Emrah Cebecioğlu / Vergi Saati
Geçen haftaki yazımızda 7326 sayılı kanunun genel hatları ile getirdiklerini ele almış ve ilerleyen haftalarda kanunun özelinde sağladığı avantajlardan bahsedeceğimizi belirtmiştik. Bugün kanaatimce kanunun en önemli maddelerinden biri olan 11. maddenin getirdiklerine değineceğiz. 7326 sayılı kanunun 11. maddesi ile 213 sayılı vergi usul kanunun geçici 31. maddesine eklenen hüküm uyarınca bilanço usulüne tabi olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine aktiflerinde kayıtlı olan taşınmaz ve duran varlıkları belirli şartlar altında yeniden değerleme imkânı vererek bilançolarını düzeltme olanağı tanındı.
Ülkemizde ne yazık ki halen vergi muhasebesi yapılmakta ve şirketlerin mali tabloları Vergi Usul Kanunu ile buna dayanarak çıkarılan muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ uyarınca hazırlanmakta. Vergi usul kanunun değerleme hükümlerindeki özellikle yeniden değerlemeye ilişkin eksiklikler sebebiyle, bilanço aktifindeki varlıkların gerçeğe uygun değeri ile gösterilmesi söz konusu olmamaktadır. Bununla birlikte ülkemizdeki enflasyonist ortam ve kurdaki dalgalanmalar sebebiyle maliyet bedeli ile kayıt altına alınmış olan varlıkların gerçek değeri maliyet bedelinden çok daha yüksek olmasına rağmen; maliyet bedelinin düzeltilememesi sebebiyle pek çok işletme kaydı değerler üzerinde öz kaynaklarını kaybetmiş ve bu nedenle başta kredibilite olmak üzere hayli sorunla karşı karşıya kalmakta ve kayıtlar üzerinde iflas durumu söz konusu olabilmektedir. Ancak ilgili kanunun 11. maddesi ile bilanço aktifine kayıtlı duran varlıklar gerçek değerine taşınarak bahsettiğimiz sorunları çözebilme imkanı tanınmıştır.
Taşınmaz ve duran varlıkların yeninden değerlemesi için son başvuru tarihi 31.12.2021. 09.06.2021 tarihi itibariyle aktife kayıtlı olan duran varlıklara yeniden değerleme imkânı tanındı. Fakat daha önce sat geri kirala ve kira sertifikası ihracında kullanılmış olan duran varlıklar için yeniden değerleme yapılamayacak. İşletmeler yeniden değerledikleri duran varlıkları için aktife kayıtlı net defter değerleri ile yeniden değerlenmiş tutar arasındaki fark üzerinden yüzde 2 oranında vergi ödeyecek. Hesaplanan vergi üç eşit taksitte ödenecek ve ilki beyanname verme süresi içinde, takip eden taksitler ise beyannamenin verildiği ayı izleyen 2. ve 4. ayın sonunda ödenecek. Yeniden değerlenen bu iktisadi kıymetler için amortisman yeni değeri üzerinden hesaplanacak. Değerleme farkı bilanço pasifinde ‘522-Maddi Duran Varlık Yeniden Değerleme Artışları’ hesabı içerisinde takip edilecek ve sermayeye eklenmek dışında işletmeden çekilmesi söz konusu olmayacak.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere kanunun bu hükmü işletmelere bilançolarını düzeltme imkânı tanıdığından büyük bir avantaj sağlamakta. Ancak uluslararası muhasebe standartlarını, ülkemizdeki enflasyonist ortamı ve kur baskısını baz aldığımızda aslında işletmelerin kayıtlarında bulunan duran varlıkları gerçek değerine getirmek ve bilançolarını düzeltmek için yüzde 2 oranında vergi ödemek zorunda kalmaların da ne kadar doğru bir uygulama olduğunun tartışılması gerek. Olması gereken Vergi Usul Kanununda yapılacak bir düzenleme ile bu güncellemelerin sürekli olarak üzerinden herhangi bir vergi alınmadan yapılmasını sağlamaktır. 7326 sayılı kanunun getirdiklerini incelemeye devam edeceğiz. Bütün okurlarımıza en içten saygı ve sevgilerimle.
Not: Geçen haftaki yazımla ilgili bir düzeltme yapmak istiyorum. Yazıda matrah artırımından faydalanan mükelleflere 18 taksite kadar ödeme imkânı sağlandığını belirtmiştim. Bu düzenleme sadece yapılandırmadan faydalanan mükellefler için getirilmiş olup, matrah artırımından faydalanan mükellefler azami altı eşit taksitte ödeme gerçekleştirecekler. Düzeltme için okurumuz, sevgili akrabam ve meslektaşım Ceki Caen’e sonsuz teşekkürler.