José Reinaldo de Lima korkusuz biri. Korkusuz olduğu için de düşündüklerini, inandıklarını söylemekten hiçbir zaman çekinmedi; kariyerini ve hayatını etkilese bile.
Küçük çocukların saygı kavramaları zaman alabilir. Bu yüzden çekinme duyguları da oluşmayabilir. Yani, hiç çekinmeden akıllarına gelenleri istedikleri gibi, istedikleri kişilere söylerler. Ama büyüdükçe hem saygı hem de korku kavramlarını öğrenip çekinmeye başlarlar. Belli bir yaştan sonra da herkesin söylemekten çekindikleri oluşur. Kimileri birilerine saygı duyduğu için, kimileri birilerini incitmek istemediği için, kimileri ise birilerinden korktuğu için düşündüklerini söyleyemez. José Reinaldo de Lima ise korkusuz biri. Korkusuz olduğu için de düşündüklerini, inandıklarını söylemekten hiçbir zaman çekinmedi; kariyerini ve hayatını etkilese bile.
Reinaldo Lima zamanının çoğu efsanesi gibi Brezilya’da dünyaya geldi. 1957 doğumlu futbolcu, çok küçük yaşta futbolla ilgilenmeye başladı. Hatta küçükken o kadar iyi futbol oynuyormuş ki arkadaşları onu zorla kaleye koyuyormuş. O gene de kaleden çıkıp herkese çalımlar atarak rakip kaleye gidip gol atabiliyormuş. Daha 10 yaşındayken Reinaldo bu kadar yetenekliymiş.
14 yaşında ilk takımına katılan Reinaldo, 16 yaşında kendini Clube Atlético Mineiro’da buldu. Reinaldo, buradaki ilk maçlarından birinde Flamengo’ya karşıydı. O zamanlar Flamengo’da, henüz 20 yaşında olan, Zico oynuyordu. Zico, maçın ardından Reinaldo’yu “Geleceğin Pele’si” olarak tanımlamıştı. Fenerbahçe’de lig şampiyonluğu gören ve Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynatan Zico hâlâ, Reinaldo’nun geçirdiği sakatlıklar olmasa, dünyanın en iyisi olabileceğini savunuyor.
Geçirdiği sakatlıklara rağmen, Reinaldo çok başarılı bir futbolcuydu. Atlético Mineiro’da oynadığı 13 yıl boyunca 255 gol attı. Kulüp tarihinin en çok gol atmış oyuncusu olmakla beraber, 1977 sezonunda 18 maçta 28 gol atarak ligin en iyi maç başında-gol oranına ulaştı. Öyle bir oyuncuymuş ki, rakip takımın taraftarları bile onu izlemeye maçlara gelirmiş, hatta bazen gol yiyen takımın taraftarı bile Reinaldo’nun attığı gollere sevinirmiş. Bir keresinde, rakip takımın defans oyuncularından biri bile Reinaldo ile attığı golü kutlamış. Futbolculuk yetenekleri ve pozitif kişiliği ile herkesi etkilemeyi başarabiliyordu. Kendisi de futbolu “ülkenin problemlerinin unutulduğu yer” olarak tanımlıyordu. Ne yazık ki, ülke politikası hakkındaki düşünceleri, kariyerini de etkilemişti.
Hükümete karşı yumruk
1978 Dünya Kupası Arjantin’de oynanıyordu. Reinaldo’nun parçası olduğu Brezilya Milli Takımının ilk maçlarından biri İsveç karşısındaydı. 1-0 mağlup durumdayken Reinaldo durumu 1-1 yapan golü attı. Sonra aniden durdu ve sağ yumruğunu havaya kaldırdı. Bu yumruk rakibine karşı değil, hükümetlere karşıydı. Reinaldo, sıkça bahsettiği ülke problemlerine tepki gösteriyordu. Brezilya’daki askeri hükümete ve Arjantin’deki diktatörlüğe karşıydı. Bu yumruk, Reinaldo’nun ilki de değildi. Daha önceden 1977 sezonu boyunca bu sevinci Brezilya’daki hükümete karşı gelmek için yapmış, hatta ligde men cezası yemişti. Dünya Kupası’nın öncesinde Brezilyalı bürokratlar Reinaldo’yu uyarmıştı. Yumruğu yapmaması gerektiği ve yaparsa kötü sonuçları olacağı kendisine hatırlatılmıştı. Bürokratların unuttuğu bir şey vardı: Reinaldo korkusuz biriydi. Bu hareketiyle beraber Reinaldo birçok ölüm tehdidi aldı ve Dünya Kupası kadrosundan çıkarıldı.
Reinaldo, bir kez daha 1982 Dünya Kupası kadro seçimlerinde sorun yaşadı. Ligde gol kralı olmasına rağmen, Teknik Direktörü Tele, onu takıma almadı. Bunun sebebi ise, Reinaldo’nun eşcinsel olduğu düşünülen radyo sunucusu Tutty Maravilha ile arkadaşlığıydı. Ayrıca, Reinaldo’ya göre Tele onun bir “entelektüel yerine futbolcu” olmasını istiyordu.
Hayatının ilerleyen yıllarından birkaç sakatlık ve operasyon geçirerek futbolculuk kariyerini bıraktı. Hâlâ takım arkadaşları ve ünlü futbolcu Socrates’le beraber Brezilya’daki köylere yardım etmeye gidiyordu. Ayrıca aktif olarak hükümete, kapitalisme ve orduya karşı konuşmaya devam ediyor.
Uyuşturucudan meclis üyeliğine
Yıllar sonra, Reinaldo bir kez daha Brezilya hükümetini karşısına aldı. Aldığı ölüm tehditleri ve yaşadığı sakatlıklardan dolayı üstünde büyük bir stres vardı. Bu stres beraberinde uyuşturucu kullanımını getirmişti. Reinaldo’nun uyuşturucu kullandığı biliniyordu ama 1997’de başka bir haber manşetlerde yerini aldı. Brezilya polisi Reinaldo’yu uyuşturucu kaçakçılığı yapmakla suçladı. Bir süre sonra, polisin elinde delil olmadığı ve sadece bir söylentiye göre Reinaldo’yu suçladığı ortaya çıktı.
2000’lı yıllarda, Reinaldo kendini geliştirmeye hedef biçti. Önce uyuşturucu kullanmayı bıraktı, ardından meclis üyesi oldu, sonra da üniversitede gazetecilik bölümü bitirdi. Her zaman istediklerini söyledi. Hiçbir zaman kimseden çekinmedi ve hep inandığı şeyleri yaptı. Yaşadığı ülkenin hükümeti, teknik direktörleri ve basının tamamı ona bir hayat yaşatmaya çalıştı ama o direndi. Hep inandığını savundu.