Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923 tarihinde doğmuş, Akrep Burcu bir ülke. Akrep, zorluklar yaşasa da altından kalkan, krizlerle başa çıkabilen, çok güçlü bir burçtur.
Her gün yeni bir sarsıcı habere uyanmak artık alışılageldi maalesef.
“Daha ne olabilir ki?” cümlesi henüz öğle saatlerinde duyduğumuz serzenişler.
Akşama doğru da “Uzaylılar gelecek, zombiler gelecek” ile kapanış vakti.
Zombileri bilemem ama uzaylılar bizi ne yapsın? Bence gelmekten vazgeçtiler çoktan.
Ha insanoğlu çok ümitli, Kova çağına adım adım yaklaşırken, teknoloji, icat, uzay gibi konuların temsilcisi Kova Burcu etkisiyle ‘pek yakında uzaya yolculuk, Mars’ta yaşam’ gibi çalışmalar yapıyor.
Yapalım yapmasına da, önce dünyamıza sahip çıksak daha iyi olmaz mı?
Belki de doğa bize o kadar küstü ki; artık dünyada yaşanacak yer kalmayacağını anladık da, ondan mı acaba dünya dışı yaşam arıyoruz?
Yıllardır ozon tabakası zarar görüyor diye artık ilkokul çocukları bile bilgilendi. Bunun gibi doğaya verilen zararlar dillerden düşmüyor.
Dünyaya zarar veren tek canlı insan diye bilim insanları bas bas bağırıyor.
Havayı, denizi, toprakları, ormanları küstürdük işte.
Maalesef her şeyin bir bedeli vardır. Önümüzdeki sene kuraklık dünyayı çok zorlayacak.
Kuraklık herkesin tahminlerinde vardı ama son hava sıcaklıklarının artışları ile dünyada orman yangınlarının artması sonucu durum daha da vahimleşti.
Ahh o Mars yok mu o Mars… Yangın desen onda, patlama, ateş, savaş… Hepsinin sorumlusu valla!
Deprem desen, küçük büyük dünyanın bir yerinden haber geliyor ne yazık ki.
Toprak elementi mensubu Boğa’da yedi sene konaklayan Uranüs, nerede ani bir olay, nerede şok edici durumlar, depremler, ekonomik ani hareketlenmeler hep altında bu meret!
Seller, müsilaj, bulaşıcı hastalıklar, alerjiler sorumlusu Neptün de görevini hiç aksatmıyor sağ olsun.
Virüs, yangın, deprem, pandemi, müsilaj, kuraklık, sel, aşı, ekonomi, siyaset… Arttıran yok mu? Dünyanın çivisi çıktı a dostlar…
Gezegenler üzerlerine düşen görevi yerine layıkıyla yerine getiriyor gördüğünüz gibi.
Peki ya biz?
Hepimiz şapkaları çıkarıp bir önümüze koyalım önce. Dürüst olma vakti geldi. Suçu başkasına atmakta üstümüze yok. Ama önce biz doğru davrandık mı diye düşünmek gerekli.
Doğru davranmadıkça sert bir ebeveyn gibi karşımıza çıkan ve bizim iyiliğimiz için bizi kısıtlayan Satürn ders vere vere bir hal oldu.
Çocuklarına öğüt veren bir anne gibi, yeri geliyor kızıyor, yeri geliyor ceza veriyor, evlere kapatıyor, haaa olmadı mı, baba gibi Plüton’a şikayet ediyor sanki son çare.
Plüton, Satürn gibi sabırlı değil. Konuyu kökten halleder, direk yıkar, büyük yıkıma uğratır sonra da baştan yapılandırır. Dönüşüm başladı.
Dönüşüm çok çabuk olmaz. Bu bir süreç, az sabır, az tedbir, biraz azim, sonunda da yıkılmadık ayaktayız diyeceğiz.
Ne zaman derseniz, tabi ki bunu tek Allah bilir, ama astrolojik olasılık olarak bu zor dönemin 2023 ortalarında biteceği gözükmekte.
Daha çok var derseniz… Biraz da biz olumlu katkı yapalım derim.
Yangınlarda ve sellerde Türk halkının el ele verişi, “Hepimiz kardeşiz” der gibi, paylaşma, yardım, birlik olma ruhunu yaşaması takdire şayan bir örnekti.
Gözlerim dola dola seyrettim vatanseverliğimizi.
Bu ruh bana Kurtuluş Savaşı zamanını hatırlattı. Birlik olmak ne kıymetliymiş meğer.
Ancak liderlerle halkın bir kısmının fikirsel çatışmaları ise, halk arasında da fanatik çıkışlara, kutuplaşmalara neden olmaya başladı.
Aşı konusunda fikir ayrılıkları ve kısıtlanmaya karşı çıkan halkın isyanı,
Yangın söndürme konusunda halk ve devletin aynı görüş açısında olmayışı,
2021 senesine damga vuran Satürn Uranüs sert açıları tam da bu kutuplaşmaları anlatan bir görünümdü zaten.
Ancak, isyankar tutumların zamanı değil. Bunun kimseye faydası yok.
Önce birlik olmak, yardım etmek lazım.
Ateş düştüğü yeri yakmasın artık. Bu duyarlılık böyle devam etmeli.
Herkes iyi olunca, yaralarımızı sarınca fikirsel çatışmalara girelim, ülkeyi daha iyiye götürme çareleri arayalım.
Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923 tarihinde doğmuş, Akrep Burcu bir ülkedir.
Akrep zorluklar yaşasa da altından kalkan, krizlerle başa çıkabilen, çok güçlü bir burçtur.
Akrep ve yöneticisi Plüton’u, önce yanan sonra da küllerinden doğan Anka Kuşu sembolize eder.
Küllerimizden doğacağımız günler uzak değil merak etmeyin…