WEB'DEN SEÇMELER

 1933´ün eylül ayında, Yahudilere uygulanan baskı ve zulmün arttığı dönemdeyiz. Dünyada Alman mallarını boykotlar başlamış; yazar İstanbul´daki sinema salonlarında Almanya ile ilgili haber görüntülerinde Yahudi vatandaşların ıslıklı protestolara başladığını ve bunun da çevreye rahatsızlık verdiğini(!) anlatıyor. “Almanya´da Yahudilere iyi davranılıyor, iddialar yalandır” diyor ve “Alman-Yahudi mücadelesinin zan´edildiği kadar sert olmadığını ve olsa bile bundan eser kalmadığını ve bundan sonra Alman ve Yahudilerin mücadele değil birbirlerine yardım edeceklerini” iddia ediyor. Söz uçuyor, yazı kalıyor; ırkçılığın çamuru 90 yıl sonra alakasız bir şekilde de olsa sızıveriyor gerçekten de... Kanat Atkaya - Hürriyet

İzak BARON Diğer
17 Şubat 2021 Çarşamba

BU HAFTANIN “TAKILANLAR”I – ALINTILAR

  • BU UYGULAMANIN DEVAM ETMESİ ABD'NİN FİLİSTİNLİLERE MALİ YARDIM YAPMASININ VEYA WASHİNGTON'DA FİLİSTİN KURTULUŞ ÖRGÜTÜ'NÜN OFİSİNİN YENİDEN AÇILMASININ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

Trump'ın "Pay for slay" (öldürmek için ödeme) olarak adlandırdığı sistem 2004 yılından beri yürürlükte. 2004'te Filistin Yönetimi, İsrail'e yönelik terör suçu nedeniyle hüküm giymiş terörist ve ailelerine maaş bağlanmasını kanunlaştırmış ve 2010 yılından itibaren İsrail hapishanelerinde terör nedeniyle tutulan her Filistinliye eylemin şiddetine göre tazminat miktarı belirlemeye başlamıştı. Buna göre hapishanede kalma süreleri yani suçun şiddeti, ödeme miktarını da arttırıyor.

Bazıları bu durumu sosyal yardım ve İsrail'in terör suçu işleyen Filistinlilerin evini yıkmasına karşılık yapıldığını savunuyor. Karşı düşüncedekiler ise, bu ödemelerin İsrail'e yönelik terör eylemlerini teşvik ettiğini ve Filistin Yönetiminin bu politikasının taraf olduğu Oslo Anlaşmalarının terör ve şiddeti engelleme maddesi ile çeliştiğini söylüyor.

Filistin Yönetimi ABD ile yeni bir başlangıç yapmak için bu konunun bir çözüme kavuşturması gerektiğinin bilincinde. Öte yandan onlarca yıldır yapılan bu ödemenin kesilmesi Filistin halkını öfkelendirebilir. Ödemeler Filistin davası adına yapılan bir "fedakarlığın" karşılığı olarak sunulmuştu. Bu algının yerleşmiş olması doğacak öfkenin birinci nedeni. Ekonomik sorunlar yaşayan Filistin halkının belli bir kesiminin bu gelirden mahrum olmasının yaratacağı rahatsızlık ise ikinci nedeni.

Bu uygulamanın devam etmesi ABD'nin Filistinlilere mali yardım yapmasının veya Washington'da Filistin Kurtuluş Örgütü'nün ofisinin yeniden açılmasının önündeki en büyük engel. 1987 yılında Amerikan Kongresi, FKÖ'nün terör örgütü olarak kabul edilmiş olmasından dolayı, ülkede ofis açmasını engelleyen bir karar almıştı. Ancak o tarihten itibaren her başkan bu yasayı altı aylık periyodlarla ertelemişti. Trump ise bu yasaları geçirdi. 2018 yılındaki Taylor's Act ise, Filistin Yönetimine bu uygulamadan vazgeçmediği sürece Amerikan yardımı verilmeyeceğini belirtiyor. 2019'da İsrail benzer bir karar ile teröristlere ödenen miktar kadarını Filistinliler adına topladığı vergi gelirlerinden kesmeye başlamıştı. Filistin Yönetimi Başbakanı Muhammed Iştiyye, bu konuda Biden ile görüşmeleri takip edecek özel bir heyet kurdu. Bu konunun İsrail ile değil ABD ile aralarında çözüme kavuşturulmasını ve halkın olası öfkesini bu sayede kontrol edebilmeyi amaçlıyor.

KAREL VALANSİ

https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/biden-in-filistin-basligi-ii,29843

 

  • TÜRKİYE’NİN YAKINLAŞMA ÇABALARINA İSRAİL’İN İHTİYATLI YAKLAŞMASI VE HAMAS MENSUPLARININ GÖNDERİLMESİNDE ISRAR ETMESİ, ANKARA’DA HOŞ KARŞILANMADI

Geçmiş yıllarda ilişkileri düzeltmek isteyen taraf İsrail idi ama artık işler değişti. Türkiye ricacı taraf konumuna geldi. Yine de süreç kolay olmayacak. Aşkenazi dışişleri bakanı olduktan kısa süre sonra İstanbul’da bir Hamas karargâhına ev sahipliği yaptığı gerekçesiyle Türkiye’yi eleştirdi. Bakan daha sonra bu Hamas mensuplarının bazılarına seyahat belgesi sağlandığı iddiasıyla yeniden Türkiye’yi hedef aldı. Al-Monitor’a konuşan kıdemli diplomatlara göre ikili ilişkiler düzelecekse Hamas mensuplarının Türkiye’den gönderilmesi İsrail için pazarlık dışı bir koşul.

Aşkenazi Türkiye’nin yakınlaşma çabasında ne kadar ciddi olduğunu değerlendirmek üzere 30 Aralık’ta kendi ekibinin yanı sıra Savunma Bakanlığı, MOSSAD ve Milli Güvenlik Konseyi’nden temsilcilerin katıldığı bir toplantı düzenlemişti. Toplantıda Ankara’ya karşı ihtiyatlı bir yaklaşım tavsiye edildiği bildiriliyor. Ankara’nın durup dururken İsrail sevdasına tutulmadığını, ABD’de yeni Başkan Joe Biden göreve başlarken çaresizce konumunu güçlendirmeye çalıştığını İsrail de pekâlâ görüyor.

Cohen Yanarocak, Türkiye’nin Biden yönetimiyle ilişkileri konusunda kaygılı olduğunu belirtiyor. Biden daha seçim kampanyası sırasında Erdoğan’ın muhaliflerine destek verilmesini savunmuştu. Washington son olarak Türk makamlarının Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gösterilere karşı takındığı tavrı da eleştirdi. Ankara İsrail’le ilişkilerini düzelterek Washington’la yakınlaşmayı umuyor.

Türkiye’nin resmi ajansı olan Anadolu Ajansı geçtiğimiz günlerde paylaştığı Twitter mesajında Biden yönetiminde yer alan Yahudileri saydı. Cohen Yanarocak’a göre “Ajansın yeni Biden yönetiminde Yahudilerin fazla olduğunu belirtmesi, Türkiye’nin gözünde Washington’a giden yolun Kudüs’ten geçtiği anlamına geliyor.”

Türkiye’nin yakınlaşma çabalarına İsrail’in ihtiyatlı yaklaşması ve Hamas mensuplarının gönderilmesinde ısrar etmesi, Ankara’da hoş karşılanmadı. İsmi belirtilmeyen bir Türk yetkili 31 Ocak’ta medyaya yansıyan açıklamasında şöyle diyordu: “Oyun oynamayı bıraksınlar. Her şeyden önce olmayan şeylerin son bulmasını talep ediyorlar. Türkiye’de, siber saldırılar gerçekleştiren gizli bir Hamas hücresi yok. Bizde İsrail’in, Gilad Şalit tutuklu takası kapsamında Türkiye’ye gönderdiği Hamas liderleri var.”

Cohen Yanarocak’a göre Türk tarafının İstanbul’da bir Hamas hücresinin olduğunu yalanlaması İsrail için ikna edici değil. Uzman, Abraham Anlaşmaları ile birlikte İsrail’in Türkiye’yle normalleşmeyi Hamas’a desteğin kesilmesi şartına bağlamak için alan kazandığını ve bunun meşru bir talep olduğunu savunuyor. Yine de ortada komplike bir durum var. Türkiye son aylardaki çabalarının ardından topun artık kendisinde değil İsrail’de olduğunu düşünüyor.

RİNA BASSİST

https://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2021/02/israel-turkey-us-gabi-ashkenazi-joe-biden-irit-lillian.html#ixzz6mM9n6ECk

 

  • IRİT LİLLİAN’IN ANKARA NEZDİNDE MASLAHATGÜZAR OLARAK ATANMASI İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİNİ ISITMAYA YÖNELİK ADIM OLARAK NİTELEYENLER VAR

BİR yanda Mısır, diğer yanda İsrail... Arka kapı diplomasisi olarak nitelendirilen istihbarat görüşmeleri hem Mısır ile hem de İsrail ile sürüyor. Bir kaynağım, “bir normalleşme sürecine giriş yapabilmek için hassas ve gizli görüşmeler” yorumunu yaptı. Tam da bu süreçte gelen atama, yani Irit Lillian’ın Ankara nezdinde maslahatgüzar olarak atanması iki ülke ilişkilerini ısıtmaya yönelik adım olarak niteleyenler var. Türkiye uzmanı Irit Lillian’ın ardından başka adımlar atılır mı, süreçte göreceğiz. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “En tepedeki kişilerle sıkıntı yaşıyoruz bazı ülkelerle olduğu gibi. En tepedeki ile sıkıntılar olmasa ilişkiler çok farklı olabilirdi” ifadesini de bir kenara yazın derim. Yani süreçte olası gelişmeler farklı sonuçlar doğurabilir.

HANDE FIRAT

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/hande-firat/abdnin-sozde-ayristirma-politikasi-41735846

 

  • DÜNYADA ALMAN MALLARINI BOYKOTLAR BAŞLAMIŞ; YAZAR İSTANBUL’DAKİ SİNEMA SALONLARINDA ALMANYA İLE İLGİLİ HABER GÖRÜNTÜLERİNDE YAHUDİ VATANDAŞLARIN ISLIKLI PROTESTOLARA BAŞLADIĞINI VE BUNUN DA ÇEVREYE RAHATSIZLIK VERDİĞİNİ(!) ANLATIYOR

Yaklaşan İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesi ufak ufak insanlığını üstüne düşmeye başlarken, Hitler’in iktidara geldiği Almanya da atakta...

Holivut’un bu “tatlı şeker” sayfaları arasında gezerken başyazar ve yayın yönetmeni olan Muammer Cahit’in sinemayla ilgili gelişmeleri konu alan makalelerine de bakıyorum...

Almanya’nın propaganda faaliyetlerini öve öve bitiremiyor yazılarında Muammer Cahit.

“Azimkâr Hitler hükûmetinin çok isabetli bir kararı ile Alman filmlerinin bu sene her zamankinden daha mükemmel bir zafer edeceklerini” kendince “müjdeleyen” yazıda “sansör heyeti” övülüyor:

“...(Sansür heyetinin) Almanlığı ayyaş, kumarbaz, sefih ve ahlaksız olarak tanıtmaya çalışan menfi ruhlarla mücadelesi her hükümetin hakkı ve vazifesidir...”

Burada kalsa, yükselen Nazi Almanya’ya hayranlığı bu noktada kalsa yine iyi...

1933’ün eylül ayında, Yahudilere uygulanan baskı ve zulmün arttığı dönemdeyiz.

Dünyada Alman mallarını boykotlar başlamış; yazar İstanbul’daki sinema salonlarında Almanya ile ilgili haber görüntülerinde Yahudi vatandaşların ıslıklı protestolara başladığını ve bunun da çevreye rahatsızlık verdiğini(!) anlatıyor.

“Almanya’da Yahudilere iyi davranılıyor, iddialar yalandır” diyor ve “Alman-Yahudi mücadelesinin zan’edildiği kadar sert olmadığını ve olsa bile bundan eser kalmadığını ve bundan sonra Alman ve Yahudilerin mücadele değil birbirlerine yardım edeceklerini” iddia ediyor.

Söz uçuyor, yazı kalıyor; ırkçılığın çamuru 90 yıl sonra alakasız bir şekilde de olsa sızıveriyor gerçekten de...

KANAT ATKAYA

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/kanat-atkaya/astronot-fehmiyi-haliyle-elerken-41737540

 

TAKILAN TWEETLER

  • Dr. Işıl Acehan🕵🏼️@IsilAcehan

1912’de, New York’ta Little Italy ve Chinatown’un olduğu bölgede bir mahalle. Sokakta fesli bir adam ay-yıldızlı güğümle şerbet satıyor, bir kahvehanenin vitrininde “Turkish cigarettes” yazıyor.

İçeri giren gazeteciye, Levi Bey Türk kahvesi hazırlıyor. NY’da Sefarad Yahudiler...

Türk kahvesini ilk kez içen gazeteciye Levi Bey “sevdin mi?” diye sormuş. Tabii o zaman, Osmanlı’dan gelen her göçmene olduğu gibi, Yahudilere karşı da önyargı var.

https://twitter.com/IsilAcehan/status/1359883604709543937

  • xilouris efe@XilourisEfe

1954'ten leziz foto.. havra sokağından bu.. mini bilgi vereyim, osmanlı'da havralar asla etraftaki camiilerden büyük olamazmış. ama mesela, mezarlıkbaşı'dan muslumandan çok musevi var o zaman ne olacak? "küçük küçük havralardan oluşan bir sokak"

bu arada İzmir'in en büyük sinagog'u Karataş'taki Beth İsrail Sinagogudur.. bölgede camii olmadığı için bu kadar büyüğü yapılabilmiş.. karataş biraz da "yırtmış yahudilerin" mekanı ya, en güzeli olsun istemişler..

https://threadreaderapp.com/thread/1359863539889025031.html

  • İsrail Türkiye'de@IsraelinTurkey

Türkiye'nin saygın ekonomi gazetesi @dunya_gazetesi  yayınladığı #İsrail özel ekinde Türkiye-İsrail arasındaki büyüyen ticari ilişkileri, yeni işbirliği olanaklarını, siyasetin bu önemli ekonomik ilişkilere etkisini, uzman kalemlerin makaleleri ile okuyucularıyla buluşturdu.

https://twitter.com/IsraelinTurkey/status/1359054847945932801

  • Çağrı Erhan@cagrierhan

Beşiktaş, 1956'da maç için Kudüs'te. Devlet 'maça çıkmayın' talimatı veriyor. İsrail takımı, 'maça çıkmayanın otel parasını ödemem' diyor. Çıkarılan Bakanlar Kurulu kararıyla, Beşiktaş'ın otel parasını devlet ödüyor. Dış politika ve spor ilişkisine güzel bir örnek.

İsrail o sırada Mısır'a saldırıyor. Meşhur Süveyş Kanalı savaşı başlıyor. Ankara, öyle bir ortamda Türk takımının İsrail'de maç yapmasını istemiyor. Filistin meselesiyle bir ilgisi yok. Başta Fenerbahçe, Türk takımları 1950lerde İsrail’de çok maç yapıyor. Transfer bile var.

https://twitter.com/cagrierhan/status/1360517650640744449

 

AĞA TAKILANLAR ÖNERİYOR

  • TÜRKİYELİ YAHUDİLERLE KONUŞMAK (4): İMPARATORLUKTAN CUMHURİYETE UZANAN İSTANBULLU YAHUDİ BİR AİLENİN HİKAYESİ

Dr. Gökhan Çınkara, Independent Türkçe için "Türkiyeli Yahudilerle konuşmak" röportaj serisinin yeni bölümünde emekli iş adamı Denis Ojalvo ile konuştu.

https://www.indyturk.com/node/315106/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/t%C3%BCrkiyeli-yahudilerle-konu%C5%9Fmak-4-i%CC%87mparatorluktan-cumhuriyete-uzanan

  • İSRAİL SİYASETİ NEREYE GİDİYOR? – RAFAEL SADİ

https://www.iyigunler.net/israil-siyaseti-nereye-gidiyor-makale,2664.html

  • HATIRLATMA KÜLTÜRÜ - İLTER GÖZKAYA HOLZHEY

https://mavididim.com.tr/hatirlatma-kulturu/

  • BİR ACEMİ YOLCU - İSRAİL'İ TÜRKÇE DOLAŞIYORUZ

https://www.biracemiyolcu.com/

  • YEHORAM GAON – RESMİ WEB SİTESİ

https://yehoramgaon.co.il/tr/category/%D7%9E%D7%A9%D7%A4%D7%97%D7%94/

  • EN İYİ "YAHUDİ TARİHİ" KİTAP ÖNERİLERİ | 10 YAHUDİ TARİHİ KİTAP ÖNERİSİ – REMZİ ÇETİN

https://www.youtube.com/watch?v=3pskp0FQjhU

  • EDOUARD RODİTİ VE LEYLEKLER – ÖYKÜ TEKTEN

https://www.gazeteduvar.com.tr/edouard-roditi-ve-leylekler-makale-1513146

  • POLİTİ ŞARAPHANESİ’NDEN AKIN PASAJI’NA

http://kentyasam.com/2021/02/14/politi-saraphanesinden-akin-pasajina/

  • İSRAİL-LATİN AMERİKA İLİŞKİLERİNİN GELİŞİMİ: 1948-2000 – ELDAR HASANOĞLU, OĞUZHAN ÇAĞLIYAN

Ülkemizdeki ve uluslararası birçok kaynakta İsrail ve Latin Amerika arasındaki iyi ilişkilerin Netanyahu hükûmetinin son yıllardaki çabalarından kaynaklandığı aktarılmaktadır. Fakat İsrail-Latin Amerika ilişkilerinin tarihi incelendiğinde, bazı kısa süreli kriz dönemlerine rağmen İsrail ve söz konusu bölge ülkeleri arasında 1940’lardan bu yana ekseriyetle iyi ikili ilişkiler olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı İsrail ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki siyasi, kültürel, ekonomik ve askerî ilişkilerin nasıl kurulduğunu ve yıllar içerisinde nasıl geliştiğini aktarmaktır. İsrail-Latin Amerika ilişkilerinin yaklaşık 80 yıllık bir mazisi olduğu göz önünde bulundurularak yapılan çalışmanın iki ayrı kısma bölünmesine karar verilmiştir. İlk kısmı teşkil eden bu çalışmada Latin Amerika’daki Yahudi varlığı ve İsrail-Latin Amerika ilişkilerinin 1940’lardan 1990’ların sonuna kadar olan gelişimi ele alınmaktadır.

https://orsam.org.tr//d_hbanaliz/israil-latin-amerika-iliskilerinin-gelisimi-i-1948-2000.pdf

  • İSRAİL’İN BİTMEYEN SİYASİ KRİZİ: İDEOLOJİK KAMPLAŞMA VE YENİLENEN SEÇİMLER – GÖKHAN ÇINKARA, HAYDAR ORUÇ, MUSTAFA FATİH YAVUZ

https://www.youtube.com/watch?v=w3c8vSLnjeo&feature=youtu.be

  • İSRAİL’İN SUİKAST TARİHİ – RAFAEL SADİ

https://odatv4.com/israil-kendini-nasil-savunuyor-15022155.html

  • BİR DAMLA TALİH - TÜRK VE İSRAİLLİ KADIN ŞARKICILARIN MÜZİKLERİNDE UYARLAMA VE KAYNAKLAR

https://www.ladiesonrecords.com/copy-of-a-drop-of-luck-1

 

BİR MAKALE

  • İSRAİL’İN HASBARA ÇALIŞMALARI ÜZERİNDEN, İSRAİL’İN TEHDİT ALGILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ - BORA TÜYSÜZ

İsrail, Hasbara kapsamında resmi kurumları ile yurt içindeki ve yurtdışındaki

sivil toplum kuruluşları ile Hasbara’ya gereken önemi vermektedir. Bu çalışmalar

kapsamında kendini anlatmaya çalışmakla birlikte bazı devletleri, örgütleri ve politik yapıları da eleştirmektedir. Bu eleştirilerde din, ırk ve terör gibi temel kavramlardan hareketle çalışmalarını şekillendirmektedir. Ayrıca, kendine özgü bazı tekniklerle özellikle sosyal medya aracılığıyla büyük kitlelere ulaşmaya çalışmaktadır. Kamu diplomasisi, toplumsal algı, İsrail tarihi gibi konularla temellendirilen bu çalışma kapsamında, İsrail’in Hasbara çalışmaları, kurumsal yapılarıyla, kullanılan tekniklerle,kullanım örnekleriyle açıklanmaya çalışılmaktadır. Niteliksel (kalitatif) bir yaklaşımla incelenen Hasbara çalışmalarından hareketle, İsrail’in kendisi için hangi unsurları tehdit olarak gördüğü tespit edilmeye çalışılmaktadır.

http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/ET001298.pdf

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün