Favorilerin kazandığı sönük 93. Oscar töreni dedikodu yazarlarına bol malzeme verdi.
En ünlü, en ciddi köşe yazarları bile okuyucu sayısını arttırmak amacıyla magazin yazıları yazıyor. Ben de bu hafta kredime güvenip, hafif, bol dedikodulu bir Oscar töreni yazısında karar kıldım. Uykulu gözlerle tuttuğum notlara bakıp yazdıklarımdan okurlarımın tat alacaklarını ümit ediyorum.
Oscarlı oyuncu Regina King ile başlayan, Steven Soderberg’in bir film gibi tasarladığı iddialı tören son derece sönüktü. Gecenin tüm zamanların ‘en siyahi Oscar töreni’ olduğunu iddia edenler de oldu. Bu yıl izleyici sayısı da dibe vurdu. Geçen yıl pandemiden birkaç gün önce gerçekleştirilen Oscar töreni 23,4 milyon izleyiciyle ‘en düşük izleyici’ sayısını görmüştü.
Bu yıl geçen yıla kıyasla yüzde 58’lik bir düşüşle 9,85 milyon izleyiciyle Oscar tarihinin en kötü reytingini aldı. Yeri değiştirilerek bir tren istasyonuna alınan, sınırlı sayıda davetlinin sosyal mesafeli olarak katıldığı tören hem sinema sektöründe hem de izleyiciden büyük eleştiri aldı.
Venedik ve Toronto Film Festivallerinden ödülle ayrılan filmlerin En İyi Film dalında Oscar’a uzandıkları gerçeği bu yıl da tekrarlandı. Yılın tartışmasız en iyi filmi olan ‘Nomadland’ en önemli ödüllerin üçünü alıp yıla damgasını vurdu. Ondan başlayalım.
Hollywood’da bir Çinli
Ödüle boğulan filmin yaratıcısı Chloé Zhao’nun başarısı doğduğu ülke Çin’de sansürlendi. Pekin doğumlu Zhao’nun başarısı uluslararası basında geniş yankı uyandırırken, Çin’in resmi yayın organları bu başarıyı görmezden geldi. Geceye beyaz spor ayakkabılarıyla katılan Zhao etnik ve sade bir kıyafet giydi. Kavalyesi tüm filmlerinin görüntü yönetmenliğini yapan, üniversite yıllarından beri sevgilisi olan yakışıklı Joshua James Richard idi.
Ödül konuşmasında, büyüdüğü Çin kültürüne atıfta bulunan ve okuduğu bir klasik Çin şiirindeki “İnsanlar iyi olarak doğar” cümlesini söyleyen Zhao “Dünyanın neresine gidersem gideyim tanıştığım insanlardan iyilik buldum” diyerek umut mesajları verdi. Yolda rastladıkları göçebe topluluklarına kendisini yüreklendirdikleri için teşekkür eden Zhao, ‘En İyi Film Oscarını almak için sahneye altı arkadaşıyla çıktı. Filmin yapımcıları Frances McDormand, Chloé Zhao, Peter Spears, Dan Janvey, Molly Asher ve Jessica Bruder, Oscar tarihinin en şanssız yatırımcıları oldular. Film sadece dokuz ülkede vizyon şansı buldu.
Frances McDormand
Bir bağımsız film festivalinde Chloé Zhao ile tanışan Frances McDormand, ‘beraber bir film yapalım’ teklifinde bulundu. Nitekim Jessica Bruder’in kitabını getiren McDormand, projenin başlama vuruşunu yaptı. Vanessa Kirby, Carrey Mulligan gibi iki güçlü rakibesini geride bırakan McDormand üçüncü Oscar’ını aldı. Kocası Ethan Coen ile töreni takip eden sanatçı bilinen sadeliği ve olgunluğuyla öne çıktı. Konuşmasında “Omuz omuza kalabalık salonlarda film izlemeyi özlüyorum” diyerek sinemaseverlerin arzularına tercüman oldu.
En İyi Yönetmen Ödülü ile C. Zhao Oscar tarihine bu ödülü alan, beyaz ırktan olmayan ilk kadın olarak geçti. Bu ödülü alan ikinci kadın yönetmen olarak da tarihe geçti. (Evvelce bu ödülü ‘The Hurt Locker’ ile Kathryn Bigelow almıştı).
Hopkins tercihi sevindirdi
En çok sayıda Oscar adaylığı olan ‘Mank’, on adaylığın ancak ikisini ödüle çevirebildi. David Fincher, üçüncü adaylığından da eli boş döndü. Artık ‘sinematografi’ adı altında verilen görüntü yönetmenliğinde ödülü kazanan Eric Masserschmith, “Keşke bu heykel beşe bölünebilseydi” diyerek rakiplerini onore etti. İkinci Oscar Ödülü, ‘Mank’ın yapım tasarımı ve set dekorasyonu ekibine gitti.
Antony Hopkins
Hakkedilen ödüllerin başında gelen En İyi Erkek Oyuncu’da, 83 yaşındaki duayen Anthony Hopkins ‘The Father’ ile bu ödüle uzanan en yaşlı isim oldu. Hopkins Londra’da olduğu için ödülü onun adına takdimci Joaquin Phoenix aldı. Ancak gecenin son ödülünün sahibi Hopkins ile bağlantı kurulmaması heyecansız finale gölge düşürdü. Phoenix’in zarftan ödülü kazananı okuduktan sonra ekranda beliren Hopkins’in siyah-beyaz fotoğrafıyla iş geçiştirildi. Tek teselli, filminin ardından hayatını kaybeden Chadwick Boseman’a zoraki bir ödül verilmeyip, kariyerinin belki de en iyi performansını çıkaran Hopkins’in tercih edilmiş olması. Ölümünden sonra Oscar’a layık görülen iki erkek oyuncu, ‘Network’ ile Peter Finch ve ‘The Dark Knight’ ile Heath Ledger. Oscar tarihinde ilk kez En İyi Film Ödülü finalde verilmeyerek En İyi Erkek Oyuncu Ödülüyle gecenin noktalandı.
‘The Father’ın yaratıcısı ünlü Fransız oyun yazarı Florian Zeller, 2012’den beri oynanan tiyatro oyunundan sinemaya uyarladığı, kariyerinin ilk yönetmenlik denemesinde, En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar’a uzandı. İzleyicisini demanslı bir beynin karanlık dehlizlerinde bir geziye götürdüğü filmde, Zeller’in Oscar’lı İngiliz usta Christopher Hampton’u senaryo yazılımına ortak etmesi semeresini verdi. İkili ödülü paylaştı. Paris’ten bağlanan Fransız sanatçı, Brad Pitt’i bile gölgede bırakacak yakışıklılığıyla dikkat çekti.
En İyi Uluslararası Film dalının beş adayı da ödülü hak eden kalitedeydi. Aralarından sıyrılan Danimarka temsilcisi ‘Another Round’ oldu. Film, pandemiye rağmen ülkesinde gişe rekoru kırarak hem 2020’de, hem de Thomas Vinterberg’in en çok izlenen filmi olmayı başardı. Yönetmen 19 yaşındaki kızı İda için filmde Mad Mikkelsen’in kızını canlandıracağı bir rol yazmıştı. İda, çekimler başlamadan trajik bir trafik kazasında hayatını kaybetti. İda’ya adanan filmin bazı sahnelerinde İda’nın okul arkadaşları yer aldı ve okulda geçen sahneler İda’nın sınıfında çekildi.
Thomas Vinterberg ödülünü alırken trafik kazasını, araba kullanırken cep telefonunu kurcalayan bir sürücünün yaptığını söyledi. Filmde dört öğretmenin, hayatlarını az miktarda aldıkları alkolle sürdürerek bu sayede daha sosyal olacaklarını öne süren teoriye dayanıyor. Alkolün dozunun gittikçe arttığını izlediğimiz filmin çekimlerinde hiç alkol tüketimi olmadığı açıklandı. Bale akademisinden mezun Mad Mikkelsen dokuz sene boyunca profesyonel dansçılık yapmıştı. Filmdeki danslarıyla sıkça gündeme gelmişti. Filmdeki karakterlerden birinin karısını oynayan Helen R. Neuman gerçek hayatta Vinterberg’in eşi.
E. Fennel’i tanımakta zorlandık
‘The Crown’ dizisinden Emerald Fennell’e Prens Charles’ın seksi sevgilisi Camilla Parker rolünden aşina olanlar, İngiliz sanatçı Orijinal Senaryo dalının Oscar galibi olarak sahneye çıktığında gözlerine inanamadı. 36 yaşındaki sanatçının hamile haliyle, dizinin seks sembolü Camilla ile yakından uzaktan benzerliği yoktu. Hamileliğinde bir hayli kilo aldığı görülen Fennell’in sinema için yazdığı ilk senaryo ile sinema sanatının dalındaki en büyük ödülüne uzanması büyük başarıydı.
İlk kez kamera arkasına geçtiği ‘Yetenekli Genç Kadın / Promising Young Woman’ için yazdığı özgün, kaliteli ve feminist senaryoya Akademi kayıtsız kalmadı. Film, en iyi arkadaşının tecavüze uğramasından sonra, dayanışma adına okulu bırakan genç bir kadını odağına alıyor. Tacizcilerin peşine düşerek intikam alan kadının öyküsünde, Fennell izleyiciyi ters köşeye yatıran gerçekçi bir final yazmış.
‘Metalin Sesi / Sound of Metal’, altı adaylığından ikisini ödüle çevirmeyi başardı. Sağırlığa adım adım yaklaşan genç bir davulcunun duyduğu kadar ses volümünden oluşan filmin Ses Kurgusu Oscar’ın favorisiydi. Nitekim kalabalık kadrolu ses teknisyenleri hakları olan ödüle ulaştılar. Darius Marder sessizlik, bağımlılık, yüzleşme ve sağır olmayı öğrenme üzerine yaptığı dramda, duygu sömürüsü tuzağına düşmeden başarılı bir iş çıkarıyor.
Filmin Kurgu dalında ikinci Oscar’ını kazanan Danimarkalı Mikkel Egnielsen, Chloé Zhao’nun aday olduğu dalda geride bırakma başarısını da gösterdi. Kendisi de Vietnam gazisi olan Paul Raci filmde işitme yeteneğini Vietnam’da kaybetmiş bir karakteri canlandırıyor. Annesi-babası işitme engelli olan Raci, Oscar töreninde aslan yelesi sarı saçları ve siyah ojeli elleriyle dikkatleri çekti.
Rus ve Polonya Yahudi’si bir anne-babanın kızı olan Marlee Martin (56) sağır olduğu için bir ödülü işaret diliyle sundu. ‘Children of a Lesser God’ filmiyle bir engelliyi canlandıran M. Martin hem Oscar hem Altın Küre ödüllerini kazanmıştı.