500. Yıl Türk Musevileri Müzesi, 31 Ocak Pazar 18.00´de Zoom üzerinden çok özel ve bir etkinliğe imza atıyor. Müze, 98. yaşını kutladığı hafta, Bella Eskenazi´nin hayatına ışık tutan yaşam öyküsünü işleyen ´Bella´nın Öyküsü´ filminin galasına sahne olacak.
Orhan Veli’nin meşhur ‘Anlatamıyorum’ şiirine ilham kaynağı olan Bella ile yönetmen Banu Yalkut Breddermann, yaklaşık 100 dakika sürecek belgeselin öncesinde kısa bir sohbet gerçekleştirecekler.
Orhan Veli'nin ilham kaynağı, Sabahattin Ali’nin yakın arkadaşı, Aşık Veysel'in aile dostu, Hasanoğlan Köy Enstitüsünün sevgili öğretmeni Bella Eskenazi'nin 1920’lerden 2000’lere, İstanbul'dan Barselona'ya uzanan öyküsü bizi heyecan verici aynı zamanda da düşündürücü bir yolculuğa davet ediyor.1923 İstanbul doğumlu Eskenazi’nin yaşam öyküsünü konu alan bu belgesel onun tanıklığından yola çıkarak bir yandan memleketin seküler olarak tanımlanan kesiminin o dönemki yaşamına bir pencere açarken, Türkiye’nin siyasi ve kültürel değişim sürecine de ışık tutmak amacını taşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile hızlanan toplumsal dönüşüm sürecinin ve Türk aydınlanmasının önemli mimarlarından Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel (1938-1946) 17 Nisan 1940 tarihinde büyük kültür hamlesini başlatmıştı. Köy enstitülerinin kurulmasına, üniversiteler kanununun çıkarılmasına, tiyatro ve operanın devlet hizmetleri arasına katılmasına, klasiklerin çevirisine ve çeşitli ansiklopedilerin de Türkçe basılmasına ön ayak olmuştu. Bella Eskenazi tam da bu dönemde Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünde öğretmenlik yapmış, kendisi gibi Türk aydınlanmasına katkısı olan ablası Dora, eniştesi Erol Güney ve o dönemin önemli Türk aydınları ve edebiyatçıları ile yakın dostluk kurma olanağı bulmuştu.
Bella’nın Öyküsü'nde herkesin eşit temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir vatandaşlık fikrinden yola çıkılarak kurulduğu varsayılan Cumhuriyet’in idealist bir döneminin umutlarını, düş kırıklıklarını ve her şeye rağmen bu topraklara duyulan derin bir sevgiyi ve anlayışı buluyoruz. Bu belgesel, günümüzde köken öne çıkarılarak sürdürülen dini, siyasi ve etnik tartışmalara farklı bir açıdan yaklaşımı hedeflerken Türkiye’nin kendisiyle yüzleşmesi bağlamında anlamlı olabileceği ve yükselen antisemitizme karşı mücadeleye bir katkıda bulunabileceği düşünülerek gerçekleştirilmiştir.
Yönetmenliğini ve prodüktörlüğünü Banu Yalkut Breddermann’nın yaptığı filmin kurgusu Thomas Balkenhol’a, müzik prodüktörlüğü Renan Koen’e ait. Tanıtım filmi ise Eytan İpeker tarafından gerçekleştirildi.
Bu çok özel akşama ücretsiz katılım için [email protected] adresine e-posta ile ulaşmak yeterli. Ancak, müze dostlarının müzeye bağış yapmasının pandemi döneminde gelir kaynakları kısıtlanan müzenin ayakta kalması açısından mutluluk verici olacaktır.