18 Ocak 1945'te Auschwitz kampındaki Naziler, David Leitner ile yaklaşık 66 bin diğer kamp mahkûmunu karlı havada ölüm yürüyüşüne başlattılar. Yetersiz beslenmiş, bitkin ve üstlerinde kamp üniforması dışında hiçbir şeyi olmayan 14 yaşındaki Leitner, bu ölümcül yürüyüş sırasında annesinin böreklerini (bilkalach) hayal ederek yaşama tutundu.
Altın sarısı poğaça şeklindeki bu börekler kendi vatanı Macaristan ve tüm Orta Avrupa'da yaygındı.
Çoğu mahkûm bu yürüyüşü sağ olarak tamamlayamadı. Leitner, arkadaşları tarafından anılan adıyla Dugo, hayatta kalmayı başardı.
Dugo, Holokost’tan hemen sonra İsrail'e göç etti. Kudüs'te ilk defa bir markete girip falafel gördüğünde ise, anıları yeniden canlandı. O günden beri Leitner, her 18 Ocak günü hayatta kalmasını kutlamak adına iki porsiyon falafeli yemeyi bir gelenek haline getirdi. Leitner’in bu geleneği son yıllarda İsrail'de popüler olmaya başladı: Dugo Günü adı verilen bu günde Leitner'ın anısına, İsrail kültürünün bir öğesi sayılan nohuttan yapılan falafel yeniliyor.
İsrail Dışişleri Bakanlığı bu yıl Dugo Gününü ilk defa yurtdışına taşıdı; Londra ve Varşova Büyükelçilikleri bölge halkına bedava falafel verip Leitner'ın hikâyesini anlattılar.
Varşova'da İsrail Büyükelçiliği, BeKef İsrail restoranı ile birleşerek #OperationDugo (Lehçe) ibaresini görünür bir şekilde asan işyerlerine 350 porsiyon falafel dağıttı. Etkinlik, Polonya televizyon ve medyasında büyük ilgi gördü. Londra'da ise İsrail Büyükelçiliği evsizler barınağına 100 porsiyon falafel bağışladı.
İsrail'de, aralarında eski Eğitim Bakanı Rafi Peretz'in de olduğu binlerce insan sosyal medyada #OperationDugo etiketiyle falafel yerlerken çekilmiş fotoğraflarını paylaştılar.