Olmak istediğinizi zannettiğiniz kişi olamayabilirsiniz ama zaten olduğunuz kişi olabilirsiniz. Güçlü yanlarınızın, sadece size ait olan kolaylıkla ve iyi yaptığınız özelliklerinizin farkında mısınız?
Bu hafta sosyal medya hesaplarımda paylaştığım içerikti bu...
Gerçekten farkında mıyız? Peki ya çocuklarımızın, sevdiklerimizin güçlü yanlarının farkında mıyız? Bunları onlarla paylaşıyor muyuz?
Neden önemli bu farkındalık? Çünkü hayatta olduğumuz sürece hep eksik kalan, zayıf olduğumuz yanlarımız olacak ve onlara odaklanırsak kendimizi hep eksik hissedeceğiz. Hâlbuki bizim zaten doğuştan sahip olduğumuz, kendimize ait güçlü yanlarımız; kolaylıkla ve iyi yaptığımız özelliklerimiz de var. Neden onlara odaklanarak kendimize bir yön vermiyoruz? Neden onları daha da çok geliştirmiyoruz? Neden başka biri olmaya çalışmak yerine, kendimizi zaten olduğumuz halimizle kabul edip, kendimizin en iyi versiyonu olmak için çabalamıyoruz?
Peki, bunu nasıl yaparız?
Öncelikle güçlü yanlarımızı keşfederek... Bunun için biraz zaman harcayarak kendinizde neleri beğendiğinizi yazabilirsiniz. İyi ve kolaylıkla yaptığınız neler var? Onları da yazın. Tabii biz kolaylıkla yaptığımız şeyleri başkaları da öyle yapıyor zannettiğimiz için, kendi güçlü yanlarımızı küçümseyebiliriz. O yüzden önerim güvendiğiniz en az beş kişiye sizin hangi özelliklerinizi beğendiklerini sormak ve cevaplarını yazılı olarak size iletmelerini istemek. Hangi özelliklerinizi beğeniyorlar? Onlara göre hangi yanlarınız güçlü?
Size kendinizde neleri beğenmediğinizi sorsam hemen en az beş özellik sıralayabilirsiniz, çünkü odağımız hep yapamadıklarımızdadır. Sistem de böyle çalışır. “Bu konuda iyi, bunu geç; zayıf yönlerini güçlendirelim” der. O yüzden güçlü yönlerimizle tanışmak biraz zaman alabilir. Kendinize o zamanı verin lütfen...
Bu soruları sorunca tekrar kendime dönüp baktım. En çok hangi yanımı güçlü buluyorum diye sordum kendime. Gelen cevap şuydu:
“Sende bulduğum en güçlü yan, hayat sana ne verirse versin onu mutlaka pozitife çevirerek ele alma özelliğin, kendine mutluluk yaratacak bir bakış açısı geliştirme potansiyelin.” Evet, katılıyorum kendime; en güçlü yanlarımdan biri bu.
İkincisini Yunanistan’dan gelen bir yazar ve şifacı ile yaptığım bir seansta bulmuştum. ‘Hayat amacım nedir?’ diye aradığım senelerdi. Ciddi ve büyük cevapların peşinde koşuyordum. Hayat amacı bu, ciddi iş, basit olmamalı diye içimden geçirdiğim gençlik yıllarımdı. O çalışmada bulduğum, insanlara en çok ilham olan yanım ise gülüşümdü. Ben güldüğüm zaman ışığı indirebiliyor ve etrafı aydınlatabiliyordum. İşte bu kadar basitti. Gerçekten de pek çok insandan o güne kadar gülüşüm ile ilgili pozitif geri bildirimler almıştım ama hiç aklıma böyle bir misyonum olduğu gelmemişti. Ayrıca gülmek zorlandığım değil, çabasızca, isteyerek yaptığım bir özelliğimdi. Yani en güçlü tarafımız en basit ve en çabasızca yaptığımız olabilir. Çok büyük anlamların peşinde koşarak var olanı göremeyebiliriz.
Bunları neden mi anlatıyorum? Öyle bir hikâye ki her birimizin hikâyesi, sorusu da, sorunu da, cevabı da, çözümü de aynı kutu içinde verilmiş. Kutuyu açıp bakmak gerek. Başkalarının kutularına bakıp ahkâm kesmek kolay ama kendi kutumuzu anlamak, kendimize bakmak zor olan. Zor ama mümkün...
Hadi bu hafta hem kendinizin yazdığı, hem de en az beş kişiden alacağınız güçlü yanlarınızı çalışın biraz. İsterseniz bana yazın, isterseniz sevdiklerinizle paylaşın, isterseniz sosyal medya hesaplarınızda paylaşın. Biraz görünür kılın o özelliklerinizi; yıllardır saklandıkları yerden çıkarın; gereken önemi ve özeni gösterin; tanıştırın değerlilerinizle...
Önce kendimizi, sonra birbirimizi görelim. Sevgiyle ,olduğumuz gibi ...