Yeni Medya ile oluşan yeni kamusal alanda iletişim özgürce gerçekleşiyor. Eşit şartlara sahip kamuoyu hem bilgiye ulaşmakta hem de eleştirmekte serbest, iletiler anında hedefe ulaşıyor.
Günümüzde iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişme ile birlikte geleneksel medyada değişim meydana geldi. Küreselleşmenin de etkisi ile geleneksel medya yerini yeni medya uygulamalarına bıraktı. Gelişen ve genişleyen bu dönemde hayatımıza giren sosyal medya dünya nüfuslarının hemen hepsinde kabullenildi. Yeni iletişim araçlarındaki bu yapısal değişim bloglar, sosyal medya platformları, sosyal ağlar gibi yeni nesil çevirimiçi konseptlerle daha fazla kullanıcının erişimine olanak sağlamakta. Daha önce var olan televizyon, radyo gibi geleneksel kitle araçlarının etkin olduğu sistemde kullanıcılar sadece okuyucu olup paylaşım yapmıyor, bilgi aktarımında bulunmuyor ve geleneksel kamusal alanda fikirlerini özgürce ifade edemiyordu. Ancak sosyal ağlar sayesinde kullanıcılar yeni bir kamusal alan yaratarak paylaşmak istediği fikirleri içerik, zaman ve mekâna bağlı kalmadan internetin olduğu her alanda paylaşabilmekte. Google, Facebook, Twitter, Instagram, YouTube gibi alanlar sayesinde kamusal alanın yapısal dönüşümü gerçekleşti ve bilgiler aktif hale getirilerek gruplar, kişiler arası diyalog ve paylaşımlara zemin hazırladı.
Toplumsal değişimler
Teknolojinin gelişmesi ve kitle iletişim araçlarının yeni boyut kazanmasıyla bireylerin yaşam tarzlarında, alışkanlıklarında ve tüketim sürecinde farklılıklar meydana geldi. Bu farklılıklar kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasal alanlara da yansıdı. Manuel Castells’in ‘Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür’ adlı üç ciltlik eserinde belirttiği gibi bilişim ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen değişim ve gelişmeler toplumu ve toplumsal yapıları dönüştürerek geleneksel iletişim şeklimizde de farklılıklar oluşturdu. Bu bağlamda yeni kamuoyu oluşmakta ve sosyal hareketlenmeler meydana gelmektedir. Castells, ‘İsyan ve Umut Ağları’ adlı kitabında bu yeni toplumsal hareketlenmelerin toplumun geniş kesimlerinde büyük destek bulmasını teknolojinin bu hareketlerin dinamiklerinde oynadığı önemi değerlendirir. İnternet sayesinde bir araya gelen bireylerin içinde bulundukları durumu değiştirmek için birbirlerinden güç alarak korkunun aşılması ile sanal ortamda başlayan hareketlilik yansımasını sokaklarda bulmuştur. Tunus’ta yaşanan olayların koordinasyonunda Twitter’ın oynadığı rolün, İzlanda’da yaşanan olaylarda, Mısır’da başlayan ve diğer Arap ülkelerine yayılan hareketlenmelerin temelinde internet ve kablosuz iletişim teknolojilerinden yapılan çağrıların toplumsal hareketlerin oluşmasında etkili olduğunu açıkça ortadadır.
Tarihsel süreç içerisinde iletişim araçları ve iletişim kanalları çeşitlenerek farklılık gösterdi ve teknolojinin gelişmesiyle de yeni iletişim teknolojileri ortaya çıktı. İnsanın sosyalleşmesinin en önemli unsurlarından biri olan iletişim, özünü koruyarak yeni bir kamusal alan olarak adlandırdığımız sanal ortamda gerçekleşmeye başladı. Devlet -toplum arasındaki iktidar paylaşımını düzenlemede de yeni kitle iletişim araçlarının rolü bugün açıkça görülmektedir. Bireyler devlet yöneticileri ile ilgili kişisel kanaatlerini özgürce gerek görsel gerekse sembollerle internette, Twitter, Instagram gibi yeni medya araçları aracılığıyla özgürce ifade edebilmektedir.
Sosyal medya ve demokrasi
Sanal ortamda gerçekleşen bu tarz ifade özgürlüğü Franfurt okulu eleştirmenlerinden Alman filozof Jürgen Habermas’ın eleştirel yaklaştığı kamusal alanın olumlu dönüşümüne örnek teşkil eder. Artık 17. ve 18. yüzyıllardaki kahvehane sohbetleri yerini ağ toplumuna bırakarak demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan katılımcı karakterini ortaya koymaktadır. Antik Yunan’dan günümüze kadar kamu, kamuoyu, kamusal kimlik, kamusal alan, kanaat oluşumu gibi kavramlar Aristo, Plato, Rousseau, Lock, Mills, Foucault gibi farklı düşünürlerin kuramları ışığında kamusal alanın varlığını tüm demokrasilerde olduğu gibi basın özgürlüğü ve düşünceleri bildirme haklarının kullanılması gerekliliği önemle vurgulanmıştır. Ancak zamanla küreselleşme ve sanayileşmenin de etkisiyle kent mekanlarının toplumun iletişimi açısından önemini kaybetmesi ve Noam Chomsky’nın ifade ettiği gibi iktidar-medya çıkar ilişkilerinin ön plana gelmesi gibi olgular ortaya çıktı. Rızanın suni imalatı gibi böyle umutsuz bir yapıdan MacLuhan’nın Küresel Köyüne, Manuel Castells’in Ağ Toplumuna yani yeni medya ile oluşturulan yeni bir iletişim platformu olan akışların uzamına geçiş yapıldı. Zaman ve mekandan bağımsız bu sanal ortam bireylere olan katkısı ve demokrasinin işlevselliği açısından oldukça önemlidir.
Yeni Medya ile oluşan yeni kamusal alanda iletişim özgürce gerçekleşmekte ve eşit şartlara sahip kamuoyu hem bilgiye ulaşmakta hem de eleştirmekte serbest olmanın verdiği rahatlıkla iletiler anında hedefe ulaşmaktadır. Bu iletilerin doğru algılanması ve bir güven unsuru oluşturması için iletişimsizlikten sakınıp uzlaşma yoluna gidilen aşamaların önemi her geçen gün daha fazla fark edilmekte. Yeni medya iletişim araçları (Facebook, Twitter, Instagram, YouTube) bilgiyi iletmekle kalmıyor bilginin kabul edilmesi için kanıtları da anında kamuoyuna sunabiliyor. Amerika’da meydana gelen olayda George Floyd’un maruz kaldığı şiddetin resimlerinin anında sosyal medyadan kitlelere sunulması ve söz konusu fotoğrafları çeken Darnella Frazier’ye cesaretinden ötürü ABD’nin en prestijli gazetecilik ödülü olan Pulitzer Ödülünün verilmesi iletişimin artık farklı bir boyutta seyrettiğinin bir kanıtıdır.
Sosyal medya, bilgiye ulaşımın kolay, ucuz ve hızlı bir yolu olan internet sayesinde, toplumu pasif mesaj alıcısından üreten, yorumlayan ve eyleme geçiren aktif katılımcıya dönüştürdü. Eğitim, ticaret, gazetecilik, eğlence gibi alanlar kablosuz ağ teknolojisi ve cep telefonu teknolojilerindeki yeniliklerle farklı bir medya platformuna (Facebook, Twitter, Instagram, YouTube) taşınarak iletişimin daha geniş alanlara yayılmasına olanak sağladı. Hayatımıza giren sosyal ağ paylaşımlarının sadece haber ve bilgi sağlama aracı olmadığı kamusal ilişkilerin gerçekleştiği, insanların fikirlerini serbestçe ifade ettiği bir platform oldu. Bu oluşan yeni platform ideal bir kamu alanı oluşumuna gidilen yolda ‘öteki’nin kabul edildiği, dezenformasyonun engellendiği ve basmakalıpların yok edildiği iletişim ve ifade özgürlüğünü destekleyici yeni bir yapılanmaya zemin hazırlamakta. Çok kültürlü bir çevreye sahip küresel bir ortamda yaşamak ve farklı kültürleri anlamak için bir arada yaşamayı öğrenmemiz gerekmektedir. Yuval Hariri'nin ‘Sapiens’ kitabında insanın evrimini açıklayarak belirttiği gibi, hepimizin var olabileceği ve barışçıl yollarla iletişim kurabileceği daha iyi bir ortam yaratmak için uygarlık seviyesinde gelişmeli ve ilerlemeliyiz.