Türk Yahudilerinin tarihine yakından bakış: KULÜP

Hikayesi 1950´lerin İstanbul´unda geçen Netflix´in yeni Türk dizisi ´Kulüp´, altı bölümlük ilk kısmıyla 5 Kasım´da izleyicilerle buluştu. 1950´li yılların Türkiye´sini mercek altına alan dizi, Türk Yahudi Toplumu da en detaylı yansıtan Türk yapım oldu. Dizinin diğer bir özelliği ise hem oyuncu kadrosunda hem de kamera arkasında birçok Türk Yahudi´sinin görev alması oldu.

Virna GÜMÜŞGERDAN Söyleşi
10 Kasım 2021 Çarşamba

Gerek danışmanlık olarak, gerekse belli rollerde ve figüran olarak, Kulüp dizisinde yer alanlar, deneyimlerini ve duygularını paylaştı.

İZZET BANA

Kulüp dizisinde hem rol aldım hem de danışmanlık yaptım. Senaryoya Yahudilikle ilgili destek verdim.

Dizide, dönemin Türk Yahudi yaşantısını doğru yansıtabilmek için en ufak detaylara kadar inildi. Öncelikle mekan seçimi, dekor ve aksesuarlar bilinçli ve büyük bir titizlikle yaratıldı.

Geleneklerimiz, ritüel yaşantımızdaki objeler, aile disiplinimizi gösteren kaideler, Ladino konuşma tonlamaları, bunun getirdiği yorumlar, dini ritüel duaları gerektiği gibi uyarlandı.

Çeşitli sahnelerde yer alan, Ladino konuşması gereken 50 kadar dindaşımız, tarafımdan bulundu, giydirilip makyajları yapıldı.

Kimin nerede kimin yanında oturması gerekliliğinden, masaya ne renk örtünün koyulmasına, yemeklerin Sefarad kültüründen seçilmesinden zamana uygun mezuza kullanılmasına kadar her şey detaylandırıldı. 

Her şeyin en doğrusunu bulmak için yönetmen ve prodüksiyon ekibi çok zaman harcadı. Aynı şey görüntü yönetmeni ve ekibi, ışık - ses yönetmenleri ve ekipleri, dekor, kostüm ve aksesuar ekipleri için de geçerli.

Tüm çekimlerin, kalabalık bir ekip tarafından pandemi zamanında gerçekleştiğini de ayrıca belirtmem lazım. Her gün yapılan, sonucu 15 dakikada çıkan PCR testleri ve kan tahlilleri, yarım saatte bir değişen maskeler... Kısaca hijyen eksiksizdi. Setteki yemeklerde bile Yahudi vatandaşlarımızın yiyebilmesi için vejetaryen menü konuldu.

Bu projeye katılmam benim için tarifsiz bir deneyim oldu.

ELZA CEMAL

Dizide Mordiko’nun halalarından birini canlandırdım. Nişan ve ev sahnelerinde rolüm vardı. Benim için çok ayrı ve özel bir tecrübeydi. Yönetmem olmam dolayısıyla daha önce birçok sette bulundum ama bunlar daha çok video klip çekimleriydi. Bir dizi, özellikle de Netflix gibi bir platformun projesinde ilk defa yer aldım. Her zaman hayalini kurduğum ve çok istediğim bir şeydi. Zaten projenin teklifi geldiğinde, rolüm ne olacak diye düşünmeden, hemen kabul ettim. Eskiden Dostluk Yurdu Derneğinde amatör tiyatro ve müzikallerde yer almıştım. Bu dizide görev almanın bir başka güzel yanı da yine aynı ekip olarak bir araya gelmiş olmamızdı. Birlikte çok eğlendik ve güldük.

Süreç boyunca ayrıca profesyonel oyuncularla bir araya geldik, az da olsa profesyonel oyun ruhunu tatmış olduk. Karavanlarda kostüm provaları, makyaj sırasında beklemek, makyajımızı yaptırmak, sahne sıramızı beklemek, ışık ayarlamaları, mikrofon takılması, çekimden sonra dublajlar gibi şeyler çok heyecanlı ve özeldi. Rolümüz çok fazla olmasa da inanılmaz bir tecrübe; güzel ve özel bir anı oldu bizim için. Tekrar böyle bir fırsat çıkarsa, tekrar giderim; yine sabahlamam gerekirse sabahlarım.

LİLİ SAPORTA DOENYAS

Dizide nişan sahnesinde folklor yapan misafirlerden birini canlandırdım. Kulüp dizisi ilk set deneyimimdi. Hep böyle bir set ortamı yaşamayı arzu ediyordum bu yüzden çok heyecanlıydım. Bir Netflix dizisinde, kendi tiyatro arkadaşlarım ve tabii ki sevdiğim diğer oyuncularla beraber rol almak, bence konusu son derece ilginç bir yapımın içinde yer alabilmek benim için eşsiz bir deneyimdi.

SUZAN GÖZCÜ

Kulüp dizisindeki rolüm yakın akrabalardan biriydi. Ev ve nişan çekimlerinde yer aldım. Daha önce amatör bir çekimde görev almıştım. Ancak bu dizinin çekimleri çok güzel ve zevkli geçti.

Kulüp dizisinde görev almaktan çok keyif aldım. Belgesel niteliği taşıyan çekimler ve sonradan yapılan küçük dublajlar, bende her zaman keyifli bir anı olarak kalacak.

FORTİ BAROKAS

Dizide bir karakterin annesini canlandırdım. İlk set deneyimim değildi, daha önce de Susam adlı kısa metrajlı bir filmde rol almıştım. Yıllarca da sahnede oynadım ancak kamera karşısında olmak bambaşka bir heyecandı. Karavanlarda makyaj yapmaktan, dönem giysileri giymekten vs. çok keyif aldım, epey eğlendim. Özellikle sahne arkadaşlarımla birlikte olmak başka bir keyifti.

En duygulandığım olay ise, çekimler öncesinde dizide Yahudi bir karakteri canlandıran Gökçe Bahadır’a Ladino öğretmek oldu. Özellikle de Şabat mumu yakma duasını çalışırken…  

Ancak soracak olursanız, son sözüm her zaman, tiyatro, tiyatro ve yine tiyatro olur…

MOMO ESKENAZİ

Dizide, nişan sahnesindeki misafirlerden biriydim. Ayrıca arka sesler için seslendirmeye katıldım.

Daha önce sadece kızımın üniversite arkadaşlarının bitirme filmlerinde oynamıştım; Kulüp ilk profesyonel set deneyimim oldu. Çok keyifli bir deneyimdi benim için, büyük zevkle katıldım.

Dizinin ilgi göreceğine inanıyorum, sadece toplumumuzda değil. Hem yurt çapında hem de yurt dışında oturan Türkler ve meraklı yabancılar bu diziyle yakından ilgilenecektir.

LİZET ERPARDO ROFE

Dizide akrabalardan biri olarak rol aldım; hem evde hem de nişan sahnelerinin çekimlerinde bulundum. Çekimler sırasında gerçekten çok eğlendik ve keyif aldık. İlk set deneyimim değildi ancak dizi olarak ilkti diyebilirim. Böyle profesyonel bir projede bana da yer verildiği için çok teşekkür ediyorum. Set ekibinin ve oyuncuların bizlere karşı olan içten ve samimi davranışları da tartışılamaz. Onlara da buradan sizin aracılığınızla teşekkür etmek isterim.

FERİ BAYCU GÜLER

Dizide Esther’i canlandırdım. Daha önce başka dizi deneyimlerim de oldu ancak bir dönem dizisinde yer almak çok hoş bir tecrübeydi.

Yönetmenler Zeynep Günay Tan ve Seren Yüce ile çalışmayı çoktandır arzu ediyordum, dolayısıyla bu fırsata sahip olunca çok mutlu oldum. Bence hikayenin tamamı çok hoş, öncelikle gerçek olması, samimiyeti, işleniş biçimi, yazımı, kostümleri, dekorları, oyuncuları ve ekibi… Umarım hissi bu kadar iyi olan bir hikaye ekranda ve dolayısıyla seyircilerde de çok iyi bir izlenim bırakır.

SUZET BAYCU

Kulüp dizisinde Esther’in gelinini oynadım. Daha önceden de başka dizi, film, reklam deneyimlerim vardı ancak dönem dizisi ve hele bir de kendi tarihinin, büyük dedelerimizin yaşadıklarını anlatan, o dönemi günümüze taşıyan bir projede yer almak çok güzel bir deneyimdi.

Yapımda her şey çok iyi düşünülmüş, tasarlanmış ve uygulanmıştı. Yönetmenlerinden teknik ekibe; profesyonel oyunculardan, saç makyaj ekibine çok başarılıydı. Cemaatimizden oyuncuların olması ayrıca bir renk ve gerçeklik kattı hikayeye; benim için en güzel olanı ablam Feri Baycu Güler’le aynı sette olmak ve bu güzel anıyı birlikte paylaşabilmekti.

İLKER FRANKO

Dizide Avukat Yosi rolündeyim. İlk set deneyimimdi ve harika bir tecrübeydi... İki dakika süreceğini tahmin ettiğim bir sahneyi altı saatte çektik. Bir sahnenin çekilmesindeki emeği, koşuşturmayı yaşayarak öğrendim. Türkiye’nin önde gelen oyuncaları ile aynı sette ve karede kamera karşısında olmak beni çok heyecanlandırdı. En sevdiğim yanı ise her zaman aklımda olan bir filmde rol alma arzumu, çok önemli bir yönetmen ve oyuncu kadrosuyla, tesadüfen doğum günümden bir gün önce gerçekleştirebilmiş olmamdı...

KAREN GERSON ŞARHON

Dizide Madame Rivlin rolünü canlandırdım; Matilda’nın hapisten çıkınca gece kaldığı pansiyonun sahibi.

Bir profesyonel dizide ilk set deneyimimdi. Başka çekimlerim olmuştu tabii hem müzikte hem de tiyatroda ama bu hiç onlara benzemiyor tabii. Zaman kavramının nasıl farklı olduğunu çok net anladım. Son derece profesyonel bir yapım ekibi Netflix. Her şey, tüm detaylar düşünülmüş.

İki cümlelik sahnemin çekimi yedi saat sürünce profesyonel oyunculara saygım 20 kat arttı. Zamanlarının çoğu sette beklemekle geçiyor. Tabii diziyi seyredince aynı sahneyi neden bu kadar çok çektiklerini anladım.

En sevdiğim bölümü saç ve makyaj idi, özellikle saç. Dönemin saç modellerini müthiş bilen bir kuaförle çalışıldı. Birçok ilginç bilgi edindim.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün