Uluslararası Ladino Günü´nün dokuzuncusu, 21 Şubat´ta, Sefarad kültürünün en önemli öğelerinden olan Ladino lisanında farklı etkinliklerle Zoom ortamında gerçekleşti.
Bilindiği üzere, dünyanın birçok ülkesinde, Ladino Günü 2013 yılından bu yana her yıl kutlanıyor. İstanbul’da da 2013 yılından beri süregelen kutlama bu yıl pandemi nedeniyle Zoom üzerinden gerçekleşti.
Sefarad Kültürü Araştırma Merkezinin düzenlediği gün, Ladino dilinde yapılan faaliyetlerle kutlanır. Birkaç yıldan bu yana, UÖMO’da gerçekleşen etkinlikte diğer ülkelerin aksine faaliyetler bütün bir gün sürer. Ayrıca öğlen saatinde Sefarad yemekleri servis edilir, çay saatinde de borekitas ve boyikos sunulur. Gönül isterdi ki bu yıl da aynı uygulama devam etsin. Ancak her şeye rağmen pandemi dahi kutlamanın gerçekleşmesini engelleyemedi, hatta çok daha büyük boyutlarda kutlanmasına vesile oldu diyebiliriz.
Pandeminin bu gibi faaliyetler için oluşturduğu dezavantajı avantaja çevirmeyi başaran Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi üyeleri, bu yıl bu faaliyeti Zoom üzerinden gerçekleştireceklerini dünyanın dört bir yanına duyurarak, o gün binlerce seyirciye ulaşma imkanına erişti.
Film, piyes, konferans, şarkılar, yemek pişirme gibi faaliyetlerin yer aldığı üç saatlik programda, ABD, Arjantin, İngiltere ve İsrail’den katılımcılara da yer verildi.
Program, Ladino Gününün geleneksel şarkısı haline gelen Kanta Las Sardelas şarkısı eşliğinde, günün faaliyetlerini gerçekleştiren katılımcıları tanıtan bir video ile başladı. Ardından, Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi Başkanı Silvyo Ovadya ve Koordinatörü Karen Gerson Şarhon’un günün önemini özetleyen açılış konuşmaları yer aldı.
Programı baştan sona sunan Karen Gerson Şarhon, esprili ve akıcı konuşmasıyla tüm izleyenleri kendisine hayran bıraktı.
Her yıl seçtikleri bir konu ile Ladino Gününe katılan Anna Eskenazi, Şeli Gaon ve Süzet Herman üçlüsü bu yıl ‘Bodas’ (Düğünler) konusunu seçtiler. Anna Eskenazi, oğlunun Hintli bir kızla evlenmeye karar vermesiyle, Hindistan’ın Kalküta şehrinde yapılan düğünlerini, bize ilginç gelen Hint gelenekleri yanı sıra Yahudi dininin gereksinmelerini de katarak kutlayışlarını, o günün fotoğrafları eşliğinde sundu. Süzet Herman, yıllar önce rahmetli eşi Sami Herman’la katıldıkları bir Müslüman düğününde çıkan bir kavgada yaşadıkları heyecanlı dakikaları esprili bir lisanla anlattı. Şeli Gaon ise geçen yıl İsrail’de kuzininin oğlunun düğününe katıldığını ve bizim düğünlerden çok farklı bir düğüne şahit olduğunu akıcı bir lisanda paylaştı.
Arjantin Buenos Aires’ten katılan Liliana Benveniste, Carlos Gardel’in bir tangosunu Ladino lisanında tercüme ederek güzel sesiyle seslendirdi.
Hahambaşı Rav İsak Haleva, evinden katıldığı programda, ölmeye yüz tutan Ladino dilinin ve Sefarad kültürünün bu değerli çalışmalar sayesinde canlanmaya başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Büyük usta İzzet Bana’nın çalıştırdığı Nes Sefarad Kadınlar Korosu üyelerinin seslendirdikleri ‘Arvolikos D’Almendra’ ve Estreyikas D’Estambol Çocuklar Korosunun söyledikleri ‘Buen Şaba’t şarkıları, İzzet Bana’nın bu çalışmalarıyla Sefarad kültürünün önemli bir öğesi olan ‘kantikas’ları ve Ladino’nu ayakta tutma başarısını bir kez daha gözler önüne serdi.
Programa katılarak bizleri şereflendiren İspanyol Büyükelçisi Javier Hergueta ve İsrail Konsolosu Ehud Eitam’ın konuşmalarını Ladino yapmaları hepimiz için büyük gurur kaynağı oldu.
Sinema dalındaki çalışmalarını herkesin yakından bildiği Seyfi İşman’ın, kendisinin yazdığı ve görseller eşliğinde sunduğu, insan hayatının evrelerini anlatan ‘El Treno de la Vida’ filmi her zamanki gibi çok başarılıydı.
Küçüklüğünde, bir Şavuot Bayramında başından geçen komik bir anıyı anlatan Eliz Gatenyo, tatlı ses tonu, esprili lisanı ve akıcı Ladino’suyla izleyenleri kendisine hayran bıraktı.
Toplumumuzun Amigos oyuncu grubu, Forti Barokas’ın yazdığı ‘Los Alkulumbres’ piyesini sundular. Forti Barokas, bir yandan Şabat, Faşadura, Brit Milla, Pidyon, Mikve gibi geleneklerimizin açıklamalarını yaparken, oyuncuların pandemiden dolayı Zoom’dan bu gelenekleri canlandırmaları ve Karen Gerson Şarhon’un konu ile ilişkili şarkıları seslendirmesi çok güzel müzikal bir gösteri oluşturdu.
Pandemi döneminde hazırladığı videolarla herkesin ilgi odağı haline gelen yetenekli arkadaşımız Hayim Behmuaras, Sefarad yemekleri ile donatılmış bir sofranın başında, aile ile yenen yemeklerin insana büyük bir haz verdiğini anlatan bir şarkı seslendirdi.
Edirneli arkadaşımız İda Barokas, Edirne yemeklerinden biri olan Köftikas de Abramila’nın (Erikli Köfte) önce malzemelerini tanıttı, sonra açıklamalar eşliğinde pişirdi.
Selanik kökenli İsrailli şarkıcı Gila Hassid’in anne ve babası için yazdığı neşeli şarkı ‘Nina’ ile Sefaradların eski yaşantı şekilleri gözlerimizin önünde canlandı.
İsrailli genç şarkıcı Dganit Daddo, Buketo şarkısı ile programa katıldı. Gençlerin de Ladino’ya ve bu lisandaki şarkılara ilgi duymaları çok ümit vericiydi.
ABD’de Seattle şehrinde yaşayan 13 yaşındaki Juan Santes’in Ladino konuşması herkesi kendisine hayran bıraktı. Santes, 500 kusur yıldan beri yaşayan bu lisana büyük ilgi duyduğunu, geçtiğimiz yaz bu lisanı öğrendiğini söyledi.
İsrail’de yaşayan Fani Ender ve Nelly Barokas da programa katıldılar. Geçtiğimiz ağustos ayında 60. yıldönümünü kutlayan İsrail’deki Türkiyeliler Birliğinin, günümüzde Ovi Gülerşen başkanlığında gönüllü bir ekiple, İsrail’e göç edenlere her türlü destek ve yardımı sağlamayı sürdürdüklerini belirttiler. İbranice derslerinden, Türkiyeli öğrencilere burs sağlamaya, gezi, konferans ve konserler düzenlemeye, Türkiyeliler arasındaki iletişimi sağlamaya varıncaya kadar geniş bir yelpazede hizmet verdiklerini anlattılar.
Oxford’dan katılan, Şalom ve El Amaneser’deki yazılarından tanıdığımız yarı Türk yarı Portekizli genç arkadaşımız Kenan Cruz Çilli, yaptığı konuşmasında 19. yüzyılda yaşamış Antalyalı bir Yahudi olan Rafael Moşe Pizante’nin hayatından bahsetti. Kenan’ın bulduğu eski haritalar ve belgeler eşliğinde yaptığı sunumundan Rafael Moşe’nin hayat hikayesini öğrenmiş olduk. Aynı zamanda Antalya’daki tarihi Yahudi yaşamını ve kültür mirasını anlamak açısından da çok bilgilendirici bir sunum oldu.
Katılımcılar dışında bu günü hazırlamakta canla başla çalışan teknik ekip, Henry Çiprut, Alberto Modiano ve Yigal Sevindiren’e de çok teşekkür ederiz.
Bu günü düzenleyen Sefarad Kültürü Araştırma Merkezinin üyeleri, özverili çalışmaları sayesinde mükemmel bir programın ortaya çıkmasında çok başarılı oldu. Önümüzdeki Ladino Günü’nün pandemisiz bir ortamda ve her yılki gibi UÖMO’da tüm gün süren etkinlikler ve lezzetli Sefarad yemekleri ile kutlanması en büyük dileğimiz.