NE GÜZEL DENİZİMİZDİN SEN MARMARA

Toplum
17 Haziran 2021 Perşembe

Hülya Deniz

Yeditepeli şehrimizin müstesna varlığı, ülkemizin sahip olduğu üç iç denizden biri olan Marmara Denizinin başına gelenler hepimizce malum. Senenin başında başlayan ve dört aydır bizleri üzen müsilaj oluşumu, İ.Ü Deniz Bilimleri Fakültesinden Dr.Yavuz Örnek’in yaklaşımına göre global değil bölgesel bir problemdir. Kirliliğin başlıca sebep olmadığına İzmit Körfezindeki kirliliği örnek gösteren Örnek, kirlilik olmasa elbette salya olmayacağını belirtmekle birlikte yakın geçmişte Batum,da oluşan depremlerden sonra artık fay hattında yer alan Karadeniz’de, 2 şiddetinin altında oluşan depremler ve ultrason ses dalgalarının yarattığı etkiyle burada yer alan hidrojen sülfür gazlarının Karadeniz’den yüzeye çıkması sonucu bu bakteriyel ortamı oluşturduğunu belirtmekte.

İnsanoğlu bütün bu teknik bilgilerin yanında aynı zamanda duygusal da bir varlık. Marmara Denizi ile ilgili izlediğimiz videolar ve gördüğümüz fotoğraflar bizi derin bir hüzne ve adeta bir yasa bürüyor. Çevresel, geri döndürülemez bir kaybın yasını tutmak için kullandığımız solastalji (solastalgia) sanırım içinde bulunduğumuz duygu durumunu en iyi anlatan kelime. Bu kavramı ilk kez 2005 yılında Filozof Glenn Albrecht iki Latince kelimeyi, solacium (teselli,avunma) ve notalgia  (geçmişe,eve duyulan özlem) kelimelerini birleştirerek oluşturmuş. Her ne kadar en başta ‘evdeyken bile evi özlemek ‘gibi adlandırıldıysa da bu kelime spesifik bir çevresel terim. Soyu tükenmekte olan dağ keçilerinin avlanmasından masmavi Marmara’mızın ölümünü izlemeye, endemik bir bitkinin son kökünün sökülmesinden, yüzlerce yıllık ağaçların yakılmasına kadar içimizi yakan duygular solastaljiye örnek verilebilir.

Bu duyguyu tümüyle sağaltmak mümkün olmasa da üzüntümüzü paylaşıp destek almak ve yas duygumuzu, eko-kaygımızı (eco-anxiety) bizim gibi düşünen insanlarla barışçıl bir itiraz etme ve hesap sorma eylemine dönüştürme tutumuyla bu sorunla baş etmemiz daha kolay olacaktır.

Yine Dr Yavuz Örnek’ten her şerde bir hayır olacağına dair bir bilgiyle yazımı bitirmek istiyorum. Eğer ilgili makamlar gerektiği kadar ciddiyetle bu işi ele alırlarsa bir araya toplanmış pisliklerin temizlenmesi daha kolay olacağından belki de öncekinden çok daha temiz ve parlak Marmaramıza kavuşabileceğiz. Ne dersiniz? Kavuşabilecek miyiz?

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün