Sarp Kaston
Madem insan doğdum, olabileceğim en iyi insan olmalıyım.”
Bu sözler geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Türkiye’nin en büyük değerlerinden Doğan Cüceloğlu’na ait.
9 Şubat 1938 tarihinde Mersin'in Silifke ilçesinde, 11 çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak dünyaya geldi.
Annesini kaybettikten sonra iç dünyasına daha da kapanan Doğan Cüceloğlu, üniversite yıllarında intiharı bile düşünen ancak annesinden geldiğine inandığı manevi bir hissiyattan sonra (kendisi böyle tanımlıyor) vazgeçen bir gençlik dönemi geçirdi. Kolay değildi yaşadıkları ama vazgeçmedi. Kendine bir söz verdi ve başarılı olana kadar çalıştı. Başardı. Başarının kıymetini biliyordu. Başarıdan daha önemli şeyler olduğunu da farkındaydı. Günümüz anne babalarına da şu hatırlatmayı yaptı: “Mükemmel değil, iyi insan yetiştirin.” Her zaman iyi insan olmanın önemini vurguladı.
Daha sonrasında yaptıkları ile Türkiye’de psikoloji bilimini sevdiren kişi oldu. Arkasında onlarca kitap bıraktı. Son zamanlarda Youtube videoları ile de önemli aktarımlar yaptı.
Bir diğer değindiği konu insanın iç dünyası ve mutluluk arasındaki ilişkiydi.
“Seni diğerlerinden farksız yapmaya
bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada,
kendin olarak kalabilmek,
dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
bu savaş bir başladı mı,
artık hiç bitmez!”
İnsanın, sürekli başkası ne der kaygısıyla yaşadığını ve bu kaygının insanın kendini gerçekleştirmesinin önünde en büyük engel olduğuna değindi.. Doğan Cüceloğlu “Savaşçı” adlı kitabında insanın kendini gerçekleştirebilmesinin öneminden bahsetti. İnsan ancak kendini gerçekleştirebilirse mutluluğa ulaşabilirdi.
İnsan, içindeki çocuğu tanımadan da bu kaygıyı yenemezdi, dolayısıyla mutlu da olamazdı. Mutlu olmak için çabanın öneminden şu sözlerle bahsetti: “Mutluluk aramakla bulunacak bir şey değildir, onu inşa etmek gerekir.” Mutluluk insanın kendi elindeydi…
83 yıllık hayatına çok önemli eserler sığdırdı. Özellikle gençlerin bu eserlerden yararlanması gerektiğine inanırdı.
Çok değerli bir insanı kaybettik. Her zaman sözüne ettiği “iyi insanı” kaybettik. Ancak bize bıraktığı eserler çok büyük bir şans. Bu şansı kullanmak da bizim elimizde.