Emrah Cebecioğlu
13 Temmuz 2021 tarihinde 31450 sayılı Resmi Gazete’de şirket sahiplerini ilgilendiren çok önemli bir düzenleme yayınlandı. 529 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) Genel Tebliğ kapsamında yapılan bu düzenleme ile birlikte ‘Gerçek Faydalanıcı’ bilgisi verme yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri dâhil bütün mükellefler ile diğer kişilerin, en geç 31/8/2021 günü sonuna kadar gerçek faydalanıcı bilgisini elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmeleri gerektiği hüküm altına alındı. Aslında bu düzenleme Türkiye’nin de üyelerinden biri olduğu OECD’nin (Dünya Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı) Küresel Vergi Şeffaflığını sağlamak için oluşturduğu asgari standartlardan birinin yerine getirilmesi ve bununla birlikte “Terörün Finansmanın Önlenmesine Yönelik Çalışmaları” da kapsaması sebebiyle ülkemiz açısından önemli bir düzenleme. Düzenlemenin içeriğini anlayabilmek için ilk olarak gerçek faydalanıcının kim olduğunun tanımının anlaşılması gerekiyor. Yayınlanan tebliğ uyarınca gerçek faydalanıcı; tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişileri ifade etmektedir. Hepimizin bildiği üzere global vergi planlaması açısından pek çok şirket özellikle Hollanda, İsviçre veya çeşitli off-shore ülkelerde kurdukları işletmeler üzerinden diğer ülkelerde yatırımlar yapmaktalar. Bu gibi durumlarda herkese açık olan ticaret sicil kayıtları incelendiğinde şirket ortağı olarak başka bir ülkedeki şirket görünmekte ancak gerçek kişi ortak tespit edilmemekte. İşte yapılan bu düzenleme ile birlikte artık vergi mükellefleri yüzde 25’ten fazla hissesi olan gerçek kişileri veya tüzel kişiliğin yüzde 25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişileri, böyle bir kişinin de tespit edilememesi durumunda ise en üst düzey icra yetkilisini kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamesi ekinde bildirmek zorundalar. Bunun sonucu olarak örneğin Türkiye’de mukim B A.Ş.’nin ortağı İsviçre’de mukim Y AG ise, Y AG’nin gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olarak bildirilmesi gerekecek. Lakin ne yazık ki mali idare yine bu kanunu düzenlerken devletin maaş almayan ‘zorunlu memurları’ SMMM ve YMM’leri bildirimde bulunmak zorunda olan vergi mükellefleri ile birlikte bildirimlerden sorumlu tutmuştur. Hiç bildirimde bulunulmaması veya eksik Hatalı bildirimde bulunulması durumunda ise VUK 359 uyarınca özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Kanaatimce yapılan düzenleme vergi şeffaflığı açısından önemli olmakla birlikte, mali idarenin kendisinin alması gereken bilgilere ilişkin bu sorumluluğun SMMM ve YMM’lere yüklenmesi ilgili meslek mensuplarına yapılan başka bir haksızlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Son bir cümlemde şirket sahibi okurlarımıza; Mali müşaviriniz veya yeminli mali müşaviriniz bu bildirimi vererek bilgilerinizi açıkladığında lütfen onlara yüklenmeyeniz.