“KIRMIZI BALONLU KIZ – BANKSY”
Selena Ataz & Doruk Barokas
Kırmızı Balonlu Kız tablosu, 21. yüzyılın en popüler tablolarından biridir. O kadar özel bir tablo ki neredeyse herkes hayatında en az bir kez denk gelmiştir. Belki Bristol Köprüsü’nün altında, belki de bir sosyal medya gönderisinde... Eğer görmediyseniz üzülmeyin bu bir fırsat; gördüyseniz bir de bizim perspektifimizden bakın. Keşke ağzı olsa da konuşsa dediğimiz Kırmızı Balonlu Kız tablosu, bize farklı duygular ve fikirler aktarıyor. Gelelim bu eserin yaratıcısı Banksy’ye. Banksy sanatını sokağa taşımış bir aktivist ve 90’ların en popüler grafiti sanatçılarından biridir. Banksy bu kadar ünlü olmasına rağmen kimse onun gerçek kimliğini hala bilmemektedir. Kişiliği gibi eserleri de hem gizemli hem de ilgi çekici. Bu eserin sembolize ettikleri ile ilgili birçok farklı görüş mevcuttur. Mesela kırmızı balonun özgürlüğü sembolize ettiğini düşünenler var. Diğer bir görüş ise umudu sembolize ettiğidir. Acaba bu resim bize ne anlatmaktadır?
Bu resimde dikkatimizi en çok eserin tek renkli objesi olan kırmızı kalpli balon çekiyor. Peki, küçük kız balonu bilerek mi elinden bıraktı yoksa balon minik parmaklarının arasından mı kaçtı? İşte tam olarak bu soruyu cevaplayabilmek için Google görsellerden “elinden balon kaçan çocuklar” görseli araştırması yaptık. Böylece tam olarak bu durumdaki çocukların mimik ve vücut hareketlerini gözlemleyebildik. Balonunu elinden kaçırmış her çocuk üzülür, ağlar, normalden fazla reaksiyon gösterir fakat; eğer kızın suratındaki ifadeye dikkatlice bakarsanız suratındaki kararlılığı ve olgunluğu görebilirsiniz. Sanki arkadan esen sert rüzgar onu çoktan büyütmüş gibi…
Bu sert rüzgar kızın düzenini bozmuş; ne saçları düzgün kalabilmiş, ne elbisesi, ne de çocukluğu. Rüzgar, bu resimde toplumsal baskı ve otoriteyi imgelemektedir. Bu baskılar bireyin özünden uzaklaşmasını tetiklemektedir. Aynı zamanda güzel duyguların katilidir. İşte bu nedenden dolayı kız çocuğu elindeki balonu bırakmak zorunda bırakılmıştır.
Kırmızı kalpli balon, sevgi duygusunu sembolize etmektedir. Toplumsal baskının bireylere dayattığı sistemden ötürü sevgi duygusunu parmaklarımızdan bırakmak zorunda bırakılırız; aynı bu resimdeki küçük kız gibi.
Hep çocuk kalacak tarafımız yani masumiyetimiz ve saflığımız dünyaya iyi niyet ve sevgiyi aşılar. Resimdeki çocuk figürü de bu bağlamla masumiyeti simgelemektedir. Bütün bu imge ve semboller dikkate alındığında; Banksy aslında toplumun bize dayattıkları yüzünden içimizdeki çocuğun ve masumiyetin sevgiden arınmak zorunda bırakılmasını eleştirmektedir. İçimizdeki çocuk artık mutsuz, sevgisiz ve bu da bizde negatif etkiler bırakıyor. Oysa insanlığın temeli sevgi üstüne kuruludur. Sevgi dünyadaki en saf duygudur. Bu duygudan mahrum kalmak yaşam umudundan ve sevincinden mahrum kalmaktır. Kim bilir, belki de kız balonu zorla bırakmış olsa da bir dilek balonu edasıyla bir gün tekrar sevgiye kavuşacağını umut etmiş olabilir. Banksy’nin dediği gibi "Her zaman umut vardır."
Eserle ilgili ilginç bir bilgi: Yazımızda bu olaya yer vermedik fakat ilgi çekici olduğu için sizlerle paylaşmak istedik. Bu eserin sosyal medyada popülerleşmesinin nedeni; eserin açık artırma sırasında kendini imha etmesidir. Banksy, eserin bulunduğu çerçeveye bir kağıt öğütücü yerleştirmiş ve eser satıldığı anda eserin kendini imha etmesini sağlamıştır. Eserdeki kızın olduğu kısım tamamen parçalara ayrılmıştır ve daha sonra eser "Çöpteki Aşk" adını almıştır. Peki kağıtta kızın olduğu kısım yırtılırken sadece balona hiçbir zarar gelmemesi sevgi ve iyi niyetin daimi olduğunu gösteriyor olabilir mi?
https://www.youtube.com/watch?v=m4uTlFLZZtk