Külkedisi yakışıklı prensle evlendi ve sonsuza kadar mutlu bir şekilde yaşadılar…
Meghan Markle ve Prens Harry evlendi. Mükemmel bir hayatları olması bekleniyordu. Aksine onlar da her evli çift gibi; ırkçılık, kültürlerarası farklılık, gelin görümce kıskançlığı gibi sorunlar yaşadı. Üstüne bir de kraliyet ailesi olmanın verdiği sorumluluklar eklenince çift çareyi kraliyet unvanından vazgeçmekte buldu.
Oprah Winfrey’in Sussex Dükü ve Düşesiyle yaptığı röportajı izlediniz mi? Ben izledim. Bu röportajda benim dikkatimi çeken en önemli nokta Meghan Markle’ın kendi hayatını, psikolojik sıkıntılarını açıkça anlatması oldu. Artık dünyaca ünlü biri olan Markle prenseslerin bile ölümü düşünebileceğini, kişinin kendi psikolojik sorunlarını kabul etmesinin ve bunun için destek aramasının önemini ortaya koymuş oldu.
İşte Meghan Markle’ın psikolojisinin bozulmasının sebepleri:
1- Evlendikten sonra nasıl bir hayata adım atacağını düşünmemesi:
Röportajında belirttiği gibi yapacağı bu kraliyet düğününden sonra hayatına birtakım sorumluluklar ekleneceğini bilse de kendisine onu nasıl bir hayat beklediğini hiçbir zaman bütün detaylarıyla sormamış. Ondan beklenilen, kendi hayat tarzından uzak bu yeni role uyum sağlayıp sağlayamayacağını tartmamış. Evlendikten sonra yine kendi bildiği gibi yaşamaya devam edince de tepki çekmiş. Şunu unutmamalıyız ki evlenince eşimizin ailesiyle de evleniyoruz. Eğer eşlerimizin ailesiyle iç içe bir yaşam süreceksek; onlarla olan farklarımızı tolere edip edemeyeceğimizi ve bizden beklenilenleri yerine getirip getiremeyeceğimizi etraflıca düşünmeliyiz. Yoksa Markle’ın da başına geldiği gibi bu yeni yaşam tarzımıza uyum sağlamakta zorlanıp psikolojik sorunlar yaşayabileceğimizi unutmamalıyız.
2- Hamileyken psikolojik şiddete ve ırkçılığa maruz kalması:
Meghan Markle hamileliği sırasında ten rengi sebebiyle doğacak çocuğa prens unvanı verilmeyeceğini ve ona güvenlik sağlanmayacağını öğrenmiş. Hamilelik; sağlıklı bir bebek doğurabilmek için bir kadının en stressiz geçirmesi gereken dönemidir. Hamileyken böyle bir haber alması Markle’ın psikolojisinin bozulması için çok geçerli bir neden değil mi? Günümüzde birçok anne adayı da Markle gibi hamilelikleri sırasında psikolojik şiddet görebiliyor; özellikle Türkiye’de kayınvalide zulmüne uğrayabiliyor. Unutmayın bir anne adayının psikolojisi çok kırılgandır. Onun konforu sağlıklı bir bebek doğurması için çok önemlidir.
3- Medya saldırısı ve ailenin Markle’ı korumaması:
Markle hakkında gazetelerde, dergilerde, sosyal medyada birçok yanlış haber çıkmış. Mesela düğünden önce Kate’i ağlatması… Aslında durum tersiymiş ve bu durumu aile arasında çözmüşler. Ancak medyanın saldırısı ve ailenin Markle’ı savunmaması Markle’ın psikolojisini olumsuz etkilemiş. Kendinizi Meghan Markle’ın yerine koyun. Hakkınızda aslı olmayan haberler çıksa, bu sosyal çevreniz arasında dedikodu malzemesi haline gelse. En yakınlarınız bile size destek olmasa ne hissedersiniz? İşte Markle da aynı duyguları hissetmiş olmalı. O yüzden dedikodunun, yaptığımız olumsuz yorumların kırılgan psikolojide olan kişilerin hayatlarını oldukça olumsuz etkileyebileceğini lütfen unutmayalım ve daha duyarlı davranalım.
4- Psikolojik desteğe ulaşamaması:
Meghan Markle röportajında yukarıda bahsettiğimiz bütün sebeplerden dolayı psikolojisinin bozulduğunu, ölmek istediğini ve yardıma ihtiyacı olduğunu belirtmiş. Ancak kraliyet ailesi tarafından Markle’ın psikolojik destek alması engellemiş. Depresyon, anksiyete ve panik bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıklar tedavi edilmedikleri sürece gittikçe şiddetlenip hayat kalitemizi olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Bu yüzden kendimizi uzun bir süre kötü hissediyorsak, ölüm düşüncelerimiz varsa mutlaka psikolojik destek almamız gerekir. Keşke Markle da ölüm düşünceleri artmadan gerekli desteğe ulaşabilseymiş.
Bu tabloda gördüğüm en olumlu nokta ise zorlukların Meghan ve Harry’yi kenetlemesi. Aileden ve çevreden olumsuz eleştiriler gelmesine rağmen birbirlerine daha çok bağlanmaları. Harry sizce de adeta Markle’a yapışmış görünmüyor mu? Bunun sebebi; Markle’ı ölmüş annesi Prenses Diana’nın yerine koyması. Röportajda belirttiği gibi “En büyük korkum tarihin tekerrür etmesi.”
Hepimizin geçmişi bugünkü davranışlarımızı etkilemekte. Prens Harry’nin psikolojisi de ayrıca incelenmesi gereken bir konu.
Hepinize mutlu bir hafta dilerim.