Beatie Deutsch, 2016 yılında Kudüs Yarı Maratonunu altıncı olarak tamamladı. Onu gören biri, koşmaya sadece dört ay önce başladığını asla tahmin edemezdi. Deutsch, bir yıl sonra, beşinci çocuğuna yedi aylık hamileyken, Tel Aviv Maratonu’nu tamamladı.
ABD doğumlu bir İsrailli ve Ortodoks bir Yahudi olan Deutsch koşarken dahi dini kurallara riayet ederek, sıradan bir sporcudan beklenmeyecek şekilde, başörtüsü, taytı üzerine dize kadar etek ve dirseklerine dek kapalı bir üst giyiyor.
Deutsch, ileriki yıllarda, ilk yarışından sadece birkaç yıl sonra, 2018 yılındaki Kudüs Maratonu’nda birinci geldi. 2019 yılında Tiberya’da yapılan İsrail Ulusal Şampiyonlar Maratonu’nu kazanan Deutsch, kısa sürede İsrail’in ulusal maraton ve yarı maraton şampiyonu haline geldi. Tüm bu başarıların yanı sıra, dünyadaki kadın koşucular sıralamasında ilk seksen arasına girerek 2020 Tokyo Olimpiyatları Elemelerine katılmak için yeterlilik gösterdi.
Dindar olanlar başta olmak üzere pek çok kadın Deutsch’u dini kurallara bağlı Yahudi atletler için bir örnek olarak görüyorlar. Deutsch, “İsrail’de kadın atletler için çok örnek alabileceğimiz kişi yok. Çok daha fazla kadının hayallerinin peşinden koşarak atlet olmayı hedeflemelerini diliyorum. Hayattaki temel amacım Yahudiliğin güzelliklerini paylaşmak, ardından da insanlara içlerindeki ışığı yakarak etrafa yaymaları konusunda ilham vermek çünkü ben de bir zamanlar atlet olma hayali kurmama rağmen bu ilhamı aldım” diyor.
Pozitif ruhu ve hızıyla ünlenen Deutsch, Tokyo Olimpiyatlarının pandemi sebebiyle bir yıl ertelenmesiyle başlayan olaylar zinciri nedeniyle bu yıl gerçekleşen oyunlara katılamadı. Oyunların ertelenmesi üzerine belirlenen yeni programda, kadınlar maratonu pazar gününden cumartesiye alındı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile, yarışının gününün değiştirilmesi için görüşmelere başlayan Deutsch, bu sefer Londra’da gerçekleşen ön elemede, gerekli olan sürede koşamadı.
Bu olumsuzluklara karşın dünyanın en büyük spor firmalarından Adidas sporcudan desteğini çekmedi. Adidas, dindar olmasına rağmen değil, dindar olduğu için Deutsch’u son kampanyasında öne çıkarmayı tercih etti. Sıra dışı görünümü, başörtüsü, uzun eteği ve uzun kollu giyimiyle Deutsch, Adidas’ın “Hiçbir şey imkansız değildir” sloganıyla düzenlenen, insanları spor çatısı altında birleştirmeyi ve kişinin sınırlarını genişletmeyi hedefleyen reklam kampanyasında yer aldı.
Gerek internet ortamında gerekse Tel Aviv yakınlarındaki otobanlara yerleştirilen dev reklam panolarında Duetsch’a rastlamak mümkün. Reklam kampanyası hakkında Deutsch, “İnanamadım. Dindar bir kadın olarak toplumu etkilemek için çok güzel bir fırsat. Adidas da benim bu yönümü öne çıkarmayı seçti. Benim dindar bir koşucu olduğumu ve inancımın beni harekete geçirdiğini öne çıkarmak istemelerine çok şaşırdım. Genelde, büyük bir spor firmasından bunu beklemezsiniz,” diye konuşuyor.
Deutsch, kendisi için koşu başta olmak üzere genel anlamda sporun, Yahudiliği yaşamak bir yol olduğuna inandığını da söylüyor ve “Sporu seviyorum, kendim zorlamayı seviyorum, kendime meydan okumayı seviyorum, koşmayı seviyorum. Tanrı’nın bana verdiği bu hediyeyi kullanarak hayattaki misyonumu yerine getiriyorum. Gerçekten çok şanslıyım,” diyor.
İngiltere’de Olimpiyat yeterlilik yarışlarından beri Deutsch, sonbaharda Berlin’de gerçekleşecek Abbott Dünya Marathonuna hazırlanıyor. Bu yarışın bitiş çizgisi, Hitler’in yönetime getirildiği ve Yahudileri yok etme planını açıkladığı tarihi Brandenburg Kapısında olacak.
