WEB´DEN SEÇMELER

•İsrail´in nüfusunun yüzde 20´sini Araplar oluşturuyor. Fakat İsrail´de vuku bulan cinayetlerin yüzde 70´i İsrail´de yaşayan Araplar arasında gerçekleşiyor. İsrail´de son seçimlerde ilginç bir gelişme olarak Arap partisi Ra´am, Naftali Bennett liderliğindeki değişim hükümetine destek verdi. Ra´am hükümetin kurulmasında pay sahibi oldu ve seçmenlerine bunun karşılığında ne aldığını ve verdiğini anlatması gerekiyordu. Dr Gökhan Çınkara – Independent Türkçe - www.indyturk.com

İzak BARON Diğer
10 Kasım 2021 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı
  • “MADEM BU MAHALLE PRESTİJ VE TANITIM MEKANLARIMIZDAN, O ZAMAN GEREKEN İLGİYİ GÖSTERELİM, MÜMKÜNSE TURİSTİK HALE GETİRELİM.”

Okul ve TRT yıllarında Ankara’da 8 yıl yaşadık. Bir Yahudi Mahallesi olduğunu ne duyduk ne gördük. Meğer Samanpazarı’nın altında. Denizciler Caddesi ile Anafartalar Caddesi arasındaki alanda böyle bir mahalle varmış.

Mahalleyi ve sorunlarını Umut Özkan’ın şu mektubundan öğreniyoruz.

“Ankara’nın Yahudi Mahallesi, Yahudi vatandaşlarımızın bu kentteki ilk yerleşim yerlerinden. Mahallede bir de çok eskiden inşa edilmiş havra bulunmakta. Belli zamanlarda gayrimüslim vatandaşlarımız buraya gelmekte, ibadetlerini yapmaktalar. O mahalleye yakın bir iş yerinde çalışmaktayım. Üzülerek söylüyorum ki yıllardır o mahalleye hiçbir hizmet gitmedi. Her yer yıkık dökük. Sokakları çöp içindeki mahalleye Suriyeliler yerleşmiş durumda. Geçenlerde bir gazete haberi okudum. Türkiye de yaşayan Yahudi yurttaşlarımız ve ‘Yahudi Mahallesi’ bir belgesel olarak ABD’de gösterime sunulmuş. Belgesel bir kamu kurumu olan Yunus Emre Enstitüsü tarafından çekilmiş. Madem bu mahalle prestij ve tanıtım mekanlarımızdan, o zaman gereken ilgiyi gösterelim, mümkünse turistik hale getirelim.”

Melih Aşık

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/ayakta-alkislar-6632339

 

  • BUHARA YAHUDİLERİ, DOĞU YAHUDİLİĞİNİN (MİZRAHİM) EN ÖNEMLİ KOLLARINDAN BİRİ. MİLATTAN ÖNCE İLK BİNYIL İTİBARIYLA ORTA ASYA'YA, ÖZELLİKLE BUGÜNKÜ BUHARA VE SEMERKAND ŞEHİRLERİNİN ETRAFINDA TOPLANMAYA BAŞLADIKLARI BİLİNİYOR

Tarihin kaydına yetişemediği dönemlerinden beri İran, Türk ve Moğol dilli atlı göçebelerin ve fatihlerin yurdu olmuş Orta Asya. Yüzyıllar ve hatta binyıllar içinde meskunları değişse ve devletleri ardı ardına yıkılıp kurulmuş.

Bugünkü hâline ulaşana dek geçirdiği evrim, Oryantalist masallarından birbirini çürüten sayısız akademik çalışmaya konu olmuş. Bunca zaman içerisindeyse değişmeyen çok az hazineye sahip olmuş.

Buhara Yahudileri bu nadir varlıklardan biri. Orta Asya'nın -tahminen- üç bin yıla yakın süreyle en eski sakinleri arasında bulunan Buhara Cemaatinin üyeleri bugün "anavatan"dan uzakta ve yeni yurtların içindeler.

Taliban'ın Afganistan'da kontrolü tekrar ele geçirmesiyle isimlerinden yeniden bahsedilir oldu Buhara Yahudilerinin.

İstanbul Aşkenaz Hahamı Mendy Chitrik'in de aralarında bulunduğu bir grup ismin yardımıyla ülkeden tahliye edilen "Afganistan'ın son Yahudisi" Zebulun Simantov bir aydır dünya kamuoyunun ilgisini çekmekte.

Buhara Cemaati (Buharim) kendisini sahiplenmese de Simantov'un hikâyesi, Orta Asya'dan silinmekte olan bu topluluğun tarihine odaklanmamıza yol açtı.

Buhara Yahudileri, Doğu Yahudiliğinin (Mizrahim) en önemli kollarından biri. Milattan önce ilk binyıl itibarıyla Orta Asya'ya, özellikle bugünkü Buhara ve Semerkand şehirlerinin etrafında toplanmaya başladıkları biliniyor.

İpek Yolu'nun en eski ve görkemli bu iki şehrinin yanında, Andican ve Nemengan gibi Özbek illerine, Tacikistan'a ve Afganistan'a yayılmışlar zaman içerisinde.

Konuştukları dil, Yahudi-İran (Judeo-İran) dil ailesine mensup ve çağdaş Tacikçe ile Dariceye, yani Farsçaya yakın.

Sovyetler Birliği'nin kurulması sonrasında dünya Yahudiliğinin en izole topluluklarından birine dönüşen Buhara Yahudileri, 1970'lerin başından itibaren İsrail'e göç etmeye başlamış.

Birliğin 1991'de yıkılmasıyla ve özellikle Özbekistan'da Yahudilere karşı alevlenen şiddet olaylarının artmasıyla İsrail ve ABD'ye kitlesel göçler artmış. Bugün İsrail'de 160 bin, ABD'de 120 bin civarında Buhara Yahudisi olduğu belirtiliyor.

Bugün Buhara Yahudi cemaatinin en büyük bölümü İsrail'de yaşıyor. ABD'de, New York'un Queens bölgesi dünyadaki önemli Buharim yerleşimlerinden biri.

Öte yandan isimlerini, tarihî ve kültürel köklerini aldığı memleketlerde sayıları oldukça az: 1989'da Özbekistan'da 95 bin Yahudi varken ülkede bugün 1500 kadar kişi yaşadığı tahmin diliyor. Tacikistan'da ise nüfusları 30 yılda 15 binden 150'lere kadar düşmüş…

Halbuki Türkiye'yle ve İslam dünyasıyla ilişkileri özelinde pek iyi anılmayan -ve aslen Buhara Yahudisi olduğu iddia edilen- İslam Kerimov, İsrail ve Yahudi cemaatiyle münasebetlere önem vermiş bir isimdi.

Geçtiğimiz hafta yeniden cumhurbaşkanı seçilen Şevket Mirziyoyev de Özbekistan'ın "Üçüncü Rönesans" hareketi kapsamında İsrail başta olmak üzere Batılı ülkelerle ilişkileri geliştirmeye devam ediyor.

Oğul Tuna

https://www.indyturk.com/node/430851/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/buhara-yahudilerinin-orta-asyadan-abdye-uzanan-hikayesi

 

  • 7. VE 8. MADDE DE BAŞKA BİR DEVLET İÇİN KONSOLOSLUK HİZMETİ VERMENİN ANCAK KABUL EDEN DEVLETİN ONAYIYLA GERÇEKLEŞEBİLECEĞİ BELİRTİLİYOR. ABD’NİN KUDÜS’TE FİLİSTİNLİLERE YÖNELİK BİR KONSOLOSLUK AÇMASI İŞTE BU MADDELERLE ÇELİŞİYOR

Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2018 yılında Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış, Amerikan büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdıktan sonra da, şehirde var olan konsolosluğu büyükelçilik bünyesine almıştı. Bu adım ile Trump, Amerikan Kongresi’nin 1995 yılında Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan ve “1950 yılından beri Kudüs şehri İsrail Devletinin başkentidir” diye belirten Amerikan yasasını yerine getirmiş oldu. Trump’tan önceki başkanlar elçiliğin taşınmasıyla ilgili başkanlık feragatnamesini her altı ayda bir yenilemeyi tercih etmişti.

ABD Başkanı Biden, selefi Trump’ın bazı politikalarını geriye çevirme isteği yeni değil. Biden ABD’nin Filistinlilerle ilişkilerini iyileştirmek amacıyla Filistin Yönetimi’ne mali yardıma yeniden başlamış, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı UNRWA programları için desteğini yinelemişti. Şimdi ise Kudüs’teki Filistin konsolosluğunun ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Washington’daki ofisinin yeniden açılması tartışılıyor. Trump’ın 2019’da geçirdiği terörizm yasası FKÖ’nün yeniden ABD’de bir ofis açmasının önündeki en büyük engel. Kudüs’te bir Filistin konsolosluğunun açılması ise İsrail ile ABD ilişkilerini derinden sarsacak bir adım.

Biden’ın seçim vaatlerinden biri Filistin konsolosluğunun yeniden açılmasıydı. Amerikan konsolosluğu 19. yüzyılda Osmanlı Devletine ait Kutsal Toprakları ziyaret eden Amerikalıların sorunlarıyla ilgilenmek üzere kurulmuştu. İsrail Devleti 1948 yılında kurulduğunda, İngiliz mandası Filistin’de var olan konsoloslukları devralmış ancak yenisinin kurulmasını engellemişti. 1993 Oslo Anlaşmalarıyla Filistin Yönetimi kurulduğunda, Kudüs’teki Amerikan konsolosluğunun amacı değişmiş, ABD’nin Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinlilerle ilişkilerini düzenlemeye başlamıştı. Ancak ABD, 2018 yılında Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu kabul etmesi ve şehirdeki egemenliğini tanımasıyla var olan durum değişti. İşte burada ABD ve İsrail’in taraf olduğu Viyana Sözleşmesi devreye giriyor.

Konsolosluk ilişkileri hakkındaki Viyana Sözleşmesinin 4. maddesine göre, gönderen devlet ancak kabul eden devletten onay almasıyla konsolosluk açabilir ve konsolosluk görev çerçevesi gönderen devlet tarafından kabul eden devletin tasvibine sunulur. 7. ve 8. madde de başka bir devlet için konsolosluk hizmeti vermenin ancak kabul eden devletin onayıyla gerçekleşebileceği belirtiliyor. ABD’nin Kudüs’te Filistinlilere yönelik bir konsolosluk açması işte bu maddelerle çelişiyor.

İsrail iki ülke arasındaki yakın ilişkileri derinden etkileyecek bu adıma sert bir şekilde karşı çıkıyor. ABD’yi Viyana Sözleşmesine ve Kudüs’ün İsrail’in ebedi, bölünmez başkenti olduğunu kabul eden Amerikan yasalarına uymaya davet ediyor. Aynı şehirde hem büyükelçilik hem de konsolosluk olmasının diplomasi kurallarıyla uyuşmadığı ve başka bir örneği olmadığı da Washington’a hatırlatılıyor.

Karel Valansi

https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/kudus-uzerinden-abd-israil-iliskileri,33025

 

  • BAŞBAKAN BENNETT'İN ARAP TOPLUMUYLA KURDUĞU İLİŞKİDE TEMEL DİNAMİĞİN EKONOMİK GELİŞMEYLE OLUŞACAK REFAH ARTIŞININ İKİ TOPLUM ARASINDAKİ ENTEGRASYONU HIZLANDIRACAĞI DÜŞÜNCESİNE DAYANIYOR

İsrailliler, Arap nüfusun yoğun yaşadığı ülkenin kuzeyindeki Banama köyünde Salim Hasarma'nın öldürülmesini medyadan öğrendiler.

Bu sene Arap toplumundan yaklaşık 100 kişi toplum içi şiddetin (Araplar arası) kurbanı oldu. Hasarma da bunlardan biri.

İsrail'deki Arap toplumunda suç ve şiddetle mücadele ulusal siyasetin gündemine girmiş durumda.

Bu şiddet birçok şekilde kendini gösteriyor. Mafya içi hesaplaşmalar, aileler arası mücadele, sokaklarda görülen küçük grupların anlık kavgalarına uzanan şiddet sarmalı var.

Bu durumun harlanmasında ve özellikle kontrolden çıkmasında çok sayıda kayıtsız silahın varlığının etkili olduğu söyleniyor.

İsrail'in nüfusunun yüzde 20'sini Araplar oluşturuyor. Fakat İsrail'de vuku bulan cinayetlerin yüzde 70'i İsrail'de yaşayan Araplar arasında gerçekleşiyor.

