“Mükemmel işleyen evren, sayıların gücüyle düzenlenmiştir.” Hermetika
Ey yukarıda ki tanrılar ve insanlar! O tek hanımefendidir. O günü doğurandır. O, batının ve iki ülkenin hanımıdır. O, Ra'nın büyük gözüdür. İsis’e saygı duyun...
3 Nisan 2021 tarihinde saat 22.00’de, 18 firavun ve 4 kraliçeden oluşan toplam 22 mumya bu sözlerin eşliğinde Kahire’deki Mısır Müzesinden Giza’daki yeni mekânları Mısır Medeniyetleri Müzesine taşındı. Antik Mısır Firavunu I. Seti, II. Ramses, Hatşepsut, Meritamur ve Ahmose Nefertari’nin de içinde bulunduğu mumyalar Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi tarafından karşılandı. ‘Firavunların Altın Geçidi’ olarak adlandırılan ve 90 dakika süren bu töreni dünyadan 400 TV kanalı canlı yayınladı.
Bu geçit söylendiği gibi korona sürecinden zarar gören Mısır turizmini canlandırmak için gerçekleştirilen bir tören miydi yoksa bir ritüel miydi? Seçilen tarihin, söylenen şarkıların ve sayıların arasında bir bağ var mıydı? Gelin bu soruların cevaplarını filmi geriye sararak beraber arayalım. Tören gerçekten göz kamaştırıcı ve etkileyiciydi. Ataları Mısır’dan göç etmiş birisi olarak töreni tüylerim havada izledim. Şunu söylemeliyim ki bazı analistlerin aksine bu geçidi negatif veya pozitif olarak konumlandırmıyorum. Bir yazar ve yönetmen olarak amacım, görünenin arkasındakini görmek ve şifreleri çözmek. Eğer siz de benim gibi şifreleri çözmeye meraklıysanız ve görünenin ardındaki gerçeğe ulaşmak istiyorsanız kemerlerinizi sıkıca bağlayın. Yolculuk başlasın!
10 Nisan 2009 tarihinde başrollerinde Nicolas Cage’in rol aldığı yönetmenliğini Alex Proyas’ın yaptığı ‘Kehanet’ adlı bir film yayınlandı. Film 1959 sonbaharında yeni eğitim ve öğretim yılında çocuklara verilen bir ödevle başlar. Bu ödevin konusu 50 yıl sonra açılacak bir zaman kapsülüne yerleştirilmek üzere geleceğin resminin yapılmasıdır. Bütün çocuklar onlardan beklendiği üzere fantastik gelecek resimleri çizerken aralarından biri ilk bakışta kimsenin anlayamayacağı rakamların yazılı olduğu bir kâğıt verir. İşin ilginç yanı ise öğrencinin bu rakamları birilerinin onun kulağına fısıldadığını söylemesidir! Aslında bu kâğıttaki rakamlar geçecek elli yıl boyunca yaşanacak felaketlerin tarihlerini ve ölen kişi sayılarını göstermektedir. Bu sırrı çözecek olan ise kahramanımız Caleb Koestler’in astrofizik profesörü olan babasıdır. Geriye gerçekleşmesi beklenen üç büyük kehanet kalmıştır ve en sonuncusu insanlığı yok edecek olan küresel bir felakettir!
Kehanet filmi numeroloji ilmine dayalı bir filmdir. Evrenin sayısal bir kurgu içerdiğini, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, sayılarla ilgili çeşitli çalışmalarla, evrendeki olaylardaki gizli yasa ve ilkeleri keşfetmeyi amaçlayan sisteme numeroloji adı verilir. “Sayılar bilimi ilahi güçlerin bilimi demektir” diyen Pisagor, Antik Yunan’daki numerolojinin en önemli temsilcilerindendir. Pisagor ise sayılar bilimini inisiye olduğu Mısır’dan öğrenmişti. Antik Mısır’da karşımıza çıkan en önemli sayılardan birisi ise 22’dir. 22, İsis’e adanmış inisiyelerin kutsal saydığı bir sayıdır. Bu sayı ‘Firavunların Altın Geçidi’ olarak izlediğimiz törende dikkat çeken ilk sayıdır.
22 mumyanın akşam saat 22’de taşınması sizce tesadüf olabilir mi? Hem de İsis’e adanmış ritüelistik dans ve müzik eşliğinde! Mumyalar müzeden çıkmadan önce müzenin ışıklı kapısından maviler içinde tanrıçayı temsil eden bir kadın çıkmıştı. Üzerinde İsis insiyelerinin sembolü olan Mısır’ın anahtarının altın renginde bir kumaşa işlenmiş olduğu 100 kişi onu takip etmiş, arkalarında ellerinde ışıklı kürelerin olduğu 1, 2, 3, 4 sayı sıralamasına uygun olarak üçgen şekli oluşturan 10 kadının arkasından, 22 mumya kronolojik olarak yeni mekânlarına doğru yol almışlardı. Müzeden çıkış Hristiyanlık’ta ‘Diriliş Günü’ olarak bilinen Paskalya tatilinde gerçekleşmişti. Tabiri caizse yaratılışın numerolojik anlatımı sonrası mumyalar yeniden dirilmiştir. Dirilen mumyaların geçidinden sonra onların modern dünyadaki temsilcisi Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ışıklı ve sütunlu yoldan geçerek gösteriyi izleyeceği koltukta yerini almıştı. İlginç olan Sisi’nin tersten yazılışının da İsis olmasıdır.
22 sayısı tanrısal tesirin yeryüzüne inişinin ve tanrısal kelamın sembolüdür. Kur’an güneş takvimiyle yaklaşık 22 yılda indirilmiş ve ayetlerinin sayısı da 22’nin katlarıdır. Zerdüştçülüğün kutsal kitabı Avesta, 22 bölümden oluşur. 22 sayısı Kabala’nın da sayısıdır. 22 harf ve sesin tanımı olan Yaratılışın Kitabı’nda 22 sayısı her şeyin kuruluşunu içerir. Evren ve yaratılışı Kabala’da 22 harf ve 10 sefirota denk düşecek bir sistemle açıklanır. Mısır’da Sirius B yıldızı İsis yıldızı olarak adlandırılır. Sirius-B yıldızının yarıçapının Güneşimizinkine oranının 22/1000 olduğu yani 0.022 olduğu anlaşılmıştır!
Tüm bu bilgiler ışığında siz hala geçidin sadece Mısır turizmini canlandırmak üzere yapılan bir tören olduğunu düşünü yor musunuz? Emma Jung ve Marie-Louise von Franz, “Bir mit, ritüel içerisinde sergilendiğinde ya da bir masal anlatıldığında ondaki iyileştirici unsur, dikkatini ona yönelten, durumun arketipsel biçimiyle temasa geçen ve bu sayede kendisine bir “düzen vermek” yoluyla ona dahil olup, onun kendisini harekete geçirmesine izin veren kişi üzerinde etkisini gösterir” demişlerdir. Eğer Mısır’daki geçit bir tören değil bir ritüel idiyse bunun dünya planındaki etkisini hep beraber izliyor olacağız. Peki, sizin bu etkinin ne olacağı konusunda bir kehanetiniz var mı?