Bir üst düzey İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilisi geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanlığı'nın neredeyse tüm Arap ülkeleriyle bir şekilde iletişimde olduğunu, buna Irak gibi devlet tarafından 'düşman devlet' olarak belirlenmiş ülkelerin de dahil olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı'nın görevinden ayrılmak üzere olan Ortadoğu Bölümü Başkanı Haim Regev, Kudüs'teki bir toplantı sırasında "Geçtiğimiz 20 yıl süresince Dışişleri Bakanlığı Arap Dünyasının neredeyse tüm üyeleriyle sürekli temas halindeydi" dedi. Regev açıklaması sırasında bu gizli ülkeler listesine Lübnan, Suriye ve Yemen'in dahil olmadığını, fakat listenin Bağdat'ı kapsadığını belirtti.
Irak'ın Washington Büyükelçisi Fareed Yasseen 2019 yılında Washington'daki Al-Hewar Arap Kültürü ve Diyalogu Merkezinde düzenlenen 'Irak Mevcut Bölgesel ve Uluslararası Gelişmelerle Nasıl Başa Çıkıyor' başlıklı bir etkinlikte, Arapça olarak, "Irak ve İsrail arasında ilişki kurulmasını gerektirebilecek nesnel sebepler bulunuyor" demişti. Yasseen ayrıca İsrail'in su yönetimi ve tarım alanlarında 'olağanüstü' teknolojilere sahip olduğuna da dikkat çekmişti. Yasseen konuşmasında, "Fakat nesnel sebepler yeterli değil," diyerek Kudüs ile Bağdat arasında açık iletişimi imkansız hale getiren 'duygusal ve diğer sebepler' olduğuna vurgu yapmıştı.
Yasseen diğer Iraklı yetkililerin ters tepkisiyle karşılaşmasına rağmen, geri çağırılmamıştı.
Irak 1948, 1967 ve 1973 yıllarında İsrail'le savaşmaları için kayda değer miktarda askeri kuvvet göndermiş ve Saddam Hüseyin 1991'deki Körfez Savaşı sırasında İsrail'e Scud füzeleri atmıştı.