Kiricocho'nun tılsımı

Eran KAN Spor
17 Mart 2021 Çarşamba

Tarih boyunca hikâyeler farklı şekillerde anlatıldı. Atalarımız yıllar önce hikâyeleri sözlü olarak anlatıyordu. Yıllar geçtikçe gelişen insanlar yaptıkları çizimlerle hikâye anlatmaya başladı. MÖ 4. yüzyıldan itibaren, insanlar hikâyelerini yazı yazarak anlatıyor. Ama bu, farklı hikâye anlatım yollarının olmadığını anlamına gelmiyor.

Kiricocho, 1980’li yıllarda futbol izlemeyi seven Arjantinli bir çocuktu. Geçen hafta ise, Sevilla ile Dortmund arasındaki Şampiyonlar Ligi mücadelesinde, Sevilla’nın Kanada doğumlu Faslı futbolcusu Bounou, penaltı atmak üzere olan Norveçli genç yıldız Erling Haaland’a “Kiricocho” diye bağırdı. Peki, İspanyol bir takımla Alman bir takımın mücadelesinde, Kanada doğumlu bir Faslı, İngiliz asıllı bir Norveçliye neden Arjantinli bir çocuğun adını bağırdı? İşte bu futbolla anlatılan bir hikâyedir.

Hikâyenin ana karakteri Carlos Salvador Bilardo. 1938 doğumlu Arjantinli teknik direktör, 1971 - 2004 yılları arasında birçok kulübü ve milli takımı çalıştırdı. Başarıları arasında 1986’da Arjantin’i Dünya Kupası şampiyonu yapmak da yer alıyor. Milli takımın başına gelmeden önce, 1982’de Arjantin liginde Estudiantes’i çalıştırıyordu. Takımı çalıştırdığı sürede, genç bir taraftar sıkça antrenmanlarını izlemeye gelirmiş. Çocuğun adını Kiricocho’ymuş. Bir süre sonra takım, ilginç bir talihsizliğin farkına varmış; Kiricocho’nun izlemeye geldiği her antrenmanda bir oyuncu sakatlanıyormuş. Bunu fark eden oyuncular ve teknik heyet, Bilardo’ya haber vermiş. Batıl inançları olan Bilardo da bir süre sonra Kiricocho’nun takımına getirdiği şanssızlığı fark etmiş. Daha sonra da, bu şanssızlığı, avantaja dönüştürmenin bir yolunu bulmuş.

Bilardo, Kiricocho ile tanışıp ona yarattığı şansızlıktan bahsetmiş ve ona çok önemli bir görev vermiş. Kiricocho, kendi sahalarındaki maçlardan önce, rakip takımı karşılamakla sorumlu olmuş. Estudiantes tarafından işe alınan Kiricocho, kulübün bir parçası olup, iç saha maçlarında rakip takımı karşılamaya başlamış. O sezon, Estudiantes, evinde sadece bir kez kaybetmiş. Kaybettikleri maçta rakipleri Boca Juniors, takımını Kiricocho’dan korumak için özel bir güvenlik tutmuş ve oyuncuların Kiricocho ile karşılaşmadığından emin olmuş.

Estudiantes sezonu şampiyon olarak bitirdi. Yıllar sonra Bilardo’ya Kiricocho’nun kim olduğunu sorulduğunda şu cevabı verdi: “Kiricocho, La Plata’da sürekli yanımızda olan bir çocuktu. Şampiyon olduğumuz sezon, onu şans tılsımımız olarak kullanmıştık”. Konuşmasını “Onu artık görmüyorum” diyerek bitirdi. 20 yıl sonra, 2003’te, Bilardo bir kez daha Estudiantes’in başına geldi. Gelir gelmez de Kiricocho’nun nerede olduğunu sordu, ancak kimse onun nerede olduğunu bilmiyordu. Kiricocho’nun tam olarak kim olduğu, bugüne kadar ortaya çıkmadı.

Bilardo, 1983’te şampiyon olduğu ve 2003’te geri döndüğü Estudiantes dışında birçok takım çalıştırdı. Bu takımlardan biri 1992 - 1993 yıllarında çalıştırdığı Sevilla’ydı; Bilardo’nun ilk ve tek Avrupa deneyimi. Sevilla’yı yönettiği maçların birinde, rakipleri penaltı kullanmak üzereymiş. Penaltı kullanılmadan hemen önce, Sevilla’da oynayan Diego Simeone’nin “Kiricocho” diye bağırdığını duymuş. Duyduklarına inanamayan Bilardo, maç sonrası takımına bunu neden yaptıklarını sormuş. Meğer Bilardo’nun batıl inancından dolayı kazandığı başarı, Güney Amerika’da düşündüğünden daha büyük bir etki yaratmış. Birçok oyuncu rakibine kötü şans dilemek için “Kiricocho” diye bağırmaya başlamış ve bunu takım arkadaşlarına da öğretmiş. Bilardo, şampiyon oluşunun on yıl sonrasında, yüzlerce kilometre uzağında, yarattığı tılsımın hâlâ kullanıldığını görmüş.

İlerleyen yıllarda farklı oyuncuların farklı durumlarda “Kiricocho” diye bağırdığı görüldü. İspanyol oyuncu Joan Capdevila, 2010 Dünya Kupası finalinde Hollanda karşısındaki maçta bu batıl inançtan yararlandığını itiraf etmiş. Sol bek pozisyonunda oynadığı için bütün maç Arjen Robben’i marke etmekle görevli olan Capdevila, Robben’i bir kez tutamamış. Rakibi, kaleciyle karşı karşıya kalında Capdevila’nın “Kiricocho” diye bağırmaktan başka çaresi kalmamış. Robben şutu kaçırmış. Şile ile Arjantin arasında oynanan bir maçta, bir penaltı sırasında Paulo Dybala’nın da “Kiricocho” diye bağırdığı televizyon ekranlarında görülmüş.

Günümüzde futbol dünyası, hâlâ kim olduğunu bilmemesine rağmen, Kiricocho’nun hikâyesini yaşatıyor.

Kiricocho’nun hikâyesi geçtiğimiz hafta yeniden karşımıza çıkmaya başladı. Haaland ve Bounou arasında yaşanan olayla beraber birçok kişi Kiricocho’nun hikâyesini öğrenme fırsatı buldu. Hâlâ bu kelimenin Arjantin’de nasıl bu kadar popüler olduğu ve Avrupa’da kullanılmaya başlandığı tam olarak bilinmiyor. İnsan düşünmeden edemiyor; acaba hâlâ bilmediğimiz, ama spor dünyasında anlatılmaya devam eden ve yaşatılan nasıl hikâyeler vardır…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün