Beyaz olmayan Yahudiler arasında yapılan kapsamlı bir araştırma, ayrımcılıkla mücadele açısından çarpıcı verileri ortaya koydu.
Geçtiğimiz yıllarda, ABD’de yaşayan beyaz olmayan Yahudiler birçok kez sayılmıştı. Farklı forumlarda bu grupla ilgili tartışmalar yaşanırken, ideolojik açıdan da hep sembol olarak gösterildiler.
Fakat artık günümüzde, özellikle de son yapılan araştırmanın keskin sonuçlarının ardından, kendileri için seslerini yükseltmeye başladılar.
Bin yüzden fazla kişinin katıldığı ve geçtiğimiz günlerde sonuçları açıklanan araştırmaya göre, Yahudi kimliklerine derinden bağlı bu insanların büyük kısmı ne yazık ki toplumsal olarak ayrımcılıkla ilgili en az bir deneyim yaşamış.
Beyaz olmayan Yahudi bireyler çoğunlukla yok sayıldıklarını, ırkları ve etnik kökenleri ile ilgili ise genelde sorguya çekildiklerini söylüyor. Beyaz Yahudilerin genelde bazı şeyleri farzedip, kendilerini Yahudi gelenekleri ile ilgili eğitmeye çalıştıklarını, sinagog veya okullarda onları gördüklerinde birer cemaat üyesi yerine dadı veya güvenlik görevlisi sandıklarını da belirtiyorlar. Araşyırmaya katılanların yaklaşık yüzde 80’i, Yahudi ortamlarda en az bir kere ayrımcılığa maruz kaldıklarını bildiriyor.
‘Sayıların Ötesinde’ adı verilen çalışma Stanford Üniversitesinin yaptığı araştırma sonucunda ortaya çıktı.
Beyaz Olmayan Yahudiler Girişimi (BOYG) adlı kurumun girişimi ve maddi desteğiyle yapılan çalışmayı değerlendiren BOYG Başkanı İlana Kaufmann, “Bu çalışma beyaz olmayan Yahudilerin deneyimlerini teyit etmekte ve aynı zamanda Yahudi cemaati kurumlarının ırkçılık veya ırkçılık kaynaklı adaletsizlikle mücadele etmek için ellerinden geleni yaptıkları söylemlerini yalanlamaktadır,” dedi.
Araştırmaya internet üzerinde bir ön eleme anketine katılan, kendilerini Yahudi olarak tanımlayan 1118 beyaz olmayan Yahudi katıldı. Çalışmanın tüm beyaz olmayan Yahudileri istatistiki olarak kapsaması değil, bu kişilerin görüşlerinin daha derinden incelenmesi hedeflendi. Sonuç açıklamalarında özellikle 61 kişiyle yapılan birebir görüşmenin, araştırmaya fazladan bir doku ve fark kattığı da bildirildi.
Katılımcıların üçte ikisinin kadın olduğu belirtildi. Katılanların neredeyse yarısı en az bir ırk ile kendilerini özdeştirdiklerini belirtirken, üçte ikisi kendilerini melez, karışık veya çok ırklı olarak tanımladılar. Her beş katılımcıdan biri Afrikalı Amerikalı veya siyahi, her on katılımcıdan biri İspanyol veya Latin kökenli, yine her on katılımcıdan biri de Uzakdoğulu olarak tanımlandı. Katılanların yüzde yedisi Kızey Afrikalı veya Ortadoğulu olduklarını belirtirken, yine ufak bir yüzde de kendilerini diğer ırk veya etnik gruplardan olarak tanımladılar.
Katılımcıların üçte ikisi, Yahudi geleneklerine bağlı olarak yetiştirildiklerini, yine yaklaşık aynı oranda katılımcı da en az bir ebeveyninin Yahudi olduğunu belirtti. Yaklaşık yüzde 40’lık bir kesim din değiştirerek Yahudi olduklarını söylediler.
Araştırmada katılımcıların hem geçmişlerinin hem de görüşlerinin çeşitliliğine dikkat çekildi.
Filipinli göçmen bir baba ile Mısırlı Yahudi mülteci bir annenin çocuğu olan, araştırmacı ekipten ve Microsoft firmasında Eşitlik Strateji Uzmanı olarak görev alan Dalya Perez, konu hakkında, “Beyaz olmayan Yahudileri bir bütün olarak görmemiz söz konusu olamaz. Ne var ki kendilerinin cemaat tarafından kabul görmedikleri yaygın noktalar, anlar ve cemaat veya katıldıkları programa sadece bir kısım katkıda bulunmalarına izin veren önyargılı deneyimlerde pek çok ortak yanları bulunuyor,” dedi.
Yahudi cemaati içinde aktif olarak rol alan siyahi bir Yahudi, araştırmaya katılarak yakın zamanda yaşadığı ve ayrımcılığı örnekleyen tatsız bir deneyimi paylaştı.
Katılımcı o günü, “Geçtiğimiz haftalarda Şabat günü sinagoga gittiğimde, yanıma bir kadın geldi. Kendini dahi tanıtmadan bana, ‘Şabat şalom. Din dersine mi geldiniz? Dininizi mi değiştiriyorsunuz?’ diye sordu,” diye anlattı.
Araştırmanın sonuçlarının en azından Yahudi liderleri birbirleriyle iletişime geçerek, bir cemaat ruhuna sahip olmak isteyen beyaz olmayan Yahudileri birleştirecek, adımlar atmaya teşvik edeceğine inanılıyor.
Katılımcıların neredeyse yarısı diğer beyaz olmayan Yahudilerle yaşadıklarını ve deneyimlerini paylaşmayı çok önemsediklerini belirtti. Katılımcıların yine sadece yarısı kendilerini Yahudilerin bulundukları ortamlara ait hissettiklerini belirttiler. Pew Araştırma Merkezinin son araştırmasında Yahudi nüfusunun yüzde 92’sinin beyaz olduğunu söylemekle yetinmişti.
Yeni araştırmanın ‘Sayıların Ötesinde’ adlı başlığının belirttiği gibi ise, bu işi gerçekleştiren kişiler, geçmişteki tartışmaları geride bırakıp dikkatleri Yahudi çeşitliliğinin anlaşılması konusunda çekmek istediklerini söylüyorlar.