Yıllar boyunca İnkâr ve İtirafla Mücadele Birliği (Anti-Defamation League-ADL) başkanlığını yürüten Abraham Foxman, Donald Trump´ın ABD başkanlığı ardından ülkeye bıraktığı en ürkütücü ve korkunç mirasın, gerçeğin yok edilmesi olduğunu ve gerçek belli değilse demokrasinin var olamayacağını belirtti.
Hayatını ırkçılık ve antisemitizmle mücadeleye adayan Foxman, geçtiğimiz hafta başkentte gerçekleşen saldırı ve şiddetin daha da artacağı yönündeki uyarılar ile ilgili The Times of Israel’e konuştu. Trump’ın tahrik etmesi sonucunda bir kısmı Kongre Binasını basan aşırı grupların Biden’ın yemin ve devir teslim töreni sırasında, tekrar başkentte ve başka şehirlerde toplanarak başkan değişimi sürecini engellemek amacıyla şiddete başvurabilecekleri endişeleri konusunda, Trump’ın kelime oyunları yaptığını ve bağnaz kesimi cesaretlendirdiğini de belirtti.
Trump’ın görevini lekesiz şekilde teslim etmesi gerektiğini, davranışları yüzünden cezalandırılmasının önemli olduğunu ve tekrar başkanlık yapmasına engel olunmasının gerekliliğini de ekleyen Foxman, Amerikan politikasına medeniyet ve saygının geri getirilmesi çağrısında da bulundu.
Trump’ın başkanlığı döneminden geriye kalan ve mücadele edilmesi gereken en önemli konunun, çözümü neredeyse imkânsız olan ‘gerçeğin kurtuluşu’ olduğunu belirten Foxman, Trump’ın sürekli yalanları sanki gerçekmişçesine söylediğini hatırlattı ve “Çözümü bilemiyorum. Güçlü bir medya gerekliliği şart. Güçlü ve demokratik devlet kurumları ve yargı sistemi gerekliliğini biliyorum. İyi insanların ayağa kalkacak, ses çıkaracak cesaretleri olması gerektiğini biliyorum. Daha yeni, Trump taraftarlarının konuşturulduğu on beş dakikalık bir video izledim. Korkutucu. İnandıkları şeyler korkutucu,” dedi.