Fatih Şemsettin Işık*
İsrail’de iki yıl içerisinde gerçekleşen dördüncü seçimden de yönetim krizini bitirecek bir sonuç çıkmadı. Aşılanmaya ve pandemiyle uyumlu koşullar çerçevesinde bir oylama ortamı hazırlanmasına rağmen, yüzde 67,4 ile görece düşük bir katılım oranıyla, insanların sandığa gitmede pek hevesli olmadıkları söylenebilir. Seçimin galibi Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud olsa da, kendisini geçmiş yıllara göre daha da zorlu bir hükümet kurma görevi bekliyor. Üstelik hâlihazırda devam eden yargılama süreci de bu meseleyi daha da kritik hale getirdi. Şas, Birleşik Tevrat Yahudiliği ve Dindar Siyonist Parti’nin yanında, Yamina’nın destek vermesi durumunda dahi Netanyahu’nun, hükümeti kurması için halen fazladan desteğe ihtiyacı mevcut.
Bu desteğe dair, seçim öncesi yakın temaslar kurduğu Mansur Abbas liderliğindeki Birleşik Arap Listesi (Ra’am), akla gelen ilk adreslerden birisi olabilir. Ancak, bu her iki taraf için de hayli riskli. Nitekim Dindar Siyonist Partisi lideri Bezalel Smotrich, baştan bu ihtimalin kapısını kapattı ve “Arapların dışardan ya da içerden desteğiyle kurulacak bir hükümete” karşı olduğunu söyledi. Düşük ihtimalli bir diğer seçenek de, muhalif cepheden bazı küskün isimleri devşirmeye çalışması olabilir. Nitekim Likud’tan ayrılarak Yeni Umut Partisini kuran Gideon Sa’ar’a yönelik, geçtiğimiz hafta Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen Israel Hayom gazetesinde “Sa’ar Evine Dön” başlıklı bir yazı da yayınlandı. Ayrıca, partinin iki numarası Yifat Shasha-Biton’a Likud yetkililerinin eğitim bakanlığı teklifiyle gittiği biliniyor.
Netanyahu karşıtı partilerde de işler göründüğü gibi kolay değil. Her ne kadar sayıca üstünlüğe sahip olsalar da, bu cephe adeta yamalı bohçayı andırıyor ve Netanyahu’yu devirmeleri için hayli çabalamaları gerekecek. Tıpkı Netanyahu gibi, onların da Arapların iki partisinden (Ra’am ve Müşterek Liste) en az birinin desteğini almaları ya da Netanyahu ile koalisyon yapmaya daha yakın olduğuna inanılan Yamina Partisi lideri Bennett’i ikna etmesi gerekecek. Arap partilerinin destek vermesi olayına şimdilik çekimser görünen Sa’ar ve İsrail Evimiz Partisi lideri Avigdor Lieberman, ilerleyen dönemde karşı çıkabilir. Yine bu cephenin önemli isimlerinden Mavi Beyaz Partisi lideri Benny Gantz da, daha önce Müşterek Liste’nin kendisi öncülüğünde kurulacak hükümeti destekleme talebini reddetmişti.
Bu cephenin hem sağdan, hem de soldan partileri barındırıyor olması, koalisyonu zorlaştıran bir diğer etmen denebilir. Her ne kadar Gelecek Var Partisi lideri Yair Lapid, cephenin en çok oy toplayan siyasetçisi olarak “doğal lider” imajıyla ön plana çıksa da, Sa’ar ve Bennett, kendisine henüz destek vermeye sıcak bakmıyor. Ayrıca partiler arasında ideolojik farklılıklar hususunda kapanması zor bir boşluk da mevcut ve yalnız Netanyahu karşıtlığı üzerinden asgari 2-3 yıl görevde kalacak bir hükümet kurmak da kalıcı bir çözüm getirmeyebilir.
Bu seçimin kazanan ve kaybedenlerine gelirsek, kazananlarına evvela Dindar Siyonist Partisini yazmak gerekecek. Anketlerde daha az oy kazanması beklenen parti, Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliğinin özellikle dindar Yahudiler nezdinde kaybettiği oyları kendine çekmiş gibi görünüyor. Bu vesileyle parti, muhtemel bir sağ hükümette stratejik bir konuma evrildi. Yine barajı geçememesi dahi beklenen Gantz’ın Mavi-Beyaz Partisi, Yeni Umut ve Yamina’yı dahi geride bırakarak sürpriz bir oy topladı. Bu durum, Netanyahu ile yaptığı koalisyonla tepkileri üzerine çeken Gantz’ın, her şeye rağmen kemikleşmeye meyilli bir oy tabanı olduğunu gösteriyor. Son olarak barajı kıl payı geçen Ra’am Partisi de, Müşterek Liste’den ayrılarak oynadığı kumarın karşılığını almışa benziyor. Öyle ki, hangi tarafa destek vereceğine bağlı olarak, ülkeyi olası bir beşinci seçimden kurtarabilir.
Kaybedenlerine gelince, kuruluşunun ilk zamanlarındaki anketlerde 18 sandalyeye kadar başarı gösteren, fakat bunun yalnız üçte biri kadar oy alabilen Sa’ar’ın Yeni Umut Partisini saymak gerekir. Partinin, politik duruş itibarıyla nasıl bir ajandaya sahip olacağı ve muhalefette kalıp kalmayacağı da halen bir merak konusu. Ancak bu seçimin en büyük kaybedeni kuşkusuz, Müşterek Liste oldu. Umm’ul Fehm gibi oy deposu olan bir yerde bile yarı yarıya oy kaybeden ittifakın, bundan sonra siyaseten nasıl bir yol haritası izleyeceği de meçhul. Üstelik Ra’am’ın ayrılma kararında elde ettiği kazanımı da göz önünde bulundurursak, ittifaktan kopmaya hazır yeni partiler de olabilir.
*Araştırmacı, TRT World Araştırma Merkezi