Prof. Dr. Henri Nahum, 20 Aralık 2019 günü, ailesini, dostlarını, öğrencilerini ve sevenlerini geride bırakarak hakkın rahmetine kavuştu. Tıp profesörü ve tarih doktoruydu. Her iki alana da, son derece değerli katkılarda bulundu.
Siren BORA
Henri Nahum 1928 yılında İzmir’de doğdu. Baba tarafı olan Nahum Ailesi, Manisa kökenliydi. Henri Nahum’un büyük annesi Coya, son Osmanlı Hahambaşısı Hayim Nahum Efendi’nin (1873-1960) halasıydı. Aile, 5 Eylül 1922’de başlayan Manisa Yangını sırasında, Manisa’dan İzmir’e göç etti. Henri Nahum, ailenin ata toprağından ayrılışını şöyle betimliyor: “Büyükannem trene bindi. Dedem ise, yangını seyir ederek İzmir’e kadar yürüdü.” Nahum’un anne tarafı, Pontremoli Ailesiydi. Annesinin babası Rafael Pontremoli, yıllarca İzmir Alliance Israélite Universelle ve B’nai B’rith okullarında öğretmenlik ve yöneticilik yapmıştı. Henri Nahum’un babası Meir Nahum ve annesi Ketty Pontremoli de, Alliance Okullarında öğretmen olarak çalışıyorlardı. Nahum Ailesi, 1935 yılında İzmir’den ayrılarak Fas’a göç etti. Göç sırasında Nahum, 7 yaşındaydı. İlk gençlik yıllarını Fas’ta geçirdikten sonra tıp tahsil etmek üzere Paris’e gitti. Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra radyoloji dalında uzmanlaştı. Fransa’da, klinik radyolojinin gelişiminin en büyük mimarlarından biri oldu. Bir yandan Beaujon de Clichy Hastanesi Sağlık Komitesinin başkanlık görevini üstlenirken öte yandan Fransız Radyoloji Cemiyetini modernleştirmek için çalıştı. 1966 yılında Radyoloji profesörü unvanını aldı. Radyolojiye ilişkin kaleme aldığı ‘Imagerie Médicale ve Traité d’Imagerie Médicale’ (2004) kitapları oldukça tanınmış. Ayrıca Clichy Belediye meclisi üyeliğine seçildi ve bir süre kamusal alanda görev yaptı. Beaujon de Clichy Hastanesi Radyoloji Bölümünün onursal üyesi olan Henri Nahum, 13 Ağustos 2010 tarihinde Antoine Béclère Merkezi Yönetim Kurulu (Le Conseil d’Administration du Centre Antoine Béclère) tarafından 1952 yılından beri doktorlara ve radyologlara radyoloji dalındaki önemli hizmetlerinden dolayı verilen Antoine Béclère madalyası ile onurlandırıldı.
Yukarıda kısaca saydığım unvanlarına ve faaliyetlerine ilave olarak, Sorbonne Üniversitesinden tarih doktoru olarak mezun olan Henri Nahum’un doktora tezi, 2000 yılında Türkçeye çevrildi ve İletişim Yayınları tarafından İzmir Yahudileri adıyla yayınlandı. Bu arada Isis tarafından basılan Fransızca iki kitabı daha mevcut. Bunlardan biri 2000 yılında basılan Mis memorias. Les mémoires de Rafael Chikurel (Diğer Hatıralar. Rafael Çikurel’in Hatıraları), diğeri ise 2003 yılında basılan La Grande Guerre et la guerre gréco-turque vues par les instituteurs de l’Alliance israélite universelle d’Izmir (İzmir Alliance Israélite Universelle öğretmenlerine göre Büyük Savaş ve Yunan-Türk Savaşı).
Henri Nahum ile yolum ilk kez 1989 yılında kesişti. Yaz aylarından biriydi. Hangi ay olduğunu hatırlayamadığım için yazmıyorum. Rahmetli babamın yakın dostlarından biri olan Leon Nahum Bankman (Toprağı bol olun) telefon etti ve “İzmir’e Fransa’dan bir akrabasının geldiğini, tıpkı benim gibi İzmir Yahudi Tarihi üzerine doktora yaptığını, bir hafta kadar kentte kalacağını ve benimle görüşmek istediğini” söyledi. Henri Nahum ile İzmir’de kaldığı süre içerisinde üç kez görüştük. Nahum, Fransa’ya döndükten sonra, posta aracılığıyla bilgi ve belge alışverişinde bulunduk. O, doktora tezini 1990 yılında tamamladı. Ben ise, 1993 yılında. Tez savunmalarını verip onay aldıktan sonra, tezlerimizi birbirimize göndermeyi ihmal etmedik. Her ikimiz de, tezlerimizin önsözünde birbirimize teşekkür edip minnettarlığımızı belirttik.
Yolumuz ikinci kez, 2016 yılında kesişti. Telefonla arandım, Henri Nahum’un da dahil olduğu bir grupla birlikte, İzmir Yahudi Tarihi üzerine bir kitap yazma projesi olduğu söylendi ve gruba katılıp katılamayacağım soruldu. Benim için referans, Henri Nahum’un varlığıydı. Tereddüt etmeden kabul ettim. Kitabın projeden çıkıp planlanması, geliştirilmesi ve gerçekleştirilmesi aşamaları sırasında gösterdiğim özverinin başlıca sebebi, Henri Nahum’un gruptaki varlığıydı. Bugün, ardından yazılan makaleleri okuyorum. Nahum, her meslekten, her sınıftan bireylerin saygısını kazanan özel bir şahsiyet, değerli bir bilim insanı olarak anılıyor. Henri Nahum, sadece bu niteliklerden ibaret değil. Aynı zamanda az sayıda bilim insanına nasip olan, kibirden uzak bir tevazuya sahipti. Beni asıl etkileyen ise, mesleğime, yani Tarihçinin mesleğine duyduğu saygıydı. Sırf bu mesleğe olan saygısı nedeniyle, 60 yaşından sonra Paris Sorbonne Üniversitesinde Sefarad Yahudi Tarihi üzerine doktora yapmıştı. Araştırma yapacağı dalda uzman unvanını aldıktan sonra, kökeniyle ilgili kitaplar ve makaleler kaleme almaya başlamıştı.
Ne yazık ki Henri Nahum, kendisi de dahil on yazarın emeğinin eseri olan İzmir Yahudi Tarihi ile ilgili kitabın baskısını görmeden vefat etti. Kısa bir süre sonra basılacak olan bu kitap, Henri Nahum’a adanacak.
Işıklar içinde uyu Prof. Dr. Henri Nahum…