Netflix'te en iyi 8 bilim belgeseli

Eti VARON Kültür
31 Mart 2021 Çarşamba

1- Benim Ahtapot Öğretmenim (2020)

2010 yılında dokümanter yapımcısı Craig Foster artık tükenmiş haldeydi. 20 yıldır dokümanter yapıyordu. Bunalmaktansa Foster, Cape Town’daki evine yakın, yosundan bir ormana benzeyen denizaltını keşfetmek için soğuk denizde her gün dalış yapma kararı aldı. Bu dalışlarından birinde köpekbalıklarından gizlenen bir ahtapota rastladı. Ahtapotun karmaşık ve büyüleyici davranışlarını gözlemleyen Foster kendine bir hedef belirledi. Bir sene boyunca ahtapotu ziyaret ederek hareketlerini izledi. Zaman içinde ahtapot ona cevap vermeye, selamlamaya, hatta onunla oynamaya başladı. Böylece Foster iki farklı zekâ formu arasındaki ortak paydaları ortaya çıkardı.

Foster’ın gözlemlerini BBC’deki ‘Gezegenimiz’ ve ‘Mavi Gezegen II’nin çarpıcı sekanslarını üstlenen su altı fotoğrafçısı Roger Horrocks, kamerasıyla çektiği muhteşem ve rengarenk görüntülerle taçlandırdı. ‘Benim Ahtapot Öğretmenim’,  Eleştirmenlerin Seçimi Dokümanter Ödüllerinde hem En İyi Doğa/Bilim Dokümanteri hem de En İyi Sinematografi dalında iki ödüle layık görüldü. Dokümanter sadece bir doğa filmi değil, merak, oyun ve güven filmi.

2- Dünya’da Gece (2020)

‘Düşman Gezegen’ dokümanter dizisinin yapımcılarından Plimsoll Productions, vahşi yaşam konusunda film yapan herkesi kadrosuna katarak bizler uyurken vahşi dünyada neler olduğunu açığa çıkartan altı bölümlük bir belgesel oluşturdu.

‘Dünya’da Gece’, gündüz ve gece çekimleriyle türlerin ürkütücü hallerini, davranışlarını açığa çıkartarak gerçek bir yenilik sunuyor. Yapımcı Bill Markham’ın Zimbabwe’de sırtlanlarla aslanların, yavru filleri takiplerinin çekimi müthiş.

Bir sene içinde, 30 değişik ülkede, 60 farklı çekimden oluşan dizi Dünya gezegeninde yaşayanların geride bıraktıkları boşlukları doldurmaktan çok daha fazlasını yapıyor. Dizi, ay ışığında bile her şeyin net ve tam rengini yansıtan düşük ışık kameralarının yeni modelleri kullanılarak yapıldı. Arjantin’deki ağaçların tepeleri,  gece maymunlarının gece yaşamlarını yakalamak için kızıl ötesi ışıkla aydınlatıldı.

3- Sosyal İkilem (2020)

Jeff Orlowski’nin yarı belgesel niteliğindeki filmi, sosyal medya platformlarını şekillendiren iyi niyetler, kötü davranışlar, kazalar ve hataları araştıran bir toplumsal eğitim harikası.

Orlowsky, ‘Chasing Ice’ (Buzu İzlemek) ve ‘Chasing Coral’ (Mercanları İzlemek) adlı ekolojik filmleri ile Emmy Ödüllerine layık görüldü. ‘Sosyal İkilem’ Silikon Vadisinde çalışanlarla yapılan röportajlar ile sosyal medya bağımlısı bir ailenin dramatize edilmiş maceralarını birleştiriyor.

Mad Men’in Vincent Kartheiser’ı yalnız bir ergen olan Ben’e (Skyler Gisondo) aşırıcı politik videolar ile silah reklamlarını tavsiye eden Facebook’u kontrol eden yapay zekayı oynuyor. Filmin baş karakterlerinden biri, Google’da çalışan eski bir ahlak modelcisi, sonrasında İnsanlık Teknoloji Merkezinin kurucularından olan TED konuşmacısı Tristan Harris.

Bu sektörde çok acil olarak insanlığın yeniden gündeme gelmesi inkâr edilemez bir gerçek. Şu anda sosyal medya platformlarının tek para kazanma kaynağı yaptıklarımızı, düşüncemizi ve kim olduğumuzu müşteri profillerine uyacak bir şekilde değiştirmek. Sosyal İkilem acı verici ayrıntılarla bize bunu nasıl başardıklarını anlatıyor.

4- Doğal Olmayan Seçilim (2019)

Leor Kaufman ile bu genetik mühendislik ile ilgili diziyi yaratan Joe Egeder’e göre, ‘Doğal Olmayan Seçilim’ bir bilim kurgu senaryosu olarak 2015 yılında hayata geçirildi. Bir akşam yemeğinde yazarlar Egeder’in kendilerine sunduğu bilgilerin bir kurgu olabilmek için çok karmaşık ve inandırıcılıktan uzak olduğunun bilincine vardılar. Var olan teknolojilerin yalnız yaşamlarını değil, aynı zamanda bu gezegendeki gelecekteki yaşamı nasıl etkilediğinin nasıl da farkında olmadıklarını sorguladılar.

Bu keşifle yola çıkarak, Burkina Faso’daki malaryadan kırılmış köylerden Ukrayna’daki doğurganlık kliniklerine uzanan tehlikeli bir yolculuk sonucu 2016 ile 2018 arasında filme çekilen dört bölümlük dokümanter yaptılar. Doğal olmayan seçilimin, genetik mühendisliğin çeşitli formlarının toplumdaki sonuçlarını gözlemlediler.

Dokümanter, herhangi bir anlatıcı olmaksızın bizlere CRISPR (genom düzenleme), genetik araştırmalar, gen terapisi ve genetik mühendislik alanlarında bir yolculuk yaptırıyor.

Doğal Olmayan Seçilim, bilim insanlarının, doktorların, hastaların, muhafazakârların, biohackerların evrimi kontrol etme ihtiraslarının bir ajandası olarak çalışıyor. Kaufman “Tüm bu karakterlerin ortak alanı yarının teknolojisine sahip olurken halen günümüzün işleyen sisteminin içinde takılı kalmalarıdır” diyor.

5- Kiss the Ground / Yeri Öp (2020)

İklim aktivisti ve film yapımcısı Josh Tickell kışkırtıcı olmayı iyi bilenlerden. 1997’de kullanılmış yemek yağı ile çalışan karavanıyla bütün ABD’yi kat ederek, dünyanın ilgisini üstüne çekmeyi başardı. Sonraki on yıl üniversitelerde konferanslar vererek kişisel sürdürebilirliği teşvik etti. İlk dokümanter filmi ‘Yakıt’ 2008’de Oscar’a aday oldu.

2017’de yazdığı kitabı ‘Yeri Öp’, ‘Yediğin yemek nasıl iklim sorununu değiştirebilir’, ‘Bedenini iyileştirebilir’ ve nihai olarak ‘Dünyamızı nasıl kurtarabilir’ alt başlıklarını içeriyordu. Film yapımcısı eşi Rebecca Harell Tickell ile birlikte yönettiği yeni dokümanteri, kitabın ana iddiasını (toprağın karbonu tecrit etme kapasitesinin iklim değişikliğinin sonuçlarını değiştirebilmenin anahtarı olabileceği) beyaz perdeye taşıyor.

Tabii ki iklim değişikliği gibi son derece karmaşık ve kötücül sonuçlara sahip bir problemin çözümünün her bir adımının kusursuz olması gerekiyor. Tickell’in bir aktivist olan aktör Woody Harrelson tarafından dile getirilen savları son derece ikna edici ve kuvvetli delillere dayanıyor. Beş kıtada çekilen filmde, NASA’dan alınan çarpıcı görüntülere ve ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Kurumundan mükemmel animasyonlara, mesleğinde lider bilim insanları, çevre bilimciler ve aralarında Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli üyeleri ve Nobel adaylarının fikirlerine yer veriliyor.

Filmin tezine göre; Dünya toprağını yenileyebilirsek, aynı zamanda su rezervlerimizi de doldurabilir, türlerin yok olmasını engelleyebilir ve dünyayı daha iyi doyurabiliriz.

Dünyayı Öp şimdiden uluslararası onlarca ödül aldı. Bunların arasında, Londra Bağımsız Film Ödüllerinde En İyi Dokümanter, En İyi Film, Venedik Film Ödüllerinde de En İyi Özel Dokümanter ödülleri de bulunuyor.

6- Challenger Son Uçuş (2020)

28 Ocak 1986’da NASA’nın uzay aracı Challenger, Florida, Cape Canaveral’dan yörüngeye uydu yerleştirmek amacıyla fırlatıldı. Araçta ilk Afro-Amerikalı astronot Ronald McNair, ilk Asyalı astronot Ellison Onizuka, uzaydaki ilk sivil, öğretmen Christa McAuliffe bulunuyordu.

Uçuşa 73 saniye kala, katı yakıt roket motorlarının birinden fışkıran sıcak gazlar ana depoya hasar verdi. Deponun altı sıyrıldı ve yüklü miktarda sıvı hidrojen püskürerek aniden 1000 tondan fazla basınç yarattı. Böylece bütün donanım parçalandı.

‘Challenger: Son Uçuş’, arşiv belgelerini, haberleri ve Challenger mürettebatının aileleriyle yapılan röportajları, mühendisler ve uzay aracının göreviyle ilgili tüm personelin bilgilerini bir araya getiriyor.

Dört bölümlük dizi, yaşanan trajediyi, kazaya en yakın olanların, dayanılmaz acı veren ayrıntılarla anlatmasını sağlıyor.

Yönetmen Steven Leckart ve Daniel Junge, Challenger faciasına yol açan, sistemdeki gözden kaçanları ve NASA’nın olayı örtbas etmesinin nasıl göz ardı edildiğini incelemeye alıyorlar.

En çok da hatırlanan mürettebatın ailelerinin dokunaklı ifadeleri, uzayın önceden olmadığı kadar yakında hissedilmesinin ardından yaşanan fırsatların kaybı oldu.

7- Apollo 11

İlk aya ayak basış ile ilgili 65 mm’lik bir dokümanter sinema filmi yaptığınızı ve sonrasında vazgeçip her şeyi çekmeceye sakladığınızı düşünün. Todd Douglas Miller’in sizin çekiminizle ne yaptığına bakın. 11 bin saatlik kataloğa girmemiş ses kayıtlarından seçkileri birleştirerek ‘Apollo 11’ orijinal filmini oluşturdu. Bir buçuk saatlik film, ilk dünya dışı macerasının, en zengin belgeseli olarak nitelenebilir.

 Miller, roketin fırlatılmasını seyredenlerin çektikleri fotoğrafları toparlayarak, 1960 Amerika’sının samimi ve destansı bir görüntüsünü elde ediyor. Film beş kez Primetime Creative Arts (Ana Akım Yaratıcı Sanatlar) Emmy Ödülüne aday oldu.

8- Bebekler (Babies)

Bebeğiniz hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Netflix’in heyecanlı, ilgi çekici ve pahalı dokümanter dizisi dünyanın her yerinden 15 aileyi bebeklerinin ilk yılında an be an takip ediyor. Bebeklerin o sevimli gürültülerini, hareketlerini gerçek bilim ile birleştiriyor. Her bölüm konuşma, uyku, bağ kurma gibi farklı süreçleri ele alıyor.

Kaynak: https://www.newscientist.com/article/2241718-the-21-best-science-documentaries-you-should-watch-right-now/


Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün