Frankfurt Yahudiler Sokağı
Bazı Aşkenaz kökenli soyadı izahatlarında sıkça değindiğim ‘Frankfurt Yahudi Mahallesindeki kapıları boyalı ve hayvan-bitki-eşya figürleriyle süslü’ sokak ‘Frankfurter Judengsasse’ olarak bilinir.
Birçok soyadının ortak ilham kaynağı olan bu tarihi gettonun öyküsünü kadim dostum Frankfurt-am-Main Yahudi Müzesi Baş Küratör ve Müdür Yardımcısı (emekli) Dr. Johannes Wachten’in lütfettiği ayrıntılı izahattan özetleyerek paylaşmak isterim.
Yahudiler 15. yüzyılda Almanya'nın birçok büyük şehrinden kovulurken Frankfurt'ta 1462 yılında, ‘sadece’ kent merkezindeki geleneksel mahallelerini terk ederek şehrin doğusunda surlarla çevrili daha fakir bir mahalleye taşınmak zorunda kaldı. Bu nakil, Frankfurt Yahudi Mahallesinin hemen yanındaki merkezi St. Bartholomew cemaat kilisesi ‘Kaiserdom’da bir dini törene katılan Kral III. Frieich tarafından 1442 yılında yayınlanan ve 1458’de tekrarlanan bir talimatına dayanılarak gerçekleşti. Yeni yerleşim alanına özel izinle yeni bir sinagog da inşa edildi ve tamamlanana kadar, eski mahalledeki Yahudi okulunun ibadet için kullanımına izin verildi.
Frankfurter Judengasse'de on bir evde yeni bir yaşama başlayan yaklaşık 100 kişilik Yahudi nüfusu peyderpey artarak yeni evlerin inşasıyla 16. yüzyılda 3 bin kişi civarına ulaştı. Ortalama dört metre genişliğinde ve 300 metreden uzun sokağın her iki tarafında 195 ev ve ortasında sinagog bulunuyordu. Bazı evlerin ikinci sırada arka binaları da mevcuttu.
Bu evler kapı numaraları yerine sembol olarak eklenen ve bazen değişik renklerle farklılaştırılan resimlerle bezenmişti. Birkaç örnek sıralayalım: Ayı (siyah, altuni, beyaz), balık, güvercin, devekuşu, ejderha, fil, papağan, kartal (siyah, altuni), şahin, tavşan (kırmızı, altuni), tilki, elma (altuni, kırmızı), değişik renklerde gül, kalkan (kırmızı, siyah-beyaz ve yeşil), lamba, orak, kutu, değişik gümüş renklerde testi ve sürahiler, yıldız…
Erken bir aşamada evin simgesi kişi veya aileyi daha iyi tanımlama için kullanıldığı gibi 19. yüzyılda aile ismi alınması zorunlu hale geldiğinde birçok aile soyadı seçiminde bu kapı bezemelerinden esinlendi.
En bilinen örneklerden biri, kendisi Grünes Schild (yeşil kalkan) simgeli evde büyümüş olmasına rağmen atalarından birinin ikamet ettiği evin Roten Schild (kırmızı kalkan) sembolünü soyadı olarak seçen Rothschild Ailesidir.
Judengasse’in tarihi 1614 yağmalaması, 1711 ve 1721 büyük yangınları, 1796 yılında yakındaki bir kışlayı ele geçirmek isteyen Fransız devrimci birliklerinin bombalaması gibi bir dizi felaketle doludur. 1811'de Judengasse'de yaşama zorunluluğu kaldırıldığında çoğu Yahudi aile bölgenin dışına yerleşince peyderpey harabeye dönen eski evlerin çoğu, alan yenilemesinin bir parçası olarak yıkıldı. 1854 yılında yıkılan sinagogun yerine 1860 yılında yeni Frankfurt ana sinagogu inşa edildi. (Bu sinagog da 1938'de ‘Kristallnacht’ gecesi alevlerin kurbanı oldu.)
II. Dünya Savaşı sırasında yoğun bombalamaya maruz kalan Frankfurt’ta bu bölge de tamamen yok oldu. Savaştan sonra yeni inşa edilen binalarla tarihi Judengasse'nin görünür izleri kalmadı.
Ancak 1980'lerin ortalarında yeni bir inşaat temeli kazılırken tesadüfen gün ışığına çıkan Judengasse'deki 19 evin temel ve kalıntılarının Frankfurt Yahudi Müzesinin bir şubesi olarak muhafaza edilip korunmasına karar verildi. 1992'de Neuer Börneplatz'da açılan ‘Judengasse Müzesi’ sadece Frankfurt'un değil, genel olarak Alman-Yahudi tarihinin de önemli bir sayfasını oluşturmaktadır.
Türkiye’nin onur konuğu olarak katıldığı 2004 Frankfurt Kitap Fuarında 500. Yıl Vakfı sergisinin açılış konuşmasını sunmak için davet edildiğim Frankfurt’ta bu müzeyi nostaljik özel duygularla ziyaret etmiştim. Yolunuz düşerse sizin de ziyaret etmenizi özelikle tavsiye ederim.