Amerika'dan gelecek finans dalgalarına dikkat

Yatırımcılar bu sıra Amerikan verilerine daha çok dikkat etmeli. Zira küresel fiyatlamaların değişeceği bir iklime giriyoruz.

Ekonomi
2 Haziran 2021 Çarşamba

Evren Devrim Zelyurt

Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) 2020 yılının şubat ayında 4,1 trilyon dolarlık bir varlığı bulunuyordu. Salgının tüm dünya ile Amerikan ekonomisini vurması FED’i harekete geçirdi. Mükemmel bir zamanlama ile FED toplam varlıklarını 2020’nin Haziran ayına geldiğimizde 7,1 trilyon dolara, 26 Mayıs 2021 itibari ile de 7,9 trilyon dolara kadar çıkardı. FED ekonomiye para vererek firmalarının ayakta kalmasını sağladı.

Amerika’da salgın başlarda çok kötü gitti ancak aşı programının hızlı yürütülmesi ile ekonomi ilk şoku üzerinden attı ve toparlanmaya başladı. Ancak parasal genişleme kaçınılmaz olarak karşımıza enflasyonu çıkardı. Nisan ayında tüketici fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,2 oranında arttı. Veriler yıllık bazda ABD'de enflasyonun 2008'den bu yana en yüksek seviyeye çıktığını gösterdi.

Enflasyonun yukarı çıkması ile beş yıllık Amerikan tahvil faizi nisan ayında % 0,98’i, on yıllıklar ise % 1,77’yi gördü. Bu faizlerin şubat ayında sırasıyla % 0,40 ve % 1,04 olduğunu unutmayalım.

Enflasyon nedeni ile faizlerin yukarı gitmesi dolara güç veriyor. Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerde kur üzerinde büyük baskılar yaratıyor. Türkiye’de aynı dönemde iç etkilerle beraber dolar kurunun 7’den 8,50 seviyesine yükseldiğini unutmayalım.

Amerikan enflasyonuna bağlı yükselen faizlerin altın ve borsaya iyi gelmeyeceğini de eklemek gerek. Ancak beş yıllıkların son iki ayda % 0,80 seviyesine oturmuş olması ve FED yetkililerinin enflasyonun kalıcı olmayacağı yönündeki açıklamaları, altın ve batı borsalarına çıkış için güzel bir alan açtı. Peki, bu durum devam eder mi?

Bu sorunun kaynağında ABD Başkanı Joe Biden’ın 2022 yılı için teklif ettiği 6 trilyon dolarlık dev bütçe var. II. Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük federal harcama olacak bütçenin kısa vadede borsalara iyi geleceğini söyleyebiliriz. Fakat orta vadede Amerika’daki enflasyonu FED üyelerinin dediği gibi geçici bir durum olmaktan çıkarabilir. Bu senaryoda şimdi % 1,58 olan on yıllıkların % 2’yi aşması gündeme gelebilir. Böyle bir fiyatlama ise finansal sistemi derinden etkileyecektir.

Nisan ayında karşımıza çıkan enflasyonda ABD’de direkt vatandaşa verilen, hızla tüketime dönen yardımların rol oynadığı muhakkak. Ancak Biden’ın devasa bütçesi altyapı yatırımlarını içeriyor. Yani fiyatlamaya etkisi daha gecikmeli olabilir. Buna rağmen yavaş bir artış olsa da enflasyonun faiz yoluyla gelişmekte olan ülkelere sert dalgalar şeklinde çarpacağını söyleyebiliriz.

Sözün özü: Sıkı tutunmak gerek.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün