Şahlanan' ekonominin beygir gücü

Prof. Dr. Sema KALAYCIOĞLU Ekonomi 1 yorum
25 Ağustos 2021 Çarşamba

Türkiye ekonomisinin yeniden şaha kalktığını duymak hepimiz için sevindirici. Dünyayı ve Türkiye’yi pençesine alan COVID-19 ve türevleri nedeniyle benimsenen karantina önlemleri önce kısmen, sonra tamamen sona erince, her ülkede olduğu gibi Türkiye ekonomisinin de yeniden canlanmaya başlaması zaten bekleniyordu. Ancak her şeyden önce yeniden yakalanan büyümenin, atıl kapasitenin yeniden kullanılmaya başlanmış olmasından kaynakladığını hatırlamak ve muhtemel bir delta etkisi ortaya çıktığı takdirde ekonominin ek kapasite yaratma gücünün olup olmayacağını düşünmek gerekir.

Binicisini Sırtından Atmayan bir Şahlanma İçin

Elimizdeki son veriler, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde bir önceki yıla göre yüzde 7,3 oranında büyüdüğünü gösteriyor ve ikinci çeyrek rakamlarına bile erişemeden 2021 için yüzde 5,6’lık bir büyüme beklentisi açıklanıyor. Hastalıklı yılı Çin’in bile yüzde 8 büyüme ile kapatacağı düşünülecek olursa, açıklanan rakamların ne kadar gerçeği yansıtıp yansıtmadığı bir yana, bu fena bir performans değil. Ancak her şeyden önce, büyümenin istihdam yaratıp yaratmadığı, sürdürülebilir ve tabii en önemlisi enflasyonist büyüme olup olmadığı önemli. Belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde sürdürülebilirlik daima ikinci plana bırakılır. Ama açıklanan ve henüz beklentiler üzerinden değerlendirdiğimiz bir büyüme perspektifinin istihdam yaratma lokomotifinde sıkıntı olabileceğini söylemek yanlış olmaz. Aslında resmi açıklamalar işsizliğin de azaldığını gösteriyor. Ancak bu da yeniden dönmeye başlayan eski çarklardan başka bir yeni iş yaratma gücüne işaret etmiyor. Kapanan iş yerleri, işten çıkarma yasakları, salgın, salgın dolayısı ile yaşanan nüfus ve iş kayıpları ve yaşanan doğal afetlerin yüzde 13’ten yüzde 10,4’e gerileyen işsizliği açıklamada yeterli olduğunu sanmıyorum. Olsa olsa iş arayanlar, havlu atmış olabilir. İsveç, İspanya, İtalya ve Yunanistan bile Türkiye’den daha yüksek işsizlik rakamları açıklamaktan çekinmezken, yaralı kolu yenin içinde tutmanın göz boyamaya bile faydası olduğunu sanmıyorum.

Esas ilk çeyrek ve yılsonu büyüme tahminindeki enflasyon etkisi, binicisini sırtından atabilecek bir şahlanma olarak düşünülmeli. Hissedilen ve cüzdana yansıyan fiyat artışlarına göre çok düşük olan yüzde 16,6’lık resmi enflasyon değeri bile parasal ve enflasyondan arındırılmış gerçek büyüme ile arasında büyük bir makas yaratmakta. Bunu görmezden gelmek mümkün olabilir mi? Açıklanan resmi enflasyon değeri üzerinden hesaplanan gerçek büyüme ise, Türkiye gibi mülteci ve göçmen akınına uğrayan bir ülkenin ihtiyacı olan beygir gücünü sağlayamaz. Libya’dan, Suriye’ye, Kuzey Irak’tan, Afganistan’a ve Azerbaycan’a kadar dış cephe tutup, doğal afetler nedeni ile yanan ormanlarını, yıkılan ev ve iş yerlerini, patlayan fabrikalarını ve cephelerden gelen can kayıplarını telafi etmeye çalışan bir ülkeye çeyreklik yüzde 7 veya yıllık yüzde 5,6 yetmez. Çok daha yüksek bir beygir gücü gerekir ki eğitim, sağlık ve güvenlik gibi hizmetler, yeni ve yenileme altyapı harcamaları, tarımsal verimliliği arttırmak için gerekli projeler hayata geçirilebilsin. Tabii yüzde 7 veya 5 ile arttığı veya artacağı açıklanan GSYİH nin çarçur edilmemesi, yolsuzluklarla hak etmeyenin cebine girmemesi de önemli.

Ekonominin Lokomotifi ve Beklentiler

İlk çeyrekte, ihracatın büyümeye katkısı, sadece yüzde 1,1 olarak açıklanınca pek hayrete düşmedik[1]. Tabii bu katkı ikinci ve üçüncü çeyrekte artacaktır. Yine değer kaybeden Türk lirasının ihracatı ve turizmi canlandırma etkisi salgın nedeni ile kapanan piyasalar ve kısıtlanan seyahatlerden dolayı sınırlı kalmaya devam edebilir. Bu durumda büyümenin lokomotifi 2020’de olduğu gibi 2021’de de büyük ölçüde iç tüketimdeki canlanmaya bağlı kalacaktır. İç tüketimin ufkuna gelince, salgın dolayısı ile birçok harcamadan vazgeçildi veya harcamalar ertelendi. Ama gıda, hijyenik ürün, ilaç ve sağlık hizmetlerine talep devam etti. Şahlanan Türkiye ekonomisinin 2021 yılı birinci çeyrek büyüme rakamlarına sektörel bileşenleri açısından bakacak olursak, tarım sektörünün yüzde 7,5, sanayi sektörünün yüzde 11,7 ve hizmetler sektörünün (inşaat dâhil) yüzde 5,3 oranında büyüme kaydettiğini görüyoruz. Özellikle tarımın 2020 yılındaki yüzde 4,8’lik büyümesine göre yaptığı sıçramaya hayret etmemek mümkün değil. Çiftçi kuraklık dememiş, artan girdi fiyatı dememiş, salgın etkisi dememiş canla başla üretmiş. Ama talebin de etkisiyle gıda fiyatları artmaktan geri kalmamış. Yani yine enflasyonist büyümenin göz boyama etkisi geçerli. Şahlanan üretim değil de fiyatlar olunca, insan ister istemez tarımın, ne tüketici, ne de üretici dostu olmadığını düşünmekten kendini alamıyor. Bunun sorunun ivedilikle düzeltilmesi gerek. Çünkü ithalata dayanan, verimliliği düşen, çiftçisi tarla bozan, mera kapatan tarım, işsizi bol ve sınır boylarından gelen göç dalgası şiddetli Türkiye için sürdürülebilir değil.

Şah Mat Olmamak İçin Beklentileri Makul Değerlerde Tutmak Gerek

Tabii şahlanan ekonominin kırbacı sanayi, inşaat ve sermaye malları sanayiinin elinde olarak gözükmeye devam ediyor. Bu ilk bakışta umut verici olarak düşünülebilir. Ama unutmayalım biz hala ilk çeyrek rakamlarını, kendi inandırıcılığı ile yorumlamayı sürdürüyoruz. 2021 ikinci çeyrek büyüme beklentisinin yüzde 18; üçüncü çeyrek büyüme beklentisinin yüzde 0,7 ve nihayet son çeyrek beklentisinin ise sadece yüzde 0,2 olarak açıklanması, ekonominin şaha kalkar gibi yapıp, iyimser tahminle ancak tırıs gidebileceğini düşündürüyor[2]. İkinci, üçüncü ve son çeyrek rakamları hala tahminlerle veriliyor. Daha da önemlisi bu tahminler bol keseden tutulurken 2022 tahminlerinin düşürülmesi, güvenilirliği azaltıp, kötümserliği arttırıyor. Şahlanmaktan söz ederken şah mat olmamak için, hamleleri dikkatle ve akıllıca yapmak, adımları yaş tahtaya basmadan atmak, beklentileri de makul sınırlara çekmek ve gerçeğe hayal katmamak gerek.



[1] Ayrıca söz konusu dönemde toplam sabit sermaye yatırımlarının yüzde 11,4, özel ve kamu tüketimi harcamalarının yüzde 7,4 ve yüzde 1,3 oranlarında arttığı açıklanmıştı. https://www.sbb.gov.tr/2021-yili-1-ceyrek-buyume-verileri-31052021/

[2] “Bloomberg anketinde Türkiye büyüme beklentisi yükseltildi” https://www.bloomberght.com/bloomberg-anketinde-turkiye-buyume-beklentisi-yukseltildi-2283163

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün