2008’den bu yana hızlanarak yaşadığımız ekonomik olaylar ‘Fast and Furious’ filmine taş çıkartacak cinsten. Her hafta bir öncekinden daha hızlı, piyasalar ve göstergeler birbirinden daha öfkeli.
Film çekelim desek, dünyadaki her hafta diğerini gölgede bırakan bu senaryolar ile filmimiz ‘La Sagrada Familia’ gibi olur, hiç tamamlayamayız. Hangi cümleler ve kelimeler ile konuların önemini ve büyüklüğünü anlatalım diye düşünüyoruz, neredeyse yazının yarısına geldik, daha tam karşılığını bulamadık. O zaman en büyük olanla başlayalım.
Başkan Adayı Trump’ın bu haftaki seçim konuşmasında dile getirdiği, “ABD’yi çok büyük bir resesyon bekliyor, sizi ben kurtarırım” cümlesi şu anda ABD’de en çok tartışılan konulardan biri oldu. Trump haklı mı? Daha önce bu sayfalarda farklı yazılarda dile getirmiştik. Faizleri sıfıra indirip FED’in bilançosunu 5 katına çıkarıp, 4,5 trilyon dolarlık bilançoya rağmen enflasyonu arttıramadıysa, perakende satış rakamları düşüyor, sanayi ve kapasite kullanım oranları azalan bir ekonomide tüketici kredileri 2,3 trilyon dolardan 4 trilyon dolara yaklaşıyorsa, bunu tecrübe ile şu şekilde özetleyebiliriz. ABD’de resesyon çoktan başlamıştır, vatandaşları borcu borçla döndürüyordur. Ama tarım dışı istihdam verileri geçen ay iyi gelmişti, Ricmond FED Başkanı Jeffrey Lacker demeç vermiş, faizler bu sene en fazla bir kere daha artarmış, DowJones 30 endeksi 18.000’i zorluyor diyen fazlası ile iyimser haberlere karşılık, Trump ve İstanbul Ekolü yanılıyordur demeyi gerçekten çok isteriz. Rakamlar kötü olduğu için zaten faizi arttırmakta zorlanıyorlar, yoksa el açmaz durumda olan FED faiz arttırmak zorunda, bu King oyununda Rıfkı kendisinde kalsın istemiyor. Böyle devam ederlerse Rıfkı’yı bilmeyiz ama KOBİ’ye, sokaktaki vatandaşa, muhafazakâr oylara oynayan Trump seçimler sonrasında sahnede son kalacak.
BATMAN Mİ KAZANIR SUPERMAN Mİ?
70 trilyon dolarlık dünya ekonomisi karşılığında 700 trilyon dolarlık finansal piyasaları kıyaslandığında sonucu ne olur, sizlere bırakalım. Aradaki güç farkını yönetemediği için dünya bu halde zaten. Kal-El’den dünya olarak son talebimiz bileşik faizden insanlığı kurtarsın yoksa dünya yakında Gotham City olacak, bu durumdan sizi ben kurtarırım diyen Başkan Trump da tek umudumuz.
Nitekim Bloomberg’de yer alan iki haber felaket senaryoları için zemin hazırlıyor. Bir tanesi 2018 başı itibarı ile girecek Uluslararası Finansal Raporlama Sistemi’nin (UFRS) 9 no.lu düzenlemesi ve diğeri de İsviçre Basel’de toplanan Bankacılık Komitesi’nin bankaların sermaye yeterliliği ile ilgili uygulaması. Bir diğeri ise yeni bir petrol krizi haberi. Basel 3 kararları ile bankaların sermaye yeterliliklerinin hesaplanmasında yeni değişiklikler geliyor, keza UFRS 9 ile kredi zararlarının öngörülmesi ve sermayede gerekli düzenlemelerin yapılması kararının bankacılık sektörünü zorlayacağı bekleniyor. Zaten, ‘Paranın Yansızlığı’ teorisi ile reel sektöre ve kredi kanalına akmakta zorlanan, merkez bankalarının sıfır faiz seviyelerinden bankacılık kanalına verdiği fonlar global ekonomiyi büyütmekte zorlanıyordu, üstüne şirketler ‘Kredi Sıkışması’ ile bu fonlara ulaşamadıklarından kısır döngüsü ile büyümeyi desteklemiyorlardı. Bu yeni uygulamalar ile bankaların kredi vermeleri daha da zorlaşacak. Piyasalarda likiditenin sıkışması ile borsalar başta olmak üzere şişen balonların tehlike arz etmesi süreci giderek hızlanıyor.
ELİNDE MAKASI İLE PANAMA TERZİSİ
Buraya kadar daha çok ‘Elm Sokağı Kâbusu’ gibi gittik. Rüyadan uyanalım bu kâbus bitsin diyenler için Panama Terzisi elinde makası ile Freddy Krueger gibi gelsin o zaman. Güzel filmdir ‘The Tailor of Panama’. İngiliz ajan Andy (Pierce Brosnan) sürgün olarak Panama’ya gönderilir. Amirlerinin gözüne girebilmek ve Londra’ya geri dönebilmek için fırsat aramaya başlar. Hükümete ve birçok kişiye yakın olan terzi Harold (Geoffrey Rush) ile bağlantıya geçer. Andy, Panama Kanalı’nın yönetimini ele geçirmeye çalışan güçleri bulmak istemektedir. Pendel’in eşi Louisa (Jamie Lee Curtis), Panama Kanalı’nda görevlidir. Andy, büyük miktarda borcu olan terzi Harold’a kanal hakkında bilgi sızdırması karşılığında yardım edeceğini söyler ve olaylar gelişir. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine bilgileri Andy mi verdi bilmiyoruz ama Panama’dan çok büyük bir sızıntı geldi bu hafta piyasalara. Zaytung haberi değil gerçek Zeitung. Mossack Fonseca isimli Panama avukatlık bürosunun 1977’den bu yana tuttuğu iddia edilen belgelerde, vergi cenneti Panama’nın kimlere ev sahipliği yaptığı ortaya çıkmaya başladı. Büyüklüğünü ifade etmek için yapılan karşılaştırmalara bakıldığında, Wikileaks belgeleri Panama’nın yanında yumurtadan çıkan timsah yavrusu gibi kalıyor ama belgelerin etkisi büyüdükçe Panama timsahının kendisini göreceğiz gibi. 2,6 terabayt verinin içinde şu ana kadar bulunan, bilinen bilgiler arasında politikacılar, devlet başkanları, bakanlar, futbolu yöneten isimler, bankalar, ünlüler bulunuyor. 214 bin şirketin verisi olduğu şu ana kadar yer alan haberler arasında. İzlanda’da şu anda hükümet krizine dönmüş durumda bu haber. Cayman Adaları, Lüksemburg, İrlanda, Güney Kıbrıs gibi vergi cennetleri aslında yeni bir şey değil. Hatta buralardaki tahvil ve bonoların miktarları bir başka araştırmaya göre FED, Çin, Japonya’nın elinde tuttuğundan daha fazla. Financial Times, Wall Street Journal, Time, Bloomberg, Reuters gibi haber sitelerinde ilk sıradaki bu haberler piyasaları uzunca meşgul edecek.
YUNANİSTAN VE IMF
Bir diğer delik ise geçen hafta IMF ve Yunanistan arasında yaşandı. Piyasaların eski kadim dostu Yunanistan borç krizi göz kırpıyor. IMF ve AB ile borç yapılandırma görüşmelerinde yine sıkıntı var. Hatta iki IMF yetkilisinin sızan telefon görüşmelerinde, Yunanistan’a borç vermeyerek, İngiltere’de AB oylaması öncesinde, Yunanistan ile AB’yi karşı karşıya bırakma niyetinin ortaya çıkması öncü deprem oldu. Yunanistan IMF’den yazılı açıklama istedi. Resesyonu devam eden Yunanistan’ın ekonomisi daralmaya devam ediyor. Oxi geri dönüyor.
Kovboy filmlerinde düello öncesi vücut ölçüsünü alan tabutçular vardır. Panama Terzisi Trump’ın tezini destekliyor, vücut ölçüleri alınmaya başladı piyasalarda. Kur ve ticaret savaşlarının sonu gerçek savaşlardır diyor kitaplar. 3. Dünya Savaşı çoktan başladı. Savaşların çeşitleri var, siber savaş, bilgi savaşı, güç savaşı. Şu anda bu evredeyiz. CNN’in haberine göre, Columbia Üniversitesi’nden iki astronomi uzmanının dünyayı kötü niyetli uzaylılardan saklamak için lazer kullanalım önerisini, önce bu dünyadaki kötülükler için kullanmanın vakti geldi gibi.