Foodish organizasyonu ile Tel Aviv Üniversitesi içerinde yer alan ANU (Eski Beit Hatfutsot) Müzesinde, dünya mutfaklarının tanıtılacağı ve bir sene boyunca her ay devam edecek olan ´Yemek Sohbetleri´nin ilki 28 Mayıs Cuma sabahı gerçekleşti.
Dünya mutfakları üzerine gerçekleşen ilk sohbette, yemek kültürü araştırmacısı, yemek köşe yazarı, gazeteci Roy Yerushalmi, ünlü Şef Avi Bitton’u ağırladı. Roy Yerushalmi Türk yemeklerini ve İsrail’deki Türk mutfağının etkilerini tanıtıcı bir konuşma ile etkinliğe başladı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden İsrail'e göç eden Yahudiler kendileri ile birlikte kimliklerinin bir parçası olan yemeklerini de getirdi. İsrail ile oldukça eski bir tarihi olan Türk mutfağı birçok kültürü de içeriğinde yansıtıyor.
Anne tarafından Mersin asıllı Şef Bitton, Yerushalmi’ye aile mutfağını ve mesleğini anlattı. Genç yaşta yemek işine gönül veren Bitton annesinin oldukça kalabalık bir aileye gündelik pişirdiği yemeklerin yanı sıra, bayram yemeklerini Fas kökenli babasının pişirdiğini belirtti ve anılarını paylaştı. Bitton, deniz kenarı bir şehir, küçük fakat rengârenk bir liman kenti olan Mersin'in mutfağında denizin çok etkisi olduğunu, bugün artık profesyonel bir şef mutfağı sahibi olmasına rağmen rahmetli annesinin dolmalarını, bamya, bulgur, pırasa köftesini kimi zaman mizahla kimi zaman da duygulanarak anlattı. Akdeniz ve modern İsrail mutfağının öncülerinden olan Şef Bitton uzun yıllar ünlü restoranlarda şeflik yaptıktan sonra günümüzde kendi işlettiği Cafe Popular’de ve birkaç şehirde babasının ninesinin ismi olan Sulika adıyla sunduğu Deli/şarküteri dükkânlarında evinden ve annesinden günümüze taşıdığı kimliğini, tüm lezzetleriyle müşterilerine sunuyor.
Bitton ve Yerushalmi
Roy Yerushalmi, bir İspanya gezisi esnasında, gece geç saatlerde açık buldukları ufak bir kantinde, evinde sık sık pişen ve Türk Sefarad evlerinde halen aynı isimle anılan patates yemeği ‘Patatikas Koças’ yediklerinde duyduğu heyecanı paylaştı. Yerushalmi, “İşte bu ufak olay ve 500 yıl geçse bile hala bu yemeğin evimde pişmesi, bu kadar eskiye dayanan bir kimliğin kalıntısı, beni yemek kültürü araştırmalarına yönelten etken oldu” dedi.
Yerushalmi ve Bitton daha sonra gitgide gelişen zengin Türk mutfağının İsrail mutfağındaki etkilerini paylaştılar. Üniversitede yemek kültür tarihi üzerine doktoraya hazırlanan Yerushalmi, İsrail’de eskiden sadece börekle tanınan Türk mutfağının bugün neredeyse İsrail’de bir milli tatlıya dönüşen muhallebinin yanı sıra dolma çeşitlerinin, su böreğinin ve pırasa köftesinin de birçok ünlü şefin menülerinde yer aldığını belirtti. Muhallebinin 1948 yıllarında Yafo'ya yerleşen Türk Yahudileri tarafından getirildiğini, eskiden seyyar satıcılar tarafından sokakta satıldığını ve son yıllarda oldukça popüler bir yer edindiğini anlatan Yerushalmi, su böreğinin de aynı şekilde yerel mutfakta yer edindiğini belirtti. Sohbet sonunda davetliler kendilerine sunulan şarap eşliğinde Avi Bitton'un hazırladığı yalancı dolma, cacık ve lezzetine doyum olmayan pırasa köfteleri ile uğurlandılar.