İrem Bali, tipik bir Y kuşağı örneği. Dijital teknolojiyle haşır neşir, yeniliklere açık ve dolu dolu hayatın tadını çıkaran bir neslin üyesi. Dünyanın gidişatını yakinen takip eden bu kuşak, en son teknolojik gelişmelere de kısa sürede ayak uydurabiliyor. İrem de, keşifleriyle ve sosyal medya üzerinden paylaşımlarıyla, bu kuşağın tam anlamıyla hakkını veren bir isim. Yakın zamanda Instagram´da karşıma çıkan @irembali adlı hesabın sahibi İrem´in, el attığı her konuda büyük bir aşk ve adanmışlık var. İlgisini çeken, faydalandığı her bilgiyi, ipuçlarını ve linkleri takipçileriyle paylaşıyor. Şalom okurları için sorduğumuz tüm soruları da büyük bir keyifle yanıtladı.
Şimdiden binlerce takipçin var… Bir ‘influencer’ oldun diyebiliriz… Seni daha yakından tanıyabilir miyiz?
‘İnfluencer’ kavramı çok farklı yorumlanmaya açık bir kelime. Bana göre ‘influencer’ olmak, hayatlarına o veya bu şekilde dokunabildiğiniz insanlarda olumlu, iyi anlamda dönüştürücü, fayda sağlayıcı, bütüne hizmet eden etkiler bırakmak demek. Benim motivasyonum da tam olarak bu.
Benden kendimi tanıtmam istendiğinde hep tutkularımla başlarım söze; hayata dair heyecanlarım, meraklarımla. Çünkü beni tanımlayan şeyler bunlar. En büyük tutkum yazmak, bir diğeri de elime kalemi kağıdı (bazen laptop’u!) aldıracak yeni deneyimler yaşamak ve hikâyelerin peşinden gitmek. Bu yüzden kendimi keşif peşinde bir seyyah olarak tanımlıyorum. Bu yolda karşıma çıkan keşifleri, bana “iyi ki” dedirten her şeyi @irembali adlı Instagram hesabımda paylaşıyorum. Benim için çok yeni bir heyecan.
Bunlar dışında, bahsedebileceğim birtakım ‘etiketlere’ gelirsek: Koç Üniversitesinde Psikoloji Bölümünü bitirdim, yaklaşık üç yıldır dijital medya sektöründe içerik yazarı ve editör olarak çalışıyorum, fotoğrafçılık yapıyorum, freelance olarak markaların sosyal medya hesaplarını yönetiyorum.
Yazmak sana ne ifade ediyor?
Yazmak, en büyük tutkum. Beni özgürleştiriyor, hafifletiyor, kendime yakınlaştırıyor. Güzel olan, bu sadece kendimle ilgili değil. Kelimeler, aynı etkiyi yazılarımı okuyanlar üzerinde yaratma şansı da veriyor bana. Beni iyileştirdiği ve dönüştürdüğü gibi, okuyucularımı da iyileştiriyor, dönüştürüyor. Yazdığım her cümlenin, hatta kelimenin bile birilerinin aklında bir ışık yakabileceğini bilmek çok büyülü geliyor. Bence bu eşsiz bir şey, umut dolu bir ihtimal. Aynı zamanda büyük bir sorumluluk aslında. Kelimelerin dünyasının, bizi bulunduğumuz yerden alıp başka yerlere ve zamanlara götürebilme gücünü de çok seviyorum.
Bahsi geçen Instagram hesabında neler var?
Bunca zaman kendime sakladığım, yalnızca benim okuduğum defterlere kaydettiğim tüm keşiflerimi artık paylaşmaya karar verişimin bir yansıması bu hesap. Bir nevi ‘görünür olma’ meselesi benim için. Çünkü bilirsiniz, insanın kendini ortaya koyma süreci sancılı geçebiliyor; kimi zaman “Başkaları ne düşünür, ne der”ler ile hareket edebiliyoruz. Daha doğrusu hareket edemiyoruz; tüm bu varsayımlar yolumuzdan alıkoyuyor bizi, durduruyor. Bu hesabı aktifleştirmeye karar verdiğim gün, iç sesime kulak vermeye başladığım gün.
Bu hesapta hayata dair tüm keşiflerimi paylaşıyorum. “Hayata dair” diyorum çünkü bir sınırı yok paylaştıklarımın. Çok fazla ilgi alanı olan, her şeyi öğrenmek ve deneyimlemek isteyen biriyim. Merakım her şeye ve herkese! Bu hesapta da, örneğin doğadan konuşuyorum. Doğanın içinde daha fazla olmaktan. Şaraptan, kahveden, mantarlardan bahsediyorum, gastronomiden. Seyahatten, sanattan, sinemadan, tiyatrodan, müzikten. Sabah ritüelleri, meditasyon, yoga ve çok daha fazlası.
Keşif insanı taze tutan yegâne şey, ‘ne keşfi’ olduğunun bir önemi yok - yeniliği, tazeliği yeter.
PODCAST ve REELS
Zaman zaman paylaştığın podcast kanalları çok ilgi görüyor. Henüz bu terimle tanışmamış kişiler için, nedir podcast?
Podcast epey yükselişte olan bir içerik türü. Yurt dışında yaklaşık 15-20 yıldır popüler, ancak ülkemizde son birkaç yıldır gündemde. En basit haliyle, her bölümünde farklı bir konunun ele alındığı sesli ve dijital içeriklere deniyor podcast. Sesli bloglar olarak da düşünebilirsiniz. Veya yeni nesil radyoculuk da diyebiliriz.
Kelime anlamı olarak ‘pod’ ve ‘broadcast’ (canlı yayın) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Pod’u zaten iPod’lardan hatırlıyoruz. İçerikler canlı olarak kaydediliyor ve yaratıcıları tarafından çeşitli mecralara yükleniyor, siz de istediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyip kendinizi çeşitli konularda geliştirebiliyorsunuz. Ben en çok yürüyüşlerimde ve araba kullanırken podcast dinliyorum!
Instagram’ın bu ara çok gündemde olan bir özelliği daha var; ‘reels’. Nedir reels? İlk reels videon neyle ilgiliydi?
Reels, Instagram hikâyeleri üzerinden eğlenceli ve ilgi çekici video içeriği oluşturmanın yeni bir yolu. Videolar tercihinize göre tam çekim şeklinde de olabiliyor veya birbirine montajlanmış çekimlerden de oluşabiliyor. Videonuzu çektikten sonra üzerine ses, müzik ve pek çok yaratıcı efekt ekleyebiliyorsunuz.
Ben de ilk reels’ımı paylaşalı çok olmadı. Orada, Umberto Eco’nun ‘anti-kütüphane’ kavramından söz ettim. Eco’ya göre, bir anti-kütüphaneye yani bir okunmamış kitaplar koleksiyonuna sahip olmak, size henüz keşfetmediğiniz çok farklı dünyalar olduğunu hatırlatıyor. Merakınızı canlı, sizi keşfe açık tutuyor. Bir kitapçı veya sahaf gördüğünde hemen kapısından girip içeride saatlerini geçiren biri olarak, kütüphanemde okumadığım henüz çok kitap var ancak bu bakış açısını öğrendiğimde derin bir nefes almış, çok rahatlamıştım. Paylaşmak ve bir ihtimal başkalarını da rahatlatmak istedim, nitekim çok güzel dönüşler aldım.
Yaptığın bugünün mesleklerinden biri olarak sayılıyor mu? Ailenden ya da profesyonel birilerinden destek alıyor musun?
Kesinlikle. ‘Influencer’lık için dijital çağın mesleği diyebiliriz. Zaten bugün baktığınızda herkes influencer, ki bu güzel bir şey. Kendi yaşam şeklini, hayata bakış açını, düşüncelerini, önerilerini ortaya koymak. Önce de ifade ettiğim gibi, önemli olan ‘influencer’ tanımını netleştirmek. Ailemden manevi olarak çok destek alıyorum, bu çok motive edici. Ancak ürettiklerim ile ilgili herhangi bir destek almıyorum; hepsi ruhumdan, kalbimden dökülüyor dışarıya – oldukları gibi, filtresiz ve akışında.
“Hayallerimin sınırı yok! Yeni keşiflerin peşinden koştuğum maceralara atılmak, dünyanın her köşesini gezmek, bolca seyahat etmek.”
“Keşif insanı taze tutan yegâne şey, ne keşfi olduğunun bir önemi yok - yeniliği, tazeliği yeter.”
HEDEFLER ve HAYALLER
İlerleyen zamanlarda ulaşmak istediğin hedeflerin, hayallerin var mı?
Hayallerimin sınırı yok! Örneğin, kitap yazmak istiyorum. Yeni keşiflerin peşinden koştuğum maceralara atılmak, dünyanın her köşesini gezmek, bolca seyahat etmek. Farklı kültürlerin içinden insanlarla dönem dönem birlikte yaşamak ve insan hikâyeleri toplamak istiyorum. “Hiç yapamam” dediğim her şeyi yapmak! Elbette her zaman yazmaya devam etmek ve bir noktada benzer heyecanları ve tutkuları paylaşan güzel insanları tek bir çatıda topladığım bir platform yaratmayı hayal ediyorum! Belki bir dijital platform, bir dergi, bir stüdyo. Şeklini şemalini bilmiyorum ama niyeti belli.
Çok okuyan, çok insanla konuşan ve sürekli araştıran biri olarak bugüne kadar aldığın en iyi tavsiye nedir?
Ne yapıyorsan yap, yüzde 100’ünü ver! Yani adanmışlık. Bu ister diş fırçalamak olsun, ister bir yemek yapmak, ister bir iş sunumu hazırlamak. An’da kal ve o an’ı maksimumunu vererek onurlandır. Bu tavsiyeyi hayatımın her noktasında uygulamaya çalışıyorum, herkese öneriyorum!