Tiësto’dan ‘The Business’. “Let's get down to business” sözünü kısaca “işimize bakalım, işe başlayalım” şeklinde çevirebiliriz. Okullar açılıyor, bakalım plazaları da açabilecek miyiz? Bu tabii aşılanmaya bağlı biraz da. Ya da virüs insanlıktan vazgeçecek.
Cüneyt Dirican
Okullar açılıyor. Bakalım 1,5 sene uzak kalan öğrenciler, öğretmenler, öğretim elemanları, idari personel, yan sektörler, servis görevlileri, kantinciler, vb. bu yeni döneme hazır mı? En fazla iş PDR ekiplerine düşecek ilk başlarda muhtemelen. Tabii, 1,5 senenin kaybını telafi etme işi ise ilkokul, orta ve lise öğretmenlerinde. Üniversiteler açısından hibrit yapılar nasıl yönetilecek daha büyük bir sorun. Uzaktan eğitimin %40’lık bölümünden geriye kalan %60’lık kadar ev kiralamak zorunda olan bir öğrenci, bir yandan da haftada iki kere PCR testine gidecek mi? Diyelim ki aşı olmayan öğretim elemanları haftada iki kere teste gitti, bunları okulda kim nasıl takip edecek? Ya okul servislerinde çocukların maske takıp takmadığı nasıl kontrol edilecek? Aşı olmayıp PCR testine haftada iki kere girdiğini varsaydığımız servis görevlisi bunu sağlayabilecek mi? Diyelim ki kantinciler ve yemekhane görevlilerinin hepsi aşı yaptırmış, ya yiyecek içecek firmalarının teslimatlarındaki firma çalışanları? Velileri okuldan içeri almayalım tamam da, süt, ayran, bisküvi gibi ürünleri, yemekhane için deterjanları okul kapısından içeriye kim taşıyacak? Daha bir sürü soru var? Cevabı verelim. Statlarda kimse kapıda bu kontrolleri yapamaz diye burada daha önce yazmıştık. Nitekim bununla ilgili tekrar kulüplere ve federasyona yazı gitti. Bu işlerin çözümü net: Aşı! Okulları ve ekonomiye artık tekrar kapatamayacağımıza göre.
What can I do sometimes?
Tabii tek parça Tiësto’nun değil. Kanaatimce Insomnia, Rhythm is a Dancer, Lady (Hear Me Tonight), Groovejet, Missing gibi gelmiş geçmiş en iyi dans parçalarına birisi daha eklendi. Guetta remixi ile Love Tonight. Dogecoin, Shiba ve GameStop çılgınlığı şu anda NFT’lere sarmış durumda. Gençlik Bitcoin ve altcoinleri trader boomerlara bırakmış durumda. Milyon dolarlar havalarda uçuşuyor. Oluk oluk jet gibi buraya akan paralar Groovejet şarkısından çok, bu dansa ritmi veren FED ve şimdi yeni guvernörü ABD Hazinesi sayesinde. Piyasaları adeta snap etkisi ile uykusuz gecelere hazırlayan da kendileri. Hangi bağımlı yatırımcı bu geceleri sevmesin ki, sürekli uçuş var. Özlenen ve gözden kaçan çok uzun zamandır enflasyon idi, duy artık beni diyen kaldıraçlı piyasanın imdadına tedarik zinciri sorunları ve pandemi ile artan talep yetişti. Artık nur topu gibi küresel enflasyon sorunumuz da var. Powell kalıcı değil dedi enflasyon için Jackson Hall toplantısında. Enflasyon kalıcı mı gidici mi sorusuna Michael Jackson Beat it iyi gider bu noktada.
Sinyor Powell
Uncle Powell “Faiz artışı gündemimizde yok, varlık alımı azaltımını bu yıl içinde düşüneceğiz” deyince piyasalar istediğini aldı. Muhtemelen Aralık ayında 30 milyar dolar ile başlayıp 120 milyar doları 2022 yılı içinde sıfırlayacaklar. Malum 2022 seçim yılı, öyle hemen sıfırlayamazlar. Keza faizleri de seçim yılında arttıramazlar. Teknik olarak tabii. ÜFE-TÜFE makası ABD’de daha da açılır ve dünyanın rezerv, baz parası cinsinden geliri olan ABD halkının satın alma gücü daha düşerse başkanlık, liderlik gibi birçok başlıkta anket oyları hızla düşen başkan ister istemez FED’e Yellen kanadı ile müdahale etmek zorunda kalacaktır. Yeniden FED Başkanı seçilecek Powell acaba Trump’a dediği gibi biz bağımsızız diyebilecek mi?
Look at the tabela
FED bilançosu 8,4 trilyon dolar. 2022 sonuna kadar varlık alımları azalsa ve sıfırlansa dahi 9 trilyon doları görecek. 2008 Lehman Biraderler Krizine göre yaklaşık 10 katı büyümüş bilanço. Varlık alımları sıfırlansa dahi 2019 deneyimlerini dikkate alıp (inşallah) bilançoyu hızla daralt(a)mazlar. Gerçi bir yılın altındaki kâğıt stoku 1 trilyon dolar. 1-5 yıl arası ise 2 trilyon dolar. Yani en hızlı kısa vadelileri elden çıkarsalar hepi topu 1 trilyon dolar küçültebilirler bilançoyu. O da kabaca bir sene sürse zaten sonrası 2024 seçimleri. Hazinenin borç senetlerinin 7,2 trilyon doları da yabancıların elinde. Yaklaşık 1,3 trilyon doları Japonlarda, 1,1 trilyon doları Çinlilerde. Biz eskiden ilk 20 ülke içindeydik. Ancak merkez bankasının doğru bir kararla, kompozisyon değişikliği ile altına dönünce getirileri sürekli oynak olan, vadesinde ne olacağı da meçhul kâğıtlar analitik bilançomuzdan çıkmış oldu. İlk varlık azaltımının başladığı 2013’ten bu yana yaklaşık 2 trilyon dolar artmış ve 4,3 trilyon dolara gelmiş ABD tüketici kredileri genişlemesinin, ABD dolarının değeri (satın alma gücü) üzerindeki etkisini buradan Uluslararası Finans Enstitüsünden Robin Brooks’a hatırlatmak da boynumuzun borcu. Trump döneminde 110 milyar dolar seviyelerinden bugün 200 milyar dolara kabaca gelmiş cari açık rakamı ile FED’in bilanço daraltmadan, tüketici kredilerini kısmadan (keza pandemi çözülmeden), ABD’de enflasyonun nasıl geçici olacağına kanaat getirdiğini bizlere anlatırsa memnun oluruz. Bu arada demokratların Keynesyen paketleri için çıkarılacak Hazine kâğıtlarını FED almazsa Hazineyi kim fonlayacak sorusuna Çin işi, Japon işi dışında bir açıklaması varsa, bu vesile ile ticaret savaşlarının seyrini de öngörmüş oluruz. Bir de Roubini vardı kulakları çınlasın, Bitcoin hâlâ sönmedi.
Üçlü kombo geliyor
Büyüme bu sene çift hane gelirse kimse şaşırmasın. Üstelik cari açıktaki azalma ile birlikte. Eğer bu sene enflasyonda ağustos ve eylülde zirveyi gördüğümüzü düşünür ve son çeyrekte bir geri dönüş yaşarsak üçlü combo ile yılı zirvede bitirebiliriz. Hatta tüketici kredilerini kısarken ve büyüme rakamında finansal hizmetler daralırken bunu yapabilmemiz çok kıymetli. Türkiye büyüdüğünde bütçe ve cari açık verir veya enflasyonla büyüme olur tezini rafa kaldırmamız açısından bu son kısım önemli. Bu ezberleri ve algıları bozacak şekilde bu dinamikleri sürdürülebilir kılarsak, kamu borcu ve bütçe açığının GSYİH’ya oranında zaten dünyaya göre çok iyi bir yerde olan Türkiye (İrlandalı) Robin Brooks türevlerinin etkisinden de iyice sıyrılmış olacaktır.