İsrail'de son seçimlerde ilginç bir gelişme olarak Arap partisi Ra'am, Naftali Bennett liderliğindeki değişim hükümetine destek verdi.

Ra'am hükümetin kurulmasında pay sahibi oldu ve seçmenlerine bunun karşılığında ne aldığını ve verdiğini anlatması gerekiyordu.

Ra'am Partisi'nin lideri Mansur Abbas ve aynı partiden milletvekili Velid Taha koalisyon hükümetinin taleplerini karşılamaması durumunda bütçeye destek vermeyeceklerini ve hükümeti düşüreceklerini açıklamışlardı.

24 Ekim'de devlet bütçesinin Knesset'te ilgili komisyonlarda onaylanmasıyla bu tehlike ortadan kalktı.

2022-2026'yı kapsayan 5 yıllık kalkınma planının da onaylanmasıyla Arap toplumunun yıllarca ihmal edilen ekonomik eşitsizlik durumuna böylece bir nebze çare bulundu.Bu plan 9,5 milyar dolarlık kamu harcama kalemlerini içeriyor. İstihdamın arttırılması, teknolojik gelişmenin teşviki, konut inşası gibi sosyal harcamalar öne çıkıyor.

Bu yazının da konusu olan Arap toplumunda yaygınlaşan şiddetle mücadele için de Ulusal Mücadele Planı kabul edildi. Bu plan İsrail Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından hazırlandı.

Hükümete suç örgütleriyle mücadele için takviye güç teminine izin verirken aynı zamanda toplumsal aktörlere de iş birliği için birtakım ödemeleri fonlamayı hedefliyor. Başbakan Bennett'in Arap toplumuyla kurduğu ilişkide temel dinamiğin ekonomik gelişmeyle oluşacak refah artışının iki toplum arasındaki entegrasyonu hızlandıracağı düşüncesine dayanıyor.

Bennett'in becerikli bir işadamı geçmişi olduğunu hatırlayınca, bu fikrin hiç de kötü görünmediğini eklemek gerekir.

Fakat Bennett ve ekibi yaygınlaşan toplum içi şiddetle mücadelede İsrail'in iç istihbarat kurumu Şin Bet'i (Şerut HaBitahon HaKlali, Şabak: Genel Güvenlik Servisi) devreye sokmakta kararlı olduğu bildiriliyor.

Bu planın duyulması ile "Şin Bet'in İsrail'deki özel statüsünün Arap toplumu içindeki çatışmalarda taraf olması itibarıyla aşınacağını" dile getirenler de var.

Hükümet yetkilileri ise İsrail polisinin sayısı yüzbinleri bulan ruhsatsız silahları ele geçirme noktasında teknoloji ve kadro olarak yeterli olmayacağını düşünüyorlar.

Şin Bet'in dahil olmasını isteyenler, onun gelişmiş teknolojik kapasitesi, deneyimli sorgulama ekibi ve kapsamlı ve yerleşmiş soruşturma yetkilerinin göz ardı edilemeyeceğini düşünüyorlar.

Başbakan Bennett Arap toplumunda mevcut şiddet açmazının daha fazla sürdürülemeyeceğinin farkında. Özellikle kaçak silahların güvenlik tehditlerine kapı aralaması söz konusu.

Hükümetin acele karar verdiğini söyleyenler de yok değil. Bennett'in bu parlak ve hızlı kararı üzerinde etraflıca düşünülmediği ekleniyor.

Şin Bet'i sihirli bir değnekmiş gibi görmek telafisi güç zararlar doğurabilir. Fakat bu geniş çaplı ve yönetilmesi güçleşen şiddet dalgasının bugünün ürünü olmadığını belirtelim.

Bu mesele Ekim 2000'e kadar geri götürülebilir. O tarihlerde 12 İsrailli ve 1 Gazzeli Arapın İsrail polisince öldürülmesiyle polis Arap nüfusun yoğun yaşadığı yerlerden çekildi. Bu geri çekilme beraberinde mafyatik oluşumların yükselişine imkân tanıdı.

Dr. Gökhan Çınkara

https://www.indyturk.com/node/432296/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/ba%C5%9Fbakan-naftali-bennett-arap-mahallesine-i%CC%87srail-i%C3%A7-istihbarat%C4%B1n%C4%B1

 

  • Takılan tweetler
  • Kenan Cruz Çilli@kenancruz

Birkaç yıl önce Google Haritalar'a eklediğim Or Hadash'ın konum etiketine on binlerce kişi tıkladı. Bu, siteye büyük ilgi olduğu anlamına gelir. Umarım yakın zamanda restore edilir @ibbmiras

https://twitter.com/kenancruz/status/1201524430565863425?s=21

https://twitter.com/kenancruz/status/1456173058004332544

  • beş•yüz•yedi@e507

İsrail asgari ücreti =

2006: 2,1 x Türk asg. ücreti

2011: 2,4 x Türk asg. ücreti

2016: 2,3 x Türk asg. ücreti

2021: 5,7 x Türk asg. ücreti

shalom!

https://twitter.com/e507/status/1455580270908874758

  • Selçuk Salih Caydı@selcuksalih

Kitaplarla haşır neşir olanlar için İsrail gündemindeki en güncel konu, İrlandalı yazar Sally Rooney...

Kitapları Türkçe'ye de çevrilmiş olan ünlü yazar, bu yıl eylül ayında yayınlanan "Beautiful World, Where Are You" adlı son romanının İbranice'ye çevrilmesini istememiş...

Sally Rooney bu ilginç kararı ile, Filistinlilere karşı tavrı nedeniyle İsrail'i ekonomik siyasi ve kültürel açıdan izole etmek taraftarlarının safında yer alıyor -ki aralarında Pink Floyd'un ilahı Roger Waters da var.

İsrail kitapçıları yazarı boykot ediyorlar.

Bunun anlamı şu..

İsrail'deki en önemli iki kitap dağırıcısı firma Steimatzky ve Tzomet Sefarim, bundan böyle Sally Rooney'in kitaplarını dağıtmama kararı aldı...

Tabii haritaya ve nüfusuna bakıp İsrail'i küçümseyen bazıları "Yazar için bu pek de önemli olmasa gerek" gibi cümleler kurabilir...

https://twitter.com/yasemina79/status/1456717872215044104

 

  • önder kaya istanbul gezgini@onderkayaistan1

1860larda birliğini sağlayan İtalyanın tebası olan İstanbul Yahudilerinin sinagogu. İtalyan sinagogu. İtalyan Yahudi cemaatinin nüfusu günümüzde sanırım 100 kişiden biraz daha fazla. Mecidiyeköyde cemaate ait bir de mezar alanı var. Sinagog ise Şişhanede

https://twitter.com/onderkayaistan1/status/1456838480609398789

  • önder kaya istanbul gezgini@onderkayaistan1

Şişhaneden Galataya uzanan Büyükhendek caddesi. Cadde adını bir zamanlar var olan Ceneviz surlarının hendeğinden alıyor. Eski bir Yahudi yerleşkesi olan cadde üzerinde Neve Şalom sinagogu ile bugün faal olmayan Apollon sinagogu var. 1950ler.

https://twitter.com/onderkayaistan1/status/1455947600436269060

  • Aylin@erasef500

Ünv yıllarında pekçok yahudi arkadaşımın olduğu bunu hiç garipsemediğim yıllardan,çevremde tek bir yahudi olmayan yıllara…

https://twitter.com/erasef500/status/1457072252881670147

  • Şml Ylmz@ylmzsamil

Kulüp üzerinden, “kültürlerin yan yana yaşadığı,” o eski güzel günler edebiyatı başlamış bile. Dizi onu mu anlatıyor? Varlık vergisi ertesi, yoksullaştırılmış bir halk, saklanan kimlikler, gayrimüslim kadınların Türk erkeklerinin dünyasındaki çarpık yeri— insan azıcık utanır ya.

https://twitter.com/ylmzsamil/status/1457346199451807745

  • Barış Yarkadaş@barisyarkadas

Bursa’da Y.Ü adlı bir yurttaş, içeriğine hiçbir şekilde katılmadığım bir paylaşım yapıyor ve Erdoğan’a “Yahudi” diyor. Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesi ise bu ifadeyi CB’ye hakaret sayarak hapis ve para cezası veriyor. Yurttaşın yaptığı ayrı bir garabet, mahkemeninki ayrı…

2- Çünkü her iki mantık da Yahudi olmayı “küfür, hakaret” olarak gördüğünü ifade etmiş oluyor. Bu yüzden Yahudi’yi hakaret etmek için kullanmak da buna ceza vermek de saçma… Sanık Y.Ü’nün Avukatı Baran Güneş ise bu saçma davayı ve cezayı “İnanılmaz” olarak niteliyor.

https://twitter.com/barisyarkadas/status/1456253490666291202

  • TurkishEmbassyPrague@TurkishEmbassyP

Büyükelçimiz Sayın Egemen Bağış ve Elçi Müsteşarımız Sayın Behiç Hatipoğlu, İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından Çek Cumhuriyeti'nin Terezin şehrinde kurulan ve maalesef bazı vatandaşlarımızın da tutsak edildiği,

günümüzde Terezin Memorial adlı bir müze anıta dönüştürülen toplama kampında Direktör Dr. Jan Roubinek’i ziyaret etti.

https://twitter.com/TurkishEmbassyP/status/1456719600226287624

  • Her Saat Tarih@hersaattarih

Ilse Koch "Buchenwald'ın Kaltak". Ilse koleksiyonunun bir kısmı: dövmeli deriler, kapalı organlar ve Holokost kurbanlarından yapılmış bir lamba. Kocası Karl 1941'de görevden alındı. Bir SS mahkemesi onu yolsuzluk ve rüşvetten mahkum etti - 1945'te idam edildi. [1375 × 1091] - ...

https://twitter.com/hersaattarih/status/1455166248082358275

  • Selahattin Aydın@arkeolojidnyasi

Milas'ta yıkılması ve hafızalardan silinmesi için beklenen bir Yahudi evi. Evin kapısı, iç düzenlemesi, yazıtı ve kapısı ile etkileyici bir yapıya sahip. Ev yıkılınca kapının üstünde bulunan yazıt ise birilerinin koleksiyonuna girer ve evin yerine de beton yığınları konur!

 

  • Ağa Takılanlar Öneriyor
  • BERLİN POLİSİ, HOLOKOST ANITI'NA SAYGISIZLIK YAPAN ÇALIŞMA ARKADAŞLARI ADINA ÖZÜR DİLEDİ

https://tr.sputniknews.com/20211101/berlin-polisi-holokost-anitina-saygisizlik-yapan-calisma-arkadaslari-adina-ozur-diledi--1050382246.html

  • O SELAM SAHA KAPATTIRDI

https://odatv4.com/guncel/o-selam-saha-kapattirdi-220807

  • İSTİHBARAT SAVAŞLARI; ABD'DEN İSRAİL'E KRİTİK YAPTIRIM KARARI - ZEYNEP GÜRCANLI

https://www.dunya.com/kose-yazisi/istihbarat-savaslari-abdden-israile-kritik-yaptirim-karari/638846

  • YILDÖNÜMÜNDE BALFOUR DEKLARASYONU VE İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU – ÖMER FARUK ÇALIŞKAN

Yahudilerin Filistin’e göçünü başlatan Britanya, 1917’nin şartlarında ne amaçlıyordu? İsrail-Filistin sorunu şimdi nereye geldi? Dr. Bora Bayraktar ile konuştuk.

https://www.aa.com.tr/tr/podcast/yildonumunde-balfour-deklarasyonu-ve-israil-filistin-sorunu/2409689

  • DEMİR KUBBE’Yİ YAPAN İSRAİLLİ ŞİRKET ARAPLARA SİLAH SATACAK – KERİM ÜLKER

https://www.dunya.com/kose-yazisi/demir-kubbeyi-yapan-israilli-sirket-araplara-silah-satacak/638502

  • İBRANİCE VE ARAPÇA'YI BİRLEŞTİREN ARAVRİT ALFABESİ BİRLİKTE YAŞAMAYI TEŞVİK EDEBİLİR Mİ?

https://tr.euronews.com/2021/11/02/ibranice-ve-arapca-y-birlestiren-aravrit-alfabesi-birlikte-yasamay-tesvik-edebilir-mi

  • Pulitzer ödüllü iki fotoğrafçının gözünden Tel Aviv ve Gazze plajları

 

Tel Aviv ve Gazze (Khalil Hamra, Oded Balilty / AP)

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün