Fırsatları iyi değerlendiren yıldız: George Weah

Dünyanın en iyi futbolcularından biri olarak tarihe geçen George Manneh Oppong Weah hem futbol sahasında hem de saha dışında, karşısına çıkan fırsatları değerlendirmeyi çok iyi bildi.

Eran KAN Spor
11 Ağustos 2021 Çarşamba

Dünyanın neresinde olursanız olun, zorluklar sizi bekliyor. Başarıya ulaşmak hiçbir zaman kolay değildi, kolay da olmayacaktır. Başarılı olmak için birçok şey gerekir. Azim ve hırs gibi özellikler akla ilk gelenler. Ama başarılı olmak için önemli bir etken daha var: Şans. Bazı insanlar hayatı boyunca milyonlarca şans bulur,

karşılarında farklı kapılar açılır. Kimileri ise bütün hayatları boyunca sadece sayılı fırsat bulur.

George Weah’nın durumu ise çok farklıydı. Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Liberya’da doğan Weah’nın sadece tek bir şansı vardı. Bunu değerlendirmek ise onun elindeydi. Başarıya ulaşacağı bir süre sonra belli olmuştu, ama ne kadar başarılı olacağını kimse tahmin bile edemezdi. Çünkü George Manneh Oppong Weah, hem futbol sahasında, hem de saha dışında, karşısına çıkan fırsatları değerlendirmeyi çok iyi bildi.

 

Liberya’dan Kamerun’a transfer

George Weah, 1966’da Liberya’nın Monrovia şehrinde doğdu. Ebeveynlerinin yaşadıkları sıkıntılardan dolayı üç kardeşiyle birlikte anneannesinin evine taşındı. Taşındıklarında Weah henüz bir bebekti. Büyüdükçe ailesine finansal olarak yardım etme yükümlülüğüne sahipti. Bu yüzden bir telekomünikasyon şirketinde elektrikçi olarak çalışmaya başladı. Daha liseyi bitirmemişti bile. 15 yaşında ise Young Survivors isimli futbol takımına katıldı. Birkaç sene oynadıktan sonra kendini Liberya futbol ligine hazır duruma getirmişti. 1985 - 1987 yılları arasında üç farklı Liberya takımında oynadı. İki kere ligi, bir kere de lig kupasını kazandı. Başarılarına rağmen, ülkenin ekonomik durumu ve futbolcuların kazandığı düşük ücretlerden dolayı Weah, ailesine istediği kadar yardım edemiyordu. Ayrıca, oynadığı ligin prestijinden dolayı, yetenekleri fark edilmiyordu. Buna rağmen, Weah 1987’de Kamerun liginin Tonnerre Yaounde takımına transfer oldu. Bu transferin ona nasıl kapılar açacağını tahmin bile edemeyen Weah, 21 yaşında ülkesinden ayrıldı.

Weah’nın yeni teknik direktörü Claude Le Roy isimli eski bir futbolcuydu. Deneyimli bir futbolcu ve teknik adam olan Le Roy, Weah’nın yeteneklerini kolayca fark etti. Onu takımının önemli bir parçası yaptı ve gelişmesine yardımcı oldu. Ne yazık ki, Weah’nın yeteneklerine rağmen daha büyük takımlara transfer olması çok zordu. Büyük kulüpler Afrikalı oyuncuları izlemeye çok nadir geliyor ve oyuncu yatırımlarını farklı alanlarda yapıyorlardı. 1980’lerde fiziksel olarak izlenmeyen oyuncuların farkına varılması neredeyse imkânsız olduğu için Afrikalı futbolcular ve Afrika liglerinde oynayan oyuncular yeteneklerini büyük kulüplere sergileyemiyordu. Ama Weah’nın yeteneği çok farklıydı. Le Roy, George Weah’dan sıkça arkadaşlarına bahsediyordu. Bu arkadaşlarından biri ise zamanın Monaco Teknik Direktörü Arsene Wenger’di.

 

Avrupa’ya geçiş ve gelen başarılar

Arsene Wenger, Weah hakkında duyduğu övgülerin ardından Kamerun’a kendisini izlemeye geldi. İzlediği anda da Weah’ı transfer etmek için çalışmalara başladı. 1988 yılında, George Weah, Monaco’ya transfer oldu. Monaco’da geçirdiği 4 sezonda 47 gol attı ve kendini Avrupa sahnesinde göstermeyi başardı. Ardından sırasıyla Paris St. Germain, AC Milan ve Chelsea kulüplerinde oynadı. Sekiz sezonda sekiz kupa kazandı. Hem attığı gollerle hem de takım arkadaşlarına attırdığı göllerle, takımını başarıya götürmeyi başardı. Bu süreçte bireysel ödüller almayı başaran Weah, dünyanın en iyisi olmayı da başardı. 1995 yılında FIFA’nın verdiği World Player of the Year (Yılın En İyi Oyuncusu) ve Ballon d’Or (Altın Top) ödüllerini kazandı. Günümüzde hala başka Afrikalı bir oyuncu Ballon d’Or ödülünü kazanamamıştır. Weah, 1996 yılında, FIFA Fair Play ödülünü kazandı ve spor yazarları onu ‘Yüzyılın Afrikalı Oyuncusu’ seçti. Tartışmasız dünyanın en iyi oyuncularından biri olarak, 2003’te futbolu bıraktı.

Futboldan sonrası…

George Weah’nın hikayesi futbolla sonlanmıyor. Futbol kariyerinin sonlarına doğru Birleşmiş Milletler ve UNICEF’le beraber birçok çalışma yaptı. Liberya futbol takımına ekipman bağışladı ve ekonomik destek verdi. Liberya’da eğitim ve futbol üzerine birçok çalışma yaptı. Dünya çapında ırkçılığa karşı yapılan hareketlere desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Birçok farklı ülkede gençlere fırsat veren futbol akademileri açtı. Weah, ülkesindeki ve dünyanın bütün ülkelerinde çocuklar eşit fırsatlara sahip olsun diye hayatını gençlere adadı.

2015’te ise Liberya’nın Montserrado bölgesinin senatörü seçildi. Ülkesi ile ilgili yaptığı çalışmalarından ardından 2016’da bütün spor dünyasını sarsan bir açıklama yaptı; George Weah, Liberya başkanlık seçimlerine aday olacaktı. 2017’de gerçekleştirilen seçimleri kazandı ve 22 Ocak 2018’de Liberya’nın başbakanı oldu. Weah, bir başarıya daha imza atmıştı. Ülkenin başına geçmesinin ardından yaptığı ilk işlerden biri olarak eski hocaları Claude Le Roy ve Arsene Wenger’i kraliyet sarayına çağırdı. İki Fransız teknik direktöre Liberya ülkesinin en üstün kraliyet nişanını takdim etti. Onu olduğu yere getiren en önemli iki kişiyi ödüllendirdi.

George Weah, elektrikçi bir çocuktu. Çok az para kazanan bir futbolcu oldu. Dünyanın en iyi futbolcusu oldu. Ülkesinde bir aktivist oldu. Ülkesinin başbakanı oldu. Çok az fırsat buldu ama George Weah hepsini kullandı. Bu yazıyı okumuş olan herkese tavsiyem kendi hayatımızdaki fırsatları aynı Weah gibi değerlendirmeyi denememiz. Belki hepimiz hem dünyanın en iyi futbolcusu hem de ülkemizin başbakanı olamayız. Ama denediğimiz sürece ve uğraştığımız sürece başarıya ulaşacağımız kesin.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün