ALTIN KOLYENİN GİZEMİ

Tom McCarthy´nin ´STİLLWATER´ı son Cannes Festivali´nin gözde filmleri arasındaydı.

Viktor APALAÇİ Sanat
9 Eylül 2021 Perşembe

‘STİLLWATER’

Yön: Tom McCarthy

Sen: Tom Mc Carthy- Thomas Bidegian- Noé Debré- Marius Hinchey

Gör: Masanobu Takayanagi

Müz: Mychael Danna

Kurgu: Tom McArdle

Oyn: Matt Damon- Camille Cottin- Abigail Breslin- Lilou Siauvaud-Deanna Dunagan- İdir Azougli- Ann Le Ny- Moussa Maaskri

Dünya prömiyerini 8 Temmuz’da yarışma dışı gösterildiği son Cannes Film Festivalinde yapan ‘Stillwater’ eleştirmenlerin beğenisini kazandı. Filmin artısı, çoğu ödüllü müthiş bir teknisyen ve oyuncu kadrosuna sahip olması.

Yönetmen Tom McCarthy ‘Spotlight’ ile 2015 yılında En İyi Film Oscar ödülünü, filmin yapımcılarından biri olması sıfatıyla, En İyi Özgün Senaryo Oscar’ını senaryoyu (Josh Singer ile birlikte) yazmasıyla kazanmıştı. ‘Stillwater’ın dörtlü senaryo ekibinde, Jacques Audiard’ın Altın Palmiyeli ‘Dheepan’ (2015) filminin iki senaryo yazarı, Thomas Bidegain ile Noé Debré yer alıyor.

Filmin başrolünü oynayan Matt Damon, yapımcı ve senaryo yazarı olarak ‘Can Dostum / Good Will Hunting’ (1997) ile iki Oscar ve bir Altın Küre Ödülünün sahibi. 25 yaşındaki Abigail Breslin Küçük Gün Işığım / Little Miss Sunshine’daki (2006) performansıyla Oscar’a aday gösterilmişti. Filmin müzik partisyonunda imzası olan Mychael Danna 2012’de ‘Life Of Pi’ ile Oscar ve Altın Küre Ödüllerinin sahibi olmuştu. Yönetmen Tom McCarthy ile evvelce ‘Spotlight’ta işbirliğinde bulunan Tom McArdle bu filmiyle Oscar’a aday gösterilmişti.

Gerçeğin peşinde

Film Marsilya’da işlemediği bir cinayetten hapis cezasına mahkûm edilen kızının haklarını korumaya çalışan Amerikalı bir babanın öyküsünü anlatıyor. Aralarında yönetmen Tom McCarthy’nin de yer aldığı dörtlü senaryo ekibi, 2007’de İtalya’nın Perugia kentinde, oda arkadaşı öldürülen Amerikalı üniversite öğrencisi Amanda Knox’un hayat öyküsünden esinlenmiş. Knox işlemediği bir suçtan dört yıl hapis yattıktan sonra, suçsuzluğu ispat edilince tahliye edilmişti.

Perugia’daki gerçek hayat hikâyesini Marsilya’ya taşıyan senaryo ekibi, sevgilisini öldürmekten hüküm giymiş, orada hapis yatmakta olan Amerikalı Allison Baker’ı ve masumiyetine inanan babası Bill’i filmin odağına yerleştiriyor. Oklahoma’nın Stillwater şehrinde, işsiz kalan petrol kulesi işçisi Bill (Matt Damon), inşaatlarda çalışarak hayatını kazanmaktadır. Dört yıl önce tek evladı Allison tahsilini sürdürmek için Marsilya’ya taşınmıştır ve orada tanıştığı güzel bir kız olan Lisa ile tutkulu bir aşk yaşamıştır.

Lisa’nın gizemli bir şekilde ölü bulunmasından sorumlu tutulan Allison, masumiyetini kanıtlayamadığı için hapse mahkûm olmuştur. Karısının intihar etmesinden sonra, yaşlı annesi Sharon (Deanna Dunagan) ile bir taşra evinde birlikte yaşayan Bill, masum olduğuna inandığı kızının haklarını aramak için dört yıl sonra Marsilya’ya gider.

Stillwater’in en önemli kozu, karakterlerin ustalıkla çizildiği, akıcı diyaloglarıyla öne çıkan bol sürprizli senaryosu. Yönetmen Tom McCarthy gerilim temposunu baştan sona ayakta tutan bir sinema diliyle, bu zengin senaryonun hakkını veriyor. İyi bir öykü anlatıcısı olarak, bilinen yeteneğini bu filmde yineleyen McCarthy aile olmanın önemini vurgulayan yorumuyla, fedakârlık, adalet, sevgi, dayanışma ve aile birliği gibi güçlü temaların eşliğinde mizansenine zenginlik katıyor.

Müthiş bir teknik kadro 

Tom McCarthy deneyimli bir teknik kadronun desteğini alırken, ‘Spotlight’ta birlikte çalıştığı Japon görüntü yönetmeni Masanagu Tagayanagi, bence Fransa’nın en sevimsiz şehirlerinden biri olan Marsilya’nın en güzel yörelerini keşfedip perdeye aktarıyor. Filmin kilit sahnelerinde Tagayanagi, Olympique Marseille takımının sahasında galibiyetiyle neticelenen bir maçın canlı görüntüleriyle maç atmosferini yansıtmada başarılı. Bill’in seyirciler arasında teşhis ettiği zanlı Akim’i takip ettiği sahnelerde, Japon kameraman ustalığını kanıtlıyor. 

Yine ‘Spotlight’ta McCarthy ile birlikte çalışan Tom McArdle aksamayan kurgusuyla, Oscar’lı bestekâr Mychael Donna nefis müzik partisyonuyla yönetmenin mizansenine katkıda bulunuyorlar. Thomas Bidegain Fransız yönetmen Jacques Audiard’ın demirbaş senaryo yazarı olarak Altın Palmiyeli ‘Dheepan’da (2015), Cannes Jüri Büyük Ödülü sahibi ‘Yeraltı Peygamberi / Un Prophete’de (2009), César Ödüllü ‘The Sister Brothers’ (2018) westerninde birlikte çalıştı.

Bidegain, Audiard’ın bu yıl Cannes’da Fransa’yı temsil eden ‘Les Olympiades, Paris 13’ieme’ filminde ve yönetmenin 2012 Cannes ana yarışmasındaki ‘Pas Ve Kemik / De Rouille Et D’Os’unda senaryoya katkıda bulunmuştu. ‘Stillwater’ın diğer Fransız senaryo yazarı Noé Debré ‘Dheepan’ın senaryo ekibine dâhildi.

Yönetmen - senaryo yazarı - aktör - yapımcı, New Jersey doğumlu 55 yaşındaki Tom McCarthy’ye gelince, yedi filmlik kariyerinin en başarılı filminin ‘Spotlight’ olduğunu görüyoruz. Bu film, 2011’de Katolik Kilisesi rahiplerinin 30 yıl boyunca sayısız çocuğa cinsel istismarda bulunduğunu ortaya çıkaran Boston Globe gazetesi yazarlarının cesur mücadelesini konu ediniyordu. Cannes’da ana yarışmadaki Sean Penn’in Flag Day’ ve adaşı Sean Baker’in ‘Red Rocket’ gibi sönük filmleri yerine, Amerikan sinemasını temsilen ‘Stillwater’ katılsaydı, ödül listesinde kendine bir yer bulabilirdi diye düşünüyorum.

Görkemli oyuncu kadrosu 

Filmin konusuna dönecek olursak, Bill sekiz yaşındaki kızı Maya (Lilou Siauvaud) ile birlikte yaşayan Virginie’nin yardımıyla, Allison’un verdiği mektupta sözü geçen Akim’in peşine düşer. Marsilya’nın suç dünyasında yaşayan Akim’i soruştururken, Bill mahallenin serserilerinin hücumuna uğrar, feci bir dayak yiyip hastanelik olur. Mafya benzeri bir Omerta dayanışması gösteren yerel halkın direncine rağmen Bill soruşturmasını sürdürür.

Filmin en duygusal sahnesinde, öz kızıyla mesafeli bir hayat yaşayan, kızının anne-baba baskısından uzaklaşmak için başka bir kıtaya taşınmasına sebep olan Bill’in, Fransa’da yolu kesişen bir kadının sekiz yaşındaki kızı Maya ile yakınlaşmasını izliyoruz. Bir gecelik bir aşkın ürünü Maya, tanımadığı bir duyguyu, baba diye sarıldığı Bill’de buluyor. Bill de bu sevimli kız çocuğu ile evlat hasretini gideriyor. Bir başka duygu yüklü sekansta, şartlı tahliyeden istifade eden Allison’u babasıyla Marsilya’yı keşfederken görüyoruz. Bill, deniz kıyısından, kızını yıllardır hasretini çektiği yüzme sporunu yaparken sevecenlikle izliyor.

Tek gecelik aşkını yanında tutamayan, kızının babasının iş için Korsika’ya taşınmasından sonra yalnız kalan tiyatro oyuncusu Virginie’yi, yönetmeniyle geçici bir serüven yaşarken görürüz. Genç kadın gerçek sevgiyi, Bill’in şahsında dürüst, dindar bir yabancıda buluyor. Marsilya’da bir inşaatta iş bulup Virginie’nin evine yerleşen Bill, yeni bir aileye sahip olmanın mutluluğunu yaşıyor. Ancak bu mutluluk tablosu hayatın acı gerçekleri yüzünden uzun sürmüyor.

Oyuncu kadrosuna gelince, 140 dakikalık filmin hemen her sahnesinde yer alan karizmatik aktör Matt Damon, iyi oyunculuğunu kanıtlarken ‘Stillwater’ın tüm yükünü omuzlarında taşıyor. İşçi sınıfına mensup, az tahsilli orta direk Amerikalı aile reisi rolünde Damon, her yemekten önce duasını aksatmayan, dindar, azimli, kararlı, yardımsever, korkusuz baba rolünün hakkını veriyor. Stadyumda seyirciler arasında Bill’in Akim’i teşhis etmesiyle film bambaşka bir kulvara sapıyor ve müthiş bir final ile noktalanıyor.

Allison’u canlandıran Abigail Breslin kendisine hediye edilen ‘Stillwater’ altın kolyesinin sırrını açığa çıkarmayan, gençliğini yaşayamamış, kader mahkûmu olduğunu iddia eden bir rolde çok başarılı. Sinemadaki ilk deneyimini henüz altı yaşındayken ‘İşaretler / Signs’ (2002) filminde yaşayan Breslin, 50 filmlik kariyerinde ‘Küçük Gün Işığım’ ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterildi.

Özgür ruhlu Virginie rolünde izlediğimiz, Paris doğumlu 43 yaşındaki Fransız oyuncu Camille Cottin’i NETFLIX’te yayınlanan Menajerimi Arayın / Dix Pour Cent’ adlı ünlü diziden tanıyoruz. Deneyimli oyuncu aralarında Robert Zemeckis’in Brad Pitt’li Allied / Müttefik’in (2016) de bulunduğu kırkın üstünde sinema ve TV filminde yer aldı.

On yaşındaki çocuk oyuncu Lilou Siauvaud, filmde Matt Damon dâhil herkesten rol çalıyor. Cannes’da foto muhabirlerinin baş tacı ettikleri sevimli, yeni yetme oyuncu canlılığıyla, yaydığı pozitif enerjiyle ve akılda kalıcı performansıyla, adını ‘umut vaat eden oyuncular’ arasına yazdırıyor.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün