İllallah dedirten bir seneyi geride bıraktık bırakmasına da, 2021 için her ne kadar büyük umutlarımız olsa da, sihirli değnekle bir günde her şey değişemez tabi.
Çok koşup nabız çok yükselince, aniden durulmaz ya; işte 2020 o kadar nabzımızı yükseltti ki ani fren birden dengemizi bozmasın diye yavaştan hız kesiyoruz.
Tam da bu sebeple, senenin en zor ayları ocak ve şubat olacak.
Mart gibi artık huzura kavuşmaya başlarken, yaz aylarında daha normale dönebileceğimizi söylemek isterim.
Gelin 2021 yılının ilk çeyreği bize neler vaat ediyor bir bakalım…
2020’de tüm insanlık büyük sınavlardan geçti.
Şimdiye kadar dünya tarihinde bölgesel sorunlar yaşarken, bu sefer tüm dünyayı aynı anda aynı şartlara mahkûm eden bir virüs, aslında yeni bir devrin habercisiydi.
Öyle ki, son iki yüz senedir, güç sembolü, her kapıyı açan, savaşlara, kavgalara sebep olan para, bir anda sağlık karşısında diz çöktü adeta.
Şimdilerde “Paranın ne önemi var, mühim olan insanlık” şarkısı eşliğinde yeni dönem materyalizme elveda derken bize hümanizmin gelişini müjdeliyor.
Ama önümüzdeki iki sene ekonomide daralma yaşanacak. Bu bir yatırım tavsiyesi değildir, öngörüdür ama astroloji der ki; gümüş, altın, metal, dijital para artık yükselişe geçiyor. Kağıt para devrini kapatıyoruz artık.
Bunun dışında, doğal afetler tüm dünyada görülebilir.
Uranüs’ün Boğa’da olduğu toplam yedi senelik bir süreç içindeyiz. Bu da başlı başına zaten toprağın sallanma ihtimalini anlatır. Hele ki şimdilerde Mars Uranüs’ün yanına gelip bir olay yaratma isteğindeyken…
Biz de deprem bölgesinde yaşadığımız için, evet, her zaman önlemlerimizi alıp yaşamalıyız.
Maalesef çok çabuk unutuyoruz her şeyi. Unutmayın ki, deprem konusunda hep hazırlıklı ve temkinli olmalıyız.
Ayrıca, hortum, yanardağ gibi şiddetli doğal afetler de da dünyanın değişik yerlerinde görülebilir.
Gelelim senenin iniş ve çıkış yaşayacak olanlarına…
En büyük iniş Amerika tarafından bekleniyor. Zaten son bir senedir çok zorlanan Amerika Birleşik Devletlerini maalesef daha da zorlu günler bekliyor.
20 Ocak günü devir teslim gerçekleşecek ama olaylar da olacak. Hepimizi haberlere kilitleyen gelişmelere şahit olabiliriz. Kim bilir tarihe geçecek bir suikast girişimi bile olası, bekleyip görelim.
Toprak elementi Batılı ülkelerin gücünü vurgularken, hava elementine geçişle, güç dengeleri değişiyor adeta. Batı’dan Doğu’ya kayan bu güç artık Çin, Rusya ve Hindistan’ın eline geçiyor.
Bu seneye asıl Uranüs ve Satürn’ün sert açıları hakim olacak. İnsanlık adeta ikiye ayrılacak; yenilikçiler ve geleneksel olanlar. Bu kutuplaşma tüm seneye damga vuracak gibi gözüküyor. İşte bu şekilde dünyada sıkça isyanlar ve protestolar gündemde olacak.
İnsanlık uyanıyor. Artık hak arayışına, her türlü azınlığın sesini duyurmasına şahit olacağız.
Sistem değişiyor dedik ya... O kadar kolay değil tabi ki. Bu doğum öncesi sancıları yaşanmalı.
Çok önemli bir devre şahit oluyoruz. Zorlu tabi. Ama her değişim ve dönüşüm zorlu oldu aslında dünya tarihine bakılınca. Bu değişimler, ya büyük icatlar, ya büyük bir savaş ya da Rönesans gibi geçiş dönemleri ile olurdu.
Bu sefer insanlığın sınavı, bir virüsle oldu.
Artık günümüzde meydan savaşları yok. Virüsle savaş, bunun bir adım ötesi ise, siber savaşlar olacak.
Aman dikkat! Sert soğuklar, kuraklık kapıda. Susuz kalma ihtimali ve ileride olası su savaşlarına karşı herkes önlem almalı.
Ah şu insanlık!
Doğa bizden intikamını alıyor deyip dursak da deprem, kuraklık, sağlık gibi konularda üzerimize düşen görevleri sizce layıkıyla yerine getiriyor muyuz? Lütfen hepimiz şapkamızı önümüze alıp biraz düşünelim.
Bir benden ne olacak demeyin. Herkes kapısının önünü süpürse, dünya tertemiz olur belki de.
2020 ile korku filmi bitti…
2021’in ilk iki ayı gerilim filmi…
Bahar ayları dram…
Yaz ayları romantik komedi tadında filmler pek yakında bu sinemada olacak...