda devam eder. Ayrıca günah keçisi ritüelinin yapısı dolayısıyla onun Azazel’e yollanacak olması gibi bir nedeni vardır. Kızıl İnek ritüeli ise tam tersine Tapınağın tamamen dışında yapılır ve bu ritüelin Tapınak dışında yapılması için hiçbir neden gösterilmemiştir.

İkincisi, Para Aduma-Kızıl İnek ritüeli, üzerine serpiştirilen kişiyi saflaştırırken, ritüeli yerine getiren kişileri tuma (manevi olarak kirli) hale getirir. Aynı işlem birilerini arındırırken diğerlerinde bunun tam tersi etkiyi yaratır.

Bu bizim için mişpatim gibi insanlar arasındaki ilişkileri yöneten ve bir şekilde mantığımızla açıklayabileceğimiz kurallar değil, arkasındaki nedeni anlamasak da yerine getirdiğimiz mitsvalardandır. Mantık ötesi bir mitsva olması da hok- hükmün doğasını oluşturur.

Para Aduma ritüeline ek olarak yün ve ketenin, et ile sütün, farklı meyvelerin tohumlarının birbirine karıştırılma yasağı, çocuğu olmadan ölen bir adamın dul karısının, merhumun erkek kardeşi ile evlenerek onun adını devam ettirmesi, Yom Kipur’da Azazel’e gönderilen keçi de mantığı açıklanamayan ve Tanrı’nın İsteği olduğu için yerine getirilen -hok-hüküm tarzı mitsvalardan bazılarıdır.

Şabat Para peraşası ve aftarası

Springer, Rabilerin bu hafta okunan Şabat Para peraşası ile yine Şabat Para’da okunan özel Aftara Yehezkel 36’daki fiziksel kirlilik ve ruhsal kirlilik kavramlarına dikkat çektiklerini belirtir. Aftaranın içinde Kızıl İnek ritüelinin yansımaları görülür: “Üzerinize (ölüye temas nedeniyle Tame olan bir kişinin arınması için Para Aduma ile yapılan törene benzer bir şekilde) saf su serpeceğim ve arınacaksınız” (Yehezkel 36:25). Bunun devamında olay farklı bir seviyeye ulaşır:  “Size yeni bir kalp-lev hadaş (yani iyi eğilimler) verecek, aranıza yepyeni bir ruh -ruah hadaş (ve istek)  tesis edeceğim. Vücudunuzdan taş (kadar sert ve inatçı) kalbi çıkaracak, size et (gibi yumuşak) bir kalp vereceğim. (Peygamberliği sağlayan ve sürgün boyunca sizden uzak duran Kutsal) Ruhu’mu da aranıza yerleştireceğim ve hükümlerime uygun ilerlemeniz, kanunlarımı gözetip uygulamanız için gerekeni yapacağım.” (Yehezkel 26–27). Bu pasukların ima ettiği, burada arınmayı gerektiren durumun ölümle değil, ahlaki bir bozukluk ile ilgili olduğudur. Kalbimizin ve ruhumuzun yenilenmesi gerekmektedir ve bize bunu sağlayacak olan da bu pasuklarda görüldüğü gibi Tanrı'dır. Peki, bu süreçte bizlerin, insanların rolü nedir?

Ortaçağ yorumcusu Raşi, yeni bir kalp olan ‘lev hadaş'ı "iyiliğe yönelecek şekilde yenilenmiş eğilim" olarak açıklar. Bu eğilim- yetser, kötülüğe doğru (yetser ara) veya iyiye doğru (yetser atov) bir eğilim olabilir. İnsanların içinde bunların her ikisi de mevcuttur, yaşam süresince sonsuz seçimlerle karşı karşıya geliriz ve özgür irademizle -yetser ara /yetser atov- bunlardan hangisine yöneleceğimizi biz kendimiz seçeriz, Raşi, kelimelerin anlamını ‘yeni bir kalp’ değil ‘yenilenmiş bir kalp’ olarak yorumlar. Olan bir şeyin yenilenme süreci, onu kaldırıp yerine tamamen yeni bir şey koymakla aynı şey değildir. Yenilediğimizde, aslında eski bir şeyi alıp onu yenileriz ve geri yükleriz. Bu bir anlamda Para Aduma ritüeli gibi saf olmayan bir şeyin alınması ve arındırılması sürecini yansıtır. Sıfırdan başlamıyoruz; eskinin içindeki yeniyi bularak sahip olduğumuz şeyi kurtarıyoruz. Bu yapılan, hasarlı olanı mükemmel olan bir yenisiyle değiştirmek kadar temiz olmuyor. Yenileme, aslında kötü olarak kabul edilen bir şeydeki iyiyi bulup çıkarmaya dayanır ki bu duruş, dünyanın iyileşmesi yolunda önemli ve umut verici bir adımdır.

51.Mezmur, “Ey Allah, bana saf bir yürek yarat ve içimde dürüst bir ruh yenile” (Mezmur. 51: 12).  İbranice ‘hadeş’, kelimenin tam anlamıyla ‘yenilemek’ olarak çevrilir. Yehezkel’den okunan Aftara bölümünde konuşan Tanrı olmasına rağmen, burada konuşmacı olan Mezmur yazarıdır. Mezmur yazarı pasif değildir, hatta talepte bulunmaya bile cesaret etmektedir. Bu küstahça görülse de Mezmur yazarı bunu çaresizliğinden yapmaktadır. Bir şekilde konuşmacı özünde saf olan bu kalbe, bu kararlı ruha güvenmektedir. Mezmur’un bir sonraki satırına geçerken, yazarın son yalvarışıyla karşılaşırız: “Mevcudiyetinden uzaklaştırma beni, Kutsal Ruhunu alma benden. Yenilenen yüreği olmadan Mezmur yazarı uzaklaşacağını, ruhunun öleceğini hisseder. Mezmur yazarını endişelendiren en büyük tehlike, sürgün tehlikesidir, onun için ölümle aynı anlama gelen Tanrı’nın Varlığı’ndan uzak olmaktır.

Springer’a göre her birimiz, kalbimizin ne zaman yenilenmeye ihtiyacı olduğunu bilme yeteneğine sahibiz. Eskinin yeniden şekillendirilmesi gerektiğine karar veren sadece Tanrı değildir. Mezmur yazarının rehberliğini takip etmeli ve rotamızı sıfırlamak için İlahi Olan'ın yardımına ihtiyacımız olduğunu samimiyetle hissetmeliyiz. Yenilenmemiz gerektiği gerçeği bir sorun değil, insanın yaşam yolculuğunun beklenen bir parçasıdır. Buradaki zorluk, Tanrı’nın Yardımını istemekte ısrar edecek kadar cesaretimizi toplayıp toplamayacağımızdır.

Yahudilikte, yılbaşları, ay başları, hafta başları ve her sabah, hayatlarımızın yenilenmesi için bir fırsattır. Her sabah uyanır uyanmaz söylediğimiz Mode Ani berahasında Tanrı’ya içimizdeki ruhu şefkatle yenilediği için teşekkür ederiz. Aynı şekilde yeni ay başlamadan önceki Şabat’ta da ‘Yeni Başlayan Ayın Kutsanması’ duasında yine yenilenme isteğimizi dile getiririz.                                 Takvimdeki bu duraklama noktaları bir anlamda hepimize yenilenmiş bir kalp ve yenilenmiş ruha sahip olmanın her an mümkün olabileceği olasılığını hatırlatır.

Kısa Kısa ŞABAT PARA

İsmi: Şabat Para. Bu Şabat’ta Para Aduma- Kızıl İnek ile arınma mitsvasının anlatıldığı Tora bölümü okunduğu için bu ismi alır.

 Nerede bahsedilir?  Bamidbar 19:1-22 (Hukat Peraşası), en üst düzeyde manevi kirlilik-tuma kaynağı olan bir insan cesediyle temastan veya onunla aynı odada bulunmaktan kaynaklanan manevi kirlilikten arındırmak, kişiyi manevi saflığına geri döndürmek için yerine getirilen Para Aduma ritüelinden bahseder.

Para Aduma Ritüeli: Tora’da belirtildiği şekilde, sedir dalı, zufa otu, kırmızı yün iplik eşliğinde yakılan kızıl bir ineğin külleri saf sularla karıştırılıp belli kurallara göre tame olan kişinin üzerine serpiştirilir,  bu şekilde o kişinin manevi arınma işlemi gerçekleştirilir. Burada kullanmaya uygun olan inek tamamen kızıl renklidir, kusursuz, genç, doğum yapmamış, üzerine boyundurluk geçirilmemiş ve herhangi bir işte çalıştırılmamış olmalıdır.

Bugün ne yapılır? Bu Şabat okunacak normal haftanın peraşasına (bu yıl Ki Tisa’ya) ek olarak, Para Aduma ritüelinin anlatıldığı Bamidbar 19:1-22 (Hukat Peraşası) ayrı bir Sefer Tora’dan okunur.

Neden bugün? Kutsal Tapınak Bet Amikdaş zamanında Pesah’ta Tapınağa korban getirebilmek ve Pesah korbanından yiyebilmek için kişinin manevi olarak arınmış, saf olması gerekmekteydi. Para Aduma bölümü de yaklaşırken atalarımızın Pesah korbanı ile ilgili mistvaları yerine getirmeleri gibi, biz de bu mitsvayı, anlatıldığı Tora bölümünü okuyarak, zaman ayırarak bu mitsvanın bize ne anlatmak istediğini düşünerek yerine getiriyoruz.

Günümüzdeki anlamı: Para Aduma gibi bazı mitsvaların nedenini mantığımızla açıklamamız mümkün olmayabilir. Mitsvaları yerine getirirken bunları, Tanrı’nın İsteği olduğu için yerine getiririz. Elbette ki Yahudilik bizi çocukluğumuzdan itibaren sorgulamaya teşvik eder. Ancak mitsvaları sorgulamak, sadece kendi sınırlı insan mantığımızla açıklayabileceklerimizi yerine getireceğiz anlamına gelmez. Mantığımızın almadığı hok-hüküm tarzı mitsvaları, Tanrı inancı ile yerine getiririz.

*Dört Peraşa:

http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=article&id=540:dort-perasa&catid=42:purim-felsefesi&Itemid=222

*R.Jonathan Sacks zt”l- Koelet, Tolstoy ve Kızıl İnek: http://www.sevivon.com/images/stories/perasalar/rav-sacks/hukat.pdf

Önemli Not:  Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya konu hakkında fikir vermek amacıyla Gözlem’den Teilim, Şemot, Bamidbar ve JPS-Jewish Study Bible kitaplarından ve www.ou.org, www.sevivon.com, www.chabad.org, jewishaction.com, https://cbisd.org/, www.jtsa.edu sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

 

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün