WEB'DEN SEÇMELER

•Neredeyse her kabine toplantısında Savunma Bakanı Benny Gantz ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid arasında sürtüşmenin ortaya çıktığı söyleniyor.En son Askere Alım Kanunu´nda yapılan bir dizi değişiklik önerisi tartışmaları beraberinde getirdi.Mütedeyyin Yahudiler (Haredim) için askerden muaf olma yaşının 24´ten 21´e indirilmesi anlaşmazlık konularının başında geliyor. Gantz´ın ani çıkışları ve sinir patlamaları olduğu İsrail kabinesinde sık rastlanan bir durum haline geldiği rapor ediliyor.Gantz ve Netanyahu arasında yeni bir siyasi ittifakın başlayacağına dair spekülasyonlar da dolaşan iddialar arasında. •Dr. Gökhan Çınkara - www.indyturk.com

İzak BARON Diğer
9 Eylül 2021 Perşembe

Bu Haftanın “Takılanlar”ı

  • “YUNAN KRALI AĞUSTOS AYINDA İZMİR'E GELDİĞİNDE İZMİR YAHUDİ CEMAATİ BAŞKANI'NI YANINA ÇAĞIRIP DESTEK İSTİYOR. KARŞILIĞINDA, “RUMLARDANSA TÜRKLERİ TERCİH EDERİZ” YANITINI ALIYOR

30 Ağustos ile ilgili birbirinden ilginç yorum ve değerlendirmeler de yok değil. Bunlardan birisi de o zaman zarfında yahudilerin nasıl bir tavır sergilediği.Yrd. Doç. Dr. Emin Elmacı'ya göre Yahudiler, Yunanlıları değil, Türkleri destekledi. Emin Elmacı "Genel tablo olarak baktığımızda Kurtuluş Savaşı'nda en azından hiçbir şeye karışmadıklarını hatta birçoğunun bizi desteklediğini biliyoruz. Hatta “Osmanlı'da Yahudiler” isimli kitapta da bu durum anlatılmıştır. Bir örnek vermek gerekirse Yunan Kralı Ağustos ayında İzmir'e geldiğinde İzmir Yahudi Cemaati Başkanı'nı yanına çağırıp destek istiyor. Karşılığında, “Rumlardansa Türkleri tercih ederiz” yanıtını alıyor." açıklamasında bulunuyor...

https://www.timeturk.com/tarih/30-agustos-ta-rum-ve-yahudiler-nasil-tavir-aldi/haber-1699728

 

  • NETANYAHU HÜKÜMETLERİNİN ABD'NİN İRAN'LA YÜRÜTTÜĞÜ MÜZAKERELERE YÖNELİK SERT POZİSYON TAKINAN TAVIRLARI BENNETT'TE YERİNİ TEMKİNLİ İYİMSERLİĞE BIRAKMIŞA BENZİYOR

İsrail'in çiçeği burnunda başbakanı Naftali Bennett, ABD Başkanı Joe Biden'la görüşmek için Washington, DC'deydi.İşin ilginç yanı Bennett'in selefi Binyamin Netanyahu da Hawaii (ABD)'de tatil yapıyordu.

Bennett ve Biden arasındaki görüşmenin 26 Ağustos Perşembe günü yapılması planlanmıştı. Fakat Kabil Havalimanı'nda İslam Devleti Horasan Vilayeti (İDHV) adlı IŞİD'nin Afganistan kolunun üstlendiği terör saldırısı Beyaz Sarayı teyakkuza geçirince görüşme bir gün gecikmeli yapıldı.Neticede bu terör saldırı 13'ü ABD ordusunda görevli asker olmak üzerine 92 kişinin yaşamına mal olmuştu.

Biden ve Bennett arasında 90 dakika süren görüşmenin (heyetlerle görüşme dahil) temel başlıkları İran, Gazze, Lübnan ve Suriye oldu.

Filistin konusunda açıklama yapmaktan kaçınan Bennett bunun yerine hükümet ortağı olan Müslüman Arap üyelerin varlığına yönelik takdiri Biden'ın dilinden dinleme fırsatı yakaladı. İki liderin masasındaki en netameli konuların başında gelen dosya: İran'ın nükleer silah elde etmeye dönük faaliyetleri ve bölgede istikrarsızlık yaratan eylemleri.Beyaz Saray, diplomasiye öncelik verileceğini ve bu seçeneğin sınanmasından sonra İran'a yönelik atılacak engelleyici ve sınırlayıcı adımlara odaklanacağının altını çizdi. Buna karşın Netanyahu hükümetlerinin ABD'nin İran'la yürüttüğü müzakerelere yönelik sert pozisyon takınan tavırları Bennett'te yerini temkinli iyimserliğe bırakmışa benziyor.

Netanyahu'ya tekrar gelecek olursak onun siyasi kültürü ve liderlik stili kutuplaştırıcı bir siyasal düzenekte kendini gösteriyordu.Bennett ise süreci yönetmeyi, İsrail ve ABD arasındaki stratejik varlıkların muhafazasını ve Biden'ın üzerinde yükseldiği karmaşık siyasal bileşenleri ürkütmemeye çabalıyor.

Ayrıca ABD'nin küresel rolünü teyit etmesi dikkate değerdi. Çünkü Afganistan'dan tahliye fiyaskosu Biden'ın içeride popülaritesinde erimeye yol açıyorken dışarıda ise ABD gücünün caydırıcılık vasfının aşınmasına sebep oluyordu. Bu noktada Bennett Biden'a kuvvetli destek verdi, diyebiliriz.

Seçimli bir demokratik ülke olan İsrail'de Bennett'in kendi seçmen tabanını göz ardı etmesi düşünülemez.

Halihazırda iki liderin kamuoyuna açık yaptıkları konuşma esasında iç kamuoylarına yönelik bir halkla ilişkiler çabası olarak da kaydedilmeli.

Bennett'in ABD'nin İsrail'e yaptığı askeri yardımlara teşekkür etmesi fakat kendi kaderlerini düşünmek zorunda olduklarına dair şerhi, İsrail'in (güvenlik bürokrasisi ve siyasi elitler) son kertede İran tehdidine yönelik otonom inisiyatif kullanabileceğine dair emareyi de göstermesi açısından önemli.

Bennett'in DC'ye ayak basarken kafasını kurcalayan konuların başında İsrail siyasetinde karşılaştığı meydan okumalar geliyor.

Sınır polisi (Magav) Barel Shmueli geçen hafta Gazze sınırında çıkan çatışmalarda ağır yaralandı ve vefat etti.

Bennett'in bu askerin ismini yanlış telaffuz etmesi tepkileri topladı. Yaralı askerin babası Yossi Shmueli'yi arayan Bennett askerin ismi olan Barel yerine babası Yossi'yi kullanması affedilemez bir gaf olarak İsrail kamuoyunda yankılandı.Eski başbakan Netanyahu, Bennett'in bu hatasını siyasallaştırmaktan haliyle geri durmadı. Şu açıkça görülüyor ki Bennett üzerinde baş etmesi güç bir baskı hissediyor.Bu psikolojik gerginlik onun zihnini toplamasına zaman zaman engel oluyor, denilebilir.

Diğer önemli bir gelişme ise İsrail hükümetinde bütçe oylaması yaklaşırken kabine üyeleri arasındaki kişisel anlaşmazlıkların gün yüzüne çıkması.

Neredeyse her kabine toplantısında Savunma Bakanı Benny Gantz ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid arasında sürtüşmenin ortaya çıktığı söyleniyor.

En son Askere Alım Kanunu'nda yapılan bir dizi değişiklik önerisi tartışmaları beraberinde getirdi.

Mütedeyyin Yahudiler (Haredim) için askerden muaf olma yaşının 24'ten 21'e indirilmesi anlaşmazlık konularının başında geliyor.

Gantz'ın ani çıkışları ve sinir patlamaları olduğu İsrail kabinesinde sık rastlanan bir durum haline geldiği rapor ediliyor.

Gantz ve Netanyahu arasında yeni bir siyasi ittifakın başlayacağına dair spekülasyonlar da dolaşan iddialar arasında.Gantz eski genelkurmay başkanı olarak hükümette kendisini ilgilendiren konularla daha fazla görünür olma derdinde.

Filistin lideri Mahmud Abbas ile bu pazar gerçekleştirdiği görüşme bu açıdan önemli. Yaklaşık 11 yıldır İsrailli üst düzey yetkililer ve onların Filistinli muhatapları arasında bir görüşmeye rastlanmıyordu.Gantz'ın bu inisiyatifi herhangi bir geniş çaplı siyasi rota (iki devletli çözüme yönelik müzakerelerin başlaması) içermese de pozitif gündem yaratma açısında önemli.

Şu da açık olsa gerek: Filistin yönetimi Gazze'de Hamas'ın güçlenmesinden memnun gözükmüyor.Bu sebeple İsrail ile diyalog kanallarını açarak belirli finans girdilerinin serbest bırakılmasıyla toplumsal düzeyde meşruiyet tazelemeye yönelmek istiyor. Gantz ise İsrail'in güvenliğini tesis etme noktasında tecrübeli bir asker ve yetenekli bir siyasetçi imajını İsrail kamuoyunda pekiştirmekle meşgul.

Dr. Gökhan Çınkara

https://www.indyturk.com/node/405466/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/naftali-bennettin-washington-gezisinin-d%C3%BC%C5%9F%C3%BCnd%C3%BCrd%C3%BCkleri

 

  • İSRAİLLİ YORUMCULAR BENNET’İN BİDEN TARAFINDAN AÇIKÇA DESTEKLENDİĞİNİ VE BUNUN EN ÖNEMLİ SEBEBİNİN DE DÜŞÜRÜLÜP YERİNE NATANYAHU GİBİ DİŞLİ BİR İSRAİL BAŞBAKANI GELMESİNİ İSTEMEDİĞİNDEN YAPTI

Aslında çok önemli değişiklikler yok, ancak bazı diplomatik konularda Natanyahu hükümetinden farklı bir yol tutturacağının sinyalleri var.

Örneğin, İsrail Başbakanı Bennett, ABD Başkanı Biden ile görüştü ve “yeni bir ruh getirdim” dedi. Biden da “yeni ve taze” İsrail Başbakanı Naftali Bennett’i oldukça iyi karşıladı ve İran’ın asla bir nükleer silahlı devlet olmayacağını söyledi.

İsrailli yorumcular Bennet’in Biden tarafından açıkça desteklendiğini ve bunun en önemli sebebinin de düşürülüp yerine Natanyahu gibi dişli bir İsrail Başbakanı gelmesini istemediğinden yaptı. Bu kısmı ne kadar önemli bilinmez ama sonuçta ABD İsrail’in güvenliğinden sorumlu olduğunu tekrarlaması tabii ki İsrail yararınadır.

Bennet ise bu arada bir Filistin Devletine sıcak bakmadığını da laf arasında söyleyiverdi.

Halbuki Natanyahu bu konuda “ortam oluşursa imkansız değil” demekteydi. ABD eski başkanı Trump da barış planının kabul edilmesi halinde Doğu Kudüs’ün Filistin Devleti’nin başkenti olacağını ve de ABD Filistin Büyükelçiliği’nin burada olacağını belirtmişti. Zaman ne olacağını gösterecek kuşkusuz.

Bu arada İsrail Devleti ile Filistin Otonomi Yönetimi arasında 2010 yılından beri herhangi bir resmi temas olmamıştı.

11 yıldan sonra dün gece ilk kez İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz Başbakanın bilgisi ve izni dahilinde Filistin Otonomi Yönetimi Başkanı Mahmoud Abbas (Abu Mazen) ile Ramallah’ta görüştü.

Bu uzun bir süreden sonra gerçekleşen resmi bir temas idi ve 2.5 saat süren bu görüşmede taraflar arasındaki siyasi konular ve Filistin Otonomi Yönetiminde yaşayan halkın ekonomik seviyesinin geliştirilmesi için alınacak olan ekonomik tedbirlerden söz edildi.

Belki aslında Benny Gantz veya yeni ve taze İsrail hükümetinin yapmak istediği daha doğrusu bu görüşme ile yaptığı neydi? ABU MAZEN 2005 yılından beri Filistin Otonomi Yönetiminin başında ve o tarihten beri de bir seçim yapılmış değil. Hoş durum Gazze’de de farklı değil.

Hamas ve toplum Abu Mazen yönetimini seçim için zorlamakta ve olası bir seçimde HAMAS’ın yönetime el koyması ihtimali sıfır değil. Hamas’ın Batı Şeria’da yönetime geçmesi İsrail için oldukça sorunlu bir durum olup bunu önlemenin bir yolu da Abu Mazen’i ve onun yönetimini güçlendirmektir. Bu ziyaret ile ve taahhüt edilen ekonomik gelişim programları ile Abu Mazen ve ekibinin yönetimde kalması adeta garantilenmiş oluyor.

Rafael Sadi

https://odatv4.com/makale/bidenin-yeni-ve-taze-israil-basbakani-ile-gorusmesinin-sifreleri-

 

  • “TAKSİCİLER SİZE İSMİNİZİ SORARLAR. BENİM İSMİM YA İZZET OLUR YA İBRAHİM OLUR YA İSMET OLUR. ÇÜNKÜ … (KENDİ İSMİNİ SÖYLÜYOR) DERSEM ASLEN NERELİSİN SORUSU BAŞLAYACAK VE O İNSANA YAHUDİ OLDUĞUMU BEYAN ETMEM GÖRDÜĞÜM KADARIYLA TEHLİKELİ BİR ŞEY.”

Türkiyeli Yahudiler de Türkiye’deki dezavantajlı toplumsal gruplardan birisi olarak tıpkı Türkiyeli Ermeniler gibi Türkiye’de çeşitli nefret söylemlerine, ayrımcılıklara ve toplumsal eşitsizliklere maruz kalıyorlar. Türkiyeli Yahudiler sıklıkla toplumsal yaşamda İsrail devleti ile özdeştiriliyor, zaman zaman bilhassa da İsrail ile Filistin arasında gerilimlerin yaşandığı dönemde Türkiyeli Yahudiler İsrail devletinin politikalarından adeta sorumlu tutuluyor ve tüm bunların sonucunda çeşitli nefret söylemlerine ve nefret davranışlarına maruz kalıyorlar: “İsrail, bir Jewish State[3] fakat dünyanın herhangi bir yerindeki Yahudilerle bir gözüktüğü için sanki benim elimde bir buton var da ben o butona basıp İsrail’deki herhangi bir şeyi kontrol ediyormuşçasına, orada herhangi bir problem olduğu zaman Türkiye’de yansıması direkt bize geliyor. Direkt olarak nefret söylemleri bize doğrultulabiliyor.” (28 yaşında, erkek, yazılım danışmanı, lisans mezunu) İsrail-Filistin arasında süregelen belli sorunlar olduğu zaman, bu hemen Türkiye Yahudilerine bir nefret söylemi olarak yansıyor. Şeyi çok fazla yaşıyoruz, yani İsrail ve Yahudi arasındaki farkın çok fazla bilinmediği ve o yüzden de sanki İsrail’de bir devlet politikası sonucu olan şeyleri sanki o kararları buradaki Yahudilerin verdiği, onların burada aktif bir rolü olduğu ve bize İsrail’e karşı siz diye yani siz bunu yapıyorsunuz, siz bomba atıyorsunuz gibi. Halbuki ben evimdeyim, İstanbul’dayım ve hiçbir şey yapmıyorum. Konuyla alakam yok. Bunu çok fazla yaşıyoruz…” (29 yaşında, kadın, klinik psikolog, yüksek lisans mezunu A) “Ben lisedeyken -ben liseyi Pierre Loti’de okudum, bir Fransız lisesi; %50’si Fransız; %25’i dünyanın herhangi bir yerinden diğer %25’i de Türk ama işte bilmem nerenin CEO’su diplomatının çocuğu vs.- Mavi Marmara olayları olmuştu. Mavi Marmara olayının sabahında okulda o dönemin Cezayir başkonsolosunun oğlu beni kapıda karşıladı ve bana küfürler yağdırdı. ‘Allah seni kahretsin, neler yaptın dün akşam izledim gördüm’ diyerek bayağı bir saldırarak bir yumruk geçirdi mesela. İlk defa onun fiziksel şiddet boyutunu da yaşadım.” (28 yaşında, erkek, yazılım danışmanı, lisans mezunu) Türkiyeli Yahudilerin Türkiye’de maruz kaldıkları nefret söylemleri, yalnızca bu örneklerle sınırlı değil. Yahudi gençlere göre toplumsal yaşamda maruz kaldıkları nefret söylemlerinin ve nefret davranışlarının bir diğer boyutu da Yahudi Soykırımı’nı ve Nazi politikalarını hedef alan nefret söylemleri ve nefret davranışları: “Saint Benoit’da lisedeyken birisinin sen sabunsun gibi bir söylemiyle karşılaşmıştım. Yani işte Nazi Almanyası zamanında Auschwitz’de kamplarda Yahudilerin yağlarından sabun yapılması. Senin baban sabun satıyor gibi bir espri yapmaya çalışmıştı.” (27 yaşında, erkek, satış müdürü, lisans öğrencisi) “…ben yedinci sınıfta dershaneye gidiyordum. Dershanedeyken beni birileri Hitler selamı ile karşılıyordu mesela. Böyle şeyler yaşanabiliyordu. Garip geliyordu çünkü bambaşka bir yerde altmış sene önce olan bir şeyi hâlâ bir şekilde devam ettirmeye çalışmak ne manaya geliyor pek anlamıyorum açıkçası.” (25 yaşında, erkek, pilot, lisans mezunu) Türkiyeli Yahudi gençler de saha görüşmesi yaptığım birçok Türkiyeli Ermeni gençte gözlemlediğim gibi maruz kalabilecekleri eşitsizliklere, nefret söylemlerine ve ayrımcı pratiklere yönelik zaman zaman bunlardan korunmak amacıyla çeşitli stratejiler uyguluyorlar. Bu stratejilerden en sıklıkla yapılanı, Yahudi kimliklerini gizlemek oluyor. Yahudi kimliklerini gizlemek amacıyla zaman zaman Türk isimleri kullanıyorlar, isimleri ve memleketleri sorulduğunda Yahudi olduklarını açıkça ifade edecek yanıtlardan uzak duruyorlar. Kendilerini güvenli hissettikleri alanlarda ve kimliklerini açıkça beyan etmekten çekinmediklerinde bu stratejileri uygulama ihtiyaçları ortadan kalkabiliyor: “Mesela kendimi güvende hissetmediğim bir ortama girdiğimde adımın Türkçe bir isim olmamasından dolayı sordukları oluyor. Nerelisin falan. Kendimi güvende hissetmiyorsam asla söylemiyorum Yahudi olduğumu. Yahudi olduğumu normalde de söylemiyorum zaten, kulağa daha kabul edilebilir versiyonu olarak Musevi demeyi tercih ediyorum. Hiç güvende hissetmiyorsam onu da söylemiyorum. Benim annemler orijinal insanlar o yüzden böyle ilginç bir isim seçmişler dediğim olabiliyor.” (29 yaşında, kadın, klinik psikolog, yüksek lisans mezunu A) “İnsanlar ismimi sorduğunda ya da soyadımı sorduklarında, bunun neden bu kadar ‘garip’ olduğunu açıklamakta hep net bir şekilde hâlâ ben Yahudi olduğum için diyemiyorum. Hep kökene dayatıyorum. İşte baba tarafı İspanya göçmeni ya da işte anne tarafım Kırım’dan gelmiş falan gibi hep kökene bağlatıyorum bunu. Ama esasında Yahudi olduğum için ismim soy ismim bu kadar değişik.” (29 yaşında, kadın, klinik psikolog, yüksek lisans mezunu B) “Taksiciler size isminizi sorarlar. Benim ismim ya İzzet olur ya İbrahim olur ya İsmet olur. Çünkü … (kendi ismini söylüyor) dersem aslen nerelisin sorusu başlayacak ve o insana Yahudi olduğumu beyan etmem gördüğüm kadarıyla tehlikeli bir şey. Biraz kendimizi izole ederek, kamufle ediyoruz nefret söylemine karşı Türkiye’de.” (27 yaşında, erkek, satış müdürü, lisans öğrencisi)

Sena Arusal

https://catlakzemin.com/turkiyedeki-ermeni-ve-yahudi-gencler-anlatiyor-iki-tarafta-mucadele-etmek/

  • önder kaya istanbul gezgini@onderkayaistan1

Galata.. Yüksek Kaldırım üzerinde Tımarcı sokak. Galatadaki zengin Musevi ailelerin hatırasını taşıyor. Barnathan ve Demir apartmanı gibi görkemli apartmanlar var. Bazılarında İbrani takvimine göre yapım tarihi göze çarpıyor

  

Öte yandan İstanbuldaki tüm Musevi aileleri zengin addetmek ise kolaycılık. Balatta mukim musevilerin çoğu lağımcılık, tenekecilik, kayıkçılık yapan insanlar. Hasköy görece daha müreffeh. Özellikle Hasköyün varsıl aileleri zamanla Şişhane ve Galataya doğru yerleşecekler.

https://twitter.com/onderkayaistan1/status/1433773995262873601

  • Zehra Şenoguz@z_senoguz

Ankara’nın tarihi merkezi Ulus’ta bir Yahudi mahallesi olduğunu biliyor musunuz?Bugün sayıları 50'yi bile bulmayan,ancak varlığı milattan önce 2.YY'a uzanan Ankara Yahudileri,bu halkın Anadolu’daki en eski topluluklarından biri "Hermana:Ankara Yahudilerinin Anlatılmamış Tarihi"👇

https://www.youtube.com/watch?v=_ee_L9y4ICw

https://twitter.com/z_senoguz/status/1434428426505555970

  • ((( Gianluigi )))@Gianlui91580067

#unforgettableGolda

https://twitter.com/Gianlui91580067/status/1433473763794984960

  • ivo molinas@basyazar

‘’Ortadoğu’da kadınların sadece özgür değil eşit olduğu yegane ülke İsrail’’

https://twitter.com/basyazar/status/1433474906000404484

  • RaHiBe-TeReSa @EmELBoYY

Efsane "Cafe Rowal" #israil  Tel Aviv Dizengoff Caddesi'nde bulunan bir kafeydi.

Cafe Rowal Tel Aviv'in burjuvası, Golda Meir ve Paula Ben-Gurion'un uğrak yeri olurdu.Yıl 1948 

https://twitter.com/EmELBoYY/status/1433466723936702468

  • Nadide Fotoğraf@nadidefotograf

21. Nisan 1947

Güvertesinde 2.700 illegal Yahudi yerleşimciyi taşıyan “Theodor Herzl” isimli gemi İngiliz mandası altındaki Filistin'in Hayfa Limanı'na yanaşıyor.

Gemide asılı pankartta "Almanlar evimizi yok etti, siz umutlarımızı yıkmayın." yazılı.

https://twitter.com/nadidefotograf/status/1433187158622343168

  • Remzi Çetin@remzzicetin

“Türk-Yahudi Ortak Tarihi”ne dair, en azından şu kitabı okumayanlar, mümkünse ahkâm kesmesinler. Her iki kadim halkın geçmişini öğrenmek, YouTube videolarıyla olacak iş değil. Çeşitli, çoklu ve çapraz okumalar yapılmalı ve Shaw’ın bu eseri, bir ön okuma olarak değerlendirilmeli…

https://twitter.com/remzzicetin/status/1433443490546044931

  • suat@kangeloporta

Appelfeld'in Holokost çocuklarını işlediği anlatıları o yüzden etkileyici, diri ve can yakıcıdır. Anne Frank'in günlükleri insanı sarsar ama Tsili'nin yetim gibi, kimliksiz, korka korka orda burda yaşamaya çalışması ayrı bir dünya.. Ki Appelfeld bu dünyayı bir çocuk olarak gördü

https://twitter.com/kangeloporta/status/1434407240803438595

  • Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu@drkaanyl

Aşılar ile öyle bir komplo yürütülüyor ki, İsrail tarihte Yahudi soykırımı ile hüküm giymiş Almanya'nın "ölümcül" aşılarını tüm halkına yapıyor, hatta 2 yetmedi 3 'e başladılar...

Gerçekten kutluyorum komplocuları, bunların aklına inananları ise 2 kat kutluyorum... #coronavirus

Bir de uydurmuşlar bir siyonist gidiyorlar, neymiş Siyonistler başkaymış, Yahudiler başkaymış, ya gidin bir işinize, masal falan okuyun gece gece La Fontaine Masalları

https://twitter.com/drkaanyl/status/1433518154379055108

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

Acı bir günün yıldönümünü anımsamak.

6 Eylül 1986 NEVE Şalom Sinagogu Saldırısı.

22 kişi bu terör saldırısında hayatını kaybetti.

Reform Yahudileri'nin (ABD) gazetesi The American Israelite Arşivinden bu küpürü paylaşıyorum:

@tyahuditoplumu @ishak5723  @basyazar

https://twitter.com/gcinkara/status/1434604850579492864

 

Ağa Takılanlar Öneriyor

  • Ömer Taşpınar: “Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelebileceğine inanıyorum, yapısal meseleler var fakat ticari ilişkiler çok güçlü” – Ruşen Çakır

https://medyascope.tv/2021/09/02/omer-taspinar-turkiye-israil-iliskilerinin-duzelebilecegine-inaniyorum-yapisal-meseleler-var-fakat-ticari-iliskiler-cok-guclu/

  • Uzmanlara göre Biden-Bennett görüşmesinde 'dostluk' ifadeleri taahhüt sınırına ulaşmadı - Abdel Ra'ouf D. A. R. Arnaout, Halime Afra Aksoy

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/uzmanlara-gore-biden-bennett-gorusmesinde-dostluk-ifadeleri-taahhut-sinirina-ulasmadi/2353292

  • Nüfusunun yüzde 80’inden fazlası iki doz aşılı İsrail, neden vakalarda patlama yaşıyor? – Atilla Güner

https://tr.sputniknews.com/20210902/nufusunun-yuzde-80inden-fazlasi-iki-doz-asili-israil-neden-vakalarda-patlama-yasiyor-1048559544.html

  • MOSSAD'ın gizli operasyonu ortaya çıktı – Rafael Sadi

https://odatv4.com/makale/mossadin-gizli-operasyonu-ortaya-cikti

  • Hitler Üzerine Notlar – 1&2 – Vahap Coşkun

https://serbestiyet.com/yazarlar/hitler-uzerine-notlar-1-68851/

https://serbestiyet.com/yazarlar/hitler-uzerine-notlar-2-69433/

  • Taliban / Peştunların kökeni Yahudi mi? – İlknur Altıntaş

https://odatv4.com/guncel/taliban-pestunlarinin--209167

  • Bir zamanlar kodamanların cennetiydi GALATA...- HINCAL ULUÇ

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2021/09/04/bir-zamanlar-kodamanlarin-cennetiydi-galata

  • Erkan Özerman'la "İzmirli Dario" üzerine - Devrim Özkan

https://acikradyo.com.tr/fransiz-opucugu/erkan-ozermanla-izmirli-dario-uzerine

  • Mutfağımızın sürgün böreği: Boyoz - Gökhan TURHAN

https://www.dunya.com/kose-yazisi/mutfagimizin-surgun-boregi-boyoz/632749

  • 6-7 Eylül'ün yayınlanmamış fotoğrafları – Serdar Korucu

6-7 Eylül 1955. Resmi kayıtlara göre 70’in üstünde kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında ev ve işyerlerinin de bulunduğu binlerce mekan saldırıya uğradı.

Nedeniyse Kıbrıs geriliminin yükseldiği dönemde Ekspres gazetesinin "Atamızın evi bomba ile hasara uğradı" başlığıyla, Selanik’te Atatürk’ün evinin bombalandığı iddiasını gündeme taşımasıydı.

Saldırıya uğrayan yerler arasında Rumlara ait kutsal alanlar da vardı.

Saldırganların hedefleri arasında evler ve mezarlıklar da bulunuyordu. Bunu o dönem meclis kürsüsüne taşıyan isim, Demokrat Parti milletvekili Aleksandros Hacopulos olacaktı.

Hacopulos, Ulus Gazetesi’nde yer alan, “Kiliseleri Rum papazları yakmıştır” ifadelerine de tepki gösteriyor, “Faciaların izleri önümüzde duruyor. İşte enkazlar ve harabeler” diyordu.

6-7 Eylül'ü dünya kamuoyuna duyuran haberse Paris Match’ta yayınlandı. 24 Eylül 1955’teki sayısında habere, “İstanbul’da ayaklanma” başlığı atıyordu.

1960 Darbesi ardından Yassıada yargılamalarına konu olan ancak hiçbir zaman gerçek faillerinin yargı karşısına çıkarılmadığı 6-7 Eylül, anılarda, özellikle de İstanbul Rumlarında derin iz bıraktı.

https://www.cnnturk.com/amp/video/turkiye/6-7-eylulun-yayinlanmamis-fotograflari-cnn-turkte-ozel-haber

  • Yarın 6, Salı günü 7 Eylül! – Muhsin Kızılkaya

https://www.haberturk.com/yazarlar/muhsin-kizilkaya-2291/3182299-yarin-6-sali-gunu-7-eylul

  • Eski Kudüs Şehri. Hurva Sinagogu. Harabelerden dördüncü doğum

https://www.youtube.com/watch?v=Y2yJKV_f67U

  • Yeni İsrail hükümeti ‘aile birleşimi’ sorununu çözdü

İsrail vatandaşı olan ve olmayan Filistinlilerin aileleri artık yurtdışına seyahat edebilecek ve geri dönebilecek; Filistin kimlikleri ve pasaportları alabilecekler.

https://turkish.aawsat.com/home/article/3166491/yeni-i%CC%87srail-h%C3%BCk%C3%BCmeti-%E2%80%98aile-birle%C5%9Fimi%E2%80%99-sorununu-%C3%A7%C3%B6zd%C3%BC

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün