Neden makyaj yapıyoruz?

Scotland (İskoçya) Stirling Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre makyajlı kadınlar, katılımcıların geneli tarafından, fiziksel olarak daha güzel ve estetik olarak yorumlanıyor. Katılımcılardan karakteristik olarak yorumları istendiğinde ise makyajlı kadınlar erkekler tarafından daha havalı, diğer kadınlar tarafından ise daha baskın karakterler olarak yorumlandı. Araştırmanın devamında da, kadınların, makyajlı hemcinslerini daha baskın karakter olarak yorumlamalarının nedeninin, kıskançlık olduğu tespit edildi.

Makyajın ilk olarak, MÖ 4000 yıllarında Mısır’da ortaya çıktığı düşünülüyor. İlk kullananlarsa tabii ki krallar, kraliçeler, soylular... Yani bir makam göstergesi olarak kullanılıyordu. Mısırlıların tıpta ne kadar ilerledikleri de malum. Bir süre sonra göze sürülen sürmenin çeşitli göz hastalıklarından koruduğu da fark edilince, tıbbi olarak da kullanılmaya başladı. Sonraki çağlarda, farklı toplumlarda vücutlarını, doğal tonlarda boyayarak makyajı kamufle olmak amacıyla da kullandıklarını görüyoruz.

Her ne kadar bu sene evde kutlayacak olsak da, Purim de gelmişken hikâyesini hatırlayalım. Ester, Kral Ahaşveroş’tan, başta kimliğini gizleyerek, yani bir bakıma olduğundan faklı görünerek diyebiliriz, saraya girmiş ve halkının kurtulmasını sağlamıştı. Bunu hatırlamak ve kutlamak için biz de makyaj yapıyoruz, kostüm giyiyoruz ve farklı görünüyoruz.

Peki, siz makyaj yaparken neden makyaj yaptığınızı sorguladınız mı? Şüphesiz hepimiz daha canlı, daha güzel, daha enerjik görünmek için makyaja başvuruyoruz. Burada düşünmemiz gereken durum, neden daha güzel görünmek istediğimiz. Ben psikolog değilim, böyle bir konuyu derinlemesine irdeleyemem. Ancak aynanın karşında makyaj yaparken, neden yaptığımı sorgulayabilirim.

*Kesinlikle kendimi daha güzel görmek istiyorum. Kendimi beğenmek istiyorum, kusursuz görmek istiyorum. Kendini daha güzel görmek isteyen tek kişinin de, ben olmadığına eminim. Yoksa çoğumuzun yaptığı gibi Instagram’da paylaşmasak dahi filtrelerle fotoğraflar, videolar çekip, kendi telefon galerimizde saklamanın başka bir açıklaması olamaz herhalde.

*Dışardan, daha güzel görünmek istiyorum. Daha güzel görünmek istemenin de çekinelecek, utanılacak bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Öyle olmasa, 38 beden bile gayet sağlıklı iken 34 beden olmak için aç kalarak, kendine eziyet çektirmezdi pek çok insan sanırım. Ya da karnı burnunda, artık zor adım atacak durumdayken kuaföre gitmezdi doğum öncesi hamileler. Her ne kadar estetik ihtiyaçlar, bilim dünyasında Maslow’un meşhur ihtiyaçlar piramidine göre son basamak olan kendini gerçekleştirme altında sayılıyor da olsa, bana daha çok 5. Saygınlık adımı gibi geliyor. Saygı duyulmak istiyoruz ve makyajı da bunun bir adımı olarak kullanıyoruz. Ya da belki, o an daha çok neden makyaj yaptığımıza göre, her iki basamağa da dahi edebiliriz.

*Oyun oynamak ve eğlenmek için de makyaj yapıyorum kimi zaman. Küçük bir çocuğun eline oyun hamuru verirsiniz, ressamın eline tuval ve boya bana da makyaj malzemesi işte. Dışarı çıkmayacak dahi olsam makyaj malzemelerini ellemek, kıvamlarını, pigmentlerini deneyimlemek, yüzümde onlarla oynamak, renkleri, simleri karıştırmak, abartmak, bazen de uçuk görüntüler yaratmak, beni mutlu eden, eğlendiren bir aktivite gibi.

*Sosyal medyanın, ciddi oranda arttırdığı estetik kaygılardan bahsetmiyorum bile.

Yukarıdakiler tamamen kendi kendimi ayna karşısında sorguladığımda, kendime verdiğim, “Neden makyaj yapıyorum?” sorusunun cevapları. Siz neden yapıyorsunuz? Belki cevabınız sadece saygınlık kazanmaksa, iş için mecburumsa, bunları değiştirmeyi deneyebiliriz? Toplumun dayatmasından önce kendimiz için olması gerektiğine inanıyorum. 21. yüzyılda makyaj, estetik artık sadece biz kadınların kendi istediği için yaptığı şeyler olmalı. Sizin için evden çıkmadan vakit kaybı gibi geliyorsa, belki de hiç yapmamalısınız.

Gülümsenin en güzel makyaj olduğu klişesini hatırlatarak yazımı sonlandırmak istedim. Klişe de olsa bunun gerçek olduğunu unutmayın.