Az kaldı, 2021 yılı bitince kısmetse 2022´den daha güzel şeyler, daha ferah günler göreceğiz inşallah.
Biden, Powell enflasyon kalıcı değil diyorlar. Hazine Keynesyen politikalarda altyapı için 550 milyon dolar daha onayladı. Biden “Aşı olanlara 100 dolar verelim” dedi. Saat başı çalışma ücreti ki bizdeki asgari ücreti andırır, 7 dolardan 14 dolara çıksın tartışmaları sürüyor. Küresel tedarik zincirleri sorunu ve pandemi ile oluşan arz sorununu ve maliyet enflasyonunu körüklemek için talep enflasyonunu canlandırmak gerçekten harika bir plan. Trump, Hazine Bakanı Janet Yellen için kötü bir merkez bankacı diyerek tek dönem FED başkanlığı konusunda yine haklı çıktı. Enflasyonu kalıcı olarak dünyaya hediye edecek Biden Hükümeti. Demek ki, “Sorun 2020 veya Trump değilmiş” dedirten bir yıldayız. Az kaldı, biraz sabırla 2022 belki daha iyi olacak.
Küresel Isınma
Daha vahim bir senaryo var karşımızda. Merkez bankalarının bu kadar bilanço genişlemesi bir işe yaramazken, likidite ile ekonomileri büyütemeyen, enflasyonu yönetemeyen merkez bankaları şimdi de yeşil tahvillerle finansmana soyundu. Bilançoyu yeşil tahvillerle büyütünce küresel ısınma, iklim değişikliklerini yöneteceklerini varsayıyorlar. Yahu önce şu dijital paralarınızı bir çıkartın, kâğıt para basmayı bırakın da ormanlar bir kurtulsun diyen bir kişi de yok. Keza, dijital paralar için de karbon ayak izi, elektrik tüketimi filan aynı mantıkla giderse o da işin traji komik tarafı. Saudi Aramco Bitcoin madenciliğine başlayacak haberleri çıktı hafta sonu. Kimse demiyor ki yahu fosil yakıtlarla elektrik tüketip Bitcoin mi üreteceksin. Fosil yakıt acaba dolarla mı fiyatlanmayacak, yoksa altın ve petrolün yerine Bitcoin mi geçiyor? Kafamızda bir soru bitmeden başka deli sorular.
Cari Denge ve Büyüme
Tam 2021 yılında rekor büyüme gelebilir, cari açık turizm gelirleri ile 30 milyar doların altına gerileyebilir, kur baskısının (FED kaynaklı haberlerle) azalması ile enflasyon ve faiz düşüşü gelebilir derken orman yangınları bir anda gündemi değiştirdi. Canımız çok yanıyor. Turizm beldelerinde yeşil bırakmamak için birileri sözleşmiş sanki. Tam da pandemi hasarları sonrası turizmde aşılarla birlikte açılma başlamışken. Tabii pandemi ile beraber izole yaşam ve tatil için apart (à part) anlayışın arttığı bir yılda üst üste bu kadar yangının çıkması da akla başka deli soruları da getirmiyor değil. Yeşil filizleri kaybedip beton filizlerle ileride karın doyuramayacağımızı artık anlamamız gerekiyor.
Okullar Mutlaka Açılmalı
Dünyada hiçbir ekonominin artık kapalı kalma lüksü yok. Okulların açılmasına 1,5 aydan az kaldı. Daha aşılanma hızı arzu edilen seviyede değil. Kayıp bir kuşak geliyor bu gidişle. İlkokulda okuma yazma, lisede fizik, kimya öğrenemeyen kuşaklar, iki yıllık meslek yüksekokulu kazanıp okulu görmeden mezun olan kuşaklarla gençlik filizlerini yitiriyoruz. Okulların açılması için aşılanma ile ilgili ne gerekiyorsa yapılmalı artık. Ancak sıkıntılı bir durum var. Bodrum İstanbul’un küçük versiyonu. Bodrum aynı zamanda Milas Muğla ile Anadolu’yu temsil ediyor. Ne internet, ne telefon çalışmıyor buralarda. Telekom ile üç haftada müşteri odaklılık (?!) anlayışında nirvanayı yaşadım. Operatörlerin o dört çekeriz, beş atarız reklamlarının birer atmasyon olduğunu buralarda net olarak anlıyorsunuz. Eğer okullar açılmazsa bu internet ve operatör altyapıları ile eğitim filan olmaz, net ve kesin bilgi.
Özetle, yirmi yıldır gittiğim Adana Pozantı’da, 20 yılın toplamında duyduğumdan daha fazla irili ufaklı yangın bu sene çıktı. Etrafı makilik olup, azıcık ağaçlı bölgesi olan, fırsat buldukça gittiğim Mersin Boğsak’ta yangın duymak gerçekten çok üzücü. İnternete ulaşımı olmayan milyonları bizzat deneyimlemek çok üzücü. Yeşil filizleri ve genç filizleri yaşatmak, diğer canlıları düşünmek hepimizin borcu ve görevi. Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz, Sultan Süleyman’a kalmadı, bu da geçer Ya Hû